ELBEG Murat Duman
29.07.2006
Televizyonun karşısına geçip amaçsızca kanallarda ne var ne yok diye kumandanın düğmelerine gelişi güzel bastığınızda onlarca seçeneğin olmasına bazen hayıflandığınız, bazen de bunu yaparken ne kadar rahatladığınızı düşündüğünüz olmuştur.
Kimi zaman saatlerce süren bu göz gezdirme sırasında normal zamanda dönüp yüzüne bakmadığınız programlardan birinde umursamazca kalıp, boş gözlerle televizyona baktığınız da olmuştur.
Tam bu sırada aile fertlerinden birinin “bize izlettirdiğin şeye bak, diğer kanallara da baksan” demesiyle, aniden uyanıp tekrar kanallara göz gezdirip, aktörlerini önceden tanıdığınız, bu nedenle hoş bir film olabilir diye düşündüğünüz bir filmin ortasından seyretmeye başladığınız da olmuştur.
Evet, izlemeye değer bir film bulmuşsunuzdur artık. Şimdi yapılacak tek şey silkinip kendinize gelmek ve filmin konusunu anlamaya çalışmak. Eğer izlediğiniz filmin türüne aşinaysanız filmin konusunu anlamanız çok zor olmayacaktır. Ancak bu konuda acemiyseniz, hiç merak etmeyin aile fertleri size bu konuda yardımcı olacaktır.
İlk bir iki dakika filme baktıktan sonra artık kareleri ve olayları yavaş yavaş yerine oturtmaya başlarsınız. Ancak bazen film öyle bir hal alır ki kim ne yapmış, kim hangi tarafta, burası neresi vs. her şey birbirine girer. Ama üzülmeyin söylediğim gibi aile fertleri size bu konuda yardımcı olacaklardır.
Önce yavaş yavaş yorumlar başlar. “ bence bunun için böyle oldu”, “yok yok baksana kesin böyle olmuştur” gibi sözlerle biraz yol kat edersiniz. Bazen kafanız karışır ancak eğer cahil bilmişlerden değilseniz çok çabuk toparlarsınız kendinizi.
Bazen güvenmezsiniz kimseye, aileden biri de olsa. Hemen filmin konusunu anlatan bir kaynak aramaya başlarsınız. Bazen bulursunuz böyle bir kaynak. Okuyunca filmin konusunu “aaa evet, ben böyle bir filmi daha önce seyretmiş gibiyim zaten” dersiniz. Ama kimi zaman ve hatta çoğunlukla böyle bir kaynak bulma şansınız yoktur. O zaman yine aile fertleriyle beraber film hakkında yorum yaparken bulursunuz kendinizi.
Kafanız çok fazla karışsa da artık yavaş yavaş oturuyordur taşlar yerine. Ancak filmin konusunu anladıkça kendinize kızdığınız hatta bazen de tüh nasıl böyle bir yanlış yaptım dediğiniz olmuştur. Çünkü o ana kadar zengini fakir, namusluyu namussuz, sıradan birini ajan, iyiyi kötü yapmışsınızdır.
Eğer bu düşüncelerinizi aile fertleri arasındaki “film yorumu” tartışmasında yüksek sesle dile getirmişseniz işiniz biraz zor. Başka bir filmin ortasında yapacağınız yorumlar sırf bu yüzden pek fazla önemsenmeyecektir. Yok eğer çoğu düşüncenizi içinizden seslendirdiyseniz ilerde bir şansınız daha var demektir.
Eğer film yorumlarını sıklıkla ve yüksek sesle dile getiren biri iseniz mutlaka filmin senaryosuna da müdahale eden biri olmalısınız. Yönetmenlikten, senaristlikten, oyunculuktan anlamasanız bile hiç fark etmez. Siz sonuçta bir izleyicisiniz ve her türlü hakka sahipsiniz. O nedenle izlediğiniz film, filmin yönetmeni, senaristi, oyuncuları en iyi ödülleri almışta olsa bu sizin filmi yeniden kurgulamanıza engel olamayacaktır.
Filmin ortasından seyretmeye başlamak öyle sıradan bir iş olmasa gerek. İlerde iyi bir yönetmen olmak belki de bu aşamada sergileyeceğiniz performansınıza bağlıdır. Kim bilir?