HANİ BİR MUSİBET BİN NASİHATTEN İYİYDİ

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Bu söz, bazı durumlarda verilen nasihatten ziyade başa gelen felaketlerin daha öğretici olduğunu anlatmak için kullanılan bir atasözüdür.
Malum, toplum olarak, hepimizi ziyadesiyle üzen talihsiz bir olay yaşadık.
Acaba bu musibetten yeterli dersi çıkarabildik mi yoksa musibet şaşkınlığı ile daha büyük musibetlere kapı mı araladık?
Acaba ilgili kişiler, ilgili kurumlar süreci özenle yürütebildi mi?
Yoksa olaya bilen de bilmeyen de müdahil olup bodoslama ilerleyen bir süreç mi yaşıyoruz?

İLGİLİ KURUMLARIN AÇIKLAMASI
Evet, kişi ve kurumların ifadelerine göre konu oldukça vahim.
Yetkili kurumlarımızın konuyla ilgili açıklamalarını esas alan halkımız, talihsiz olaya büyük tepki verdi, vermeye devam ediyor.
Bir haftadır sosyal medyada sanki bu konuyla ilgili yorum yapmayana dayak atılacak ya da Çerkeslikten çıkarılacakmış gibi herkes çalakalem, pervasızca yazdı, yazıyor.
Bu menfur olaya elbette gerekli tepki vermeliydi ama unutulmasın ki tepki vermenin, kınamanın, lanetlemenin de bir üslubu, bir seviyesi olmalı!
Acaba kullandığım ifadelerden kurumlarımız, aileler zarar görür mü, toplum, özellikle gençler olumsuz etkilenir mi, halkın güveni sarsılır mı, pamuk ipliğine bağlı ümitlerimizi yok eder mi, diye düşünenlerin sayısı daha fazla olmalıydı kanaatindeyim

SUSKUNLAR BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN KONUŞACAK
Ayrıca, konuşması gereken, pusula olması beklenen bazı kişilerden hiç ses ve sedanın çıkmaması da ayrı bir konu.
Bilmem ki bu kesim bugün değilse ne zaman konuşacak?
Acaba bilenler, bilip de susanlar daha yüksek sesle konuşsa, ortak akıl daha güzel kendini hissettirse üslupsuzlar, patavatsızlar daha mı etkisiz kalırdı?

TEDBİR TEDAVİDEN UCUZDUR
Şu güzel sözü unutmayalım: Tedbir, tedaviden ucuzdur!
Umarım, bundan sonra alınacak tedbirler malum olayların yaşanmasına fırsat vermez!
Elbette duygu ve düşüncesini, derin üzüntüsünü, samimiyetle paylaşan, tahriklere kapılmadan üslubuna göre yorum yapan duyarlı kesime kimsenin sözü olamaz!
Ama ne yaş ne tecrübe ne birikim hiçbir ölçü tanımadan her farklı düşünceyi linç eden, kurumlarımızı insafsızca eleştiren o kadar çok sosyal medya kullanıcısı var ki konuşmayan paylaşmayan fikrini beyan etmeyen kesimi haklı çıkarıyor sanki.
Eğer duyarlı kesim, kendi düşüncesine katılmayan herkesi linç eden güruhu susturma gayreti içinde olmazsa sıkıntılarımız azalmayacak katlanacaktır.
İşte yaşadığımız bu talihsiz tablo karşısındaki durumumuz tam da budur!

“HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ”
Bazı kişilerin, olayı kınayan paylaşım ve yorumlar karşısındaki tehditkâr yaklaşımları da hiç hoş değil. Bu durum, “Hem suçlu hem güçlü” çağrışımını yapar ki bu da tepkilerin dozunu arttırmakla kalmaz, olayı içinden çıkılmaz hale getirir

BU KADAR MI SAVRULDUK?
Bilmem ki biz, bu kadar mı savrulduk, bu kadar mı hoşgörüsüz, bu kadar mı empatisiz kaldık?
Eli klavyeye ulaşan herkes mi uzman, yargıç edasıyla patavatsızca ifadeler kullanırmış…
Olay ne kadar feci, olursa olsun suç işlediği söylenen şahsın suçu ne kadar ağır ve affedilmez olursa olsun linç edasıyla herkesi suçlayan çalakalem yazılar toplumumuza büyük zarar veriyor.
Bir haftadır yazılanlar, paylaşılanlar korkutuyor insanı.
Biraz daha derli toplu, biraz daha empati merkezli ve çözüm odaklı tepkiler beklerdim, olmadı.
Uzman yargıç edasıyla, bu zatı, ailesini, sülalesini, temsil ettiği kurumu linç edip yok edelim, ibret-i alem için asalım, keselim!” ifadeleri de halkımızda büyük yaralar açıyor.
Kimse, suçu sabit olan birini koruyalım, suçun üstünü örtelim, demiyor, diyemez.
Keşke “Bir musibet, bin nasihatten yeğidir!” atalar sözünün mantığını işleterek, tarafları ve toplumu en az zararla kurtarma düşüncesini hâkim kılabilseydik!

KINAMANIN DA LANETLEMENİN DE BİR ÜSLUBU VARDIR
Biz, bu süreçte ne yazık ki yer yer musibeti köpürtecek üslup kullandık.
Değil mi ki kınama, lanetleme bile bodoslama yapılmaz, her şeyin bir ölçüsü, bir üslubu, bir oluru olmalı.
Bu hassas konu, patavatsızlığı, fırsatçılığı, iç hesaplaşmayı asla kaldırmaz.
Daha adil, daha hakkaniyetli olmak, kişisel intikam duygularımızı tatmin etme gayreti yerine adaletin peşini takip etmektir doğru olan

HER ŞEYE RAĞMEN ÖLÇÜLÜ OLMAK
Toplumumuz, malum talihsiz olaya tepkisini, her iki tarafın ailelerinin düştüğü zor durumun empatisi içinde vermeli.
Her iki aile ve her iki ailenin yakınları için hiç de kolay değil yaşananlar.
Her şeye rağmen ölçülü, olmakta yarar var.
Bu çok hassas olayın daha fazla köpürtülerek toplumumuzun, kurumlarımızın zarar görmesine müsaade edilmemeli

XABZE, HASE, THAMADE’NİN YAPTIRIM GÜCÜ ve GERÇEKLER
Günümüz dünyasında “xabze, xase ve thamade” nin yaptırım gücünü abartmanın, geçmişte kalmanın kime ne faydası olur bilmiyorum.
Günümüz dünyasının gerçeklerine göz kapatarak hiç kimse hiçbir bir sorununu çözemez.
Vesselam, tanımlaması zor, garip olaylar yaşıyoruz.
Tekrar yaşanmaması temennisiyle.