HATH’I OĞLU KOÇ’AS (ХЬАТХЫМ ЫКЪО КЪОК1АС)

K’UBE Şaban
Derleme: Şaban K’ube
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız
Kaynak: K’ube Şaban (К1убэ Шэбан), Adighe Folklor-II, NewYork, 1963.

Hathı’ların küçük Koç’as‘ı, eyvah,
Sakıncalı bir yerde avlanıyor.

Kampını, eyvah, Ajıpsı deresi kıyısına
Kurmuş bulunuyor.

Kampına bir bir,
Duyan arkadaşları da geliyorlar.

Koç’as’ın av kampında,
Semiz geyik eti hiç eksik olmaz.

Ancak onun -kendi ormanında- geyik avladığını
Beylerin en acımasızı (1) da duymakta gecikmez.

Duyar duymaz da av kampına doğru,
Atını mahmuzlar.

Beyin gelmekte olduğunu,
Koç’as’ın tazıları anında farkederler.

Koç’as da durumu anlar,
Islık çalıp arkadaşlarına haber salar.

Eyvah, bu Koç’as’ın ıslığı,
Çağırıyor bizi, der arkadaşları.

Koç’as yüksek bir ağaca çıkar,
Atlıların yaklaşmakta olduklarını görür.

“Konuk desem çok,
Ordu desem az bu gelenler” der.

Yiğit olan için er günü bugün,
Silahını  kuşansın er olan herkes.

Direnmekten çekinen varsa,
Karanlık orman köşelerinde saklansın.

“Direnemeyiz, başa çıkamayız Koç’as,
Bu iş bize göre bir iş değil” diyorlar.

“Durmayın, hadi gidin öyleyse, babam sorarsa beni,
Bir kısrak sürüsü getirip dönecek dersiniz.

İnanmazsa size, leş kargalarının
Uçuştuğu (üşüştüğü) yere gitmesini söylersiniz”.

Birazdan, başlarında azılı beyleri,
Atlılar da erişiyorlar çardağa.

Hathı’ların Koç’as’ı renk vermeden,
Karşıladı onları.

“Koç’as, boşuna yormaya kalkışma bizi,
Atla hemen atımın terkisine (2), dedi bey.

“Doğdum doğalı at terkisine binmek,
En sevmediğim şeydir.

Bu gerçeği,
Bütün bir Shapsugh ülkesi de bilir.

Aç iseniz eğer,
Buyurun bu küçük çardağıma.

Yolu soruyorsanız eğer,
Bu yol sizi aşağıya, ovaya götürür”.

“Gevezelik edip bizi yorup durma Koç’as,
Hadi atla hemen atımın terkisine”.

“Haddini bil, yoksa,
Bastığın bu yeri öptürürüm sana”.

“Kör kurşunundan, çürük barutundan
Korkacak biri mi sandın sen beni”.

“Benim kör kurşunum, Yedi Çarşamba (3),
Yüreği gibi dökülmüştür.

Çürük barutuma ise,
Karadeniz’deki koca gemiler selam verirler.

Yerecıbej’ıme (4) gelince,
İlkbahardaki gök gürüldemeleri gibi uğuldar”.

Ardından K’ahe (5) beyi,
Gümbürdeyerek yere yuvarlanır.

Beykol (6) sürüsü ise,
Vah, vah, diyerek, deri kamçılarıyla dövünürler.

Açıklama:
Çerkeslerin Nart ve Aydemirkan adlı destanları  yanında, yiğitlik üzerine söylenmiş daha başka destan, şarkı ve öyküleri de  vardır. Bunlardan biri de en az üç yüz yıl önce yaşamış olduğu sanılan Hathı oğlu Koç’as (Hatxım yıko Koç’as/Хьатхым ыкъо Къок1ас) üzerine söylenmiş olan şarkı ve öykülerdir. Çevirisini sunduğumuz bu halk şarkısı (орэд) ise, ünlü Adige araştırmacı ve yazarı Şaban K’ube (1890-1974) tarafından derlenmiştir. -HCY

DİPNOTLAR:
1)
Beylerin en acımasızı- Hatukay beyi Deveyıpş (Дэоипщ)  ya da Devey Pşıh’afe (Дэой Пщыхафэ)’dir ve Koç’as tarafından öldürülür. Pşıh’afe’nin adamları da Koç’as’ı öldürürler. Bu konuyu işleyen İbrahim Tsey’in (Biyografisi için bkz. İbrahim Tsey, ayrıca bkz. Koç’as, internet) beş perdelik “Koç’as” adlı  bir dramı (piyesi) vardır.
2)
At terkisinde (at arkasında) çocuklar, esir ve köleler  taşınırdı, terkide taşınmak, aşağılanmak, köleleşmek, korkmak ve köle olmayı kabullenmek gibi  anlamlara gelirdi.
3)
Yedi Çarşamba-bir deyim, güçlü,çok sağlam dökülmüş kurşun anlamında.
4)
Yerecıbej (Ерэджыбэжъ) – Tüfek.Tanınmış bir ustanın (Yerecıb ya da Recep) elinden çıkma ve onun yapımı olan yerli tüfek.
5)
K’ah’e (Kvaxe/К1ахэ) – Batı Çerkesya  ya da Kuban yöresi Adigeleri için  eskiden verilmiş olan ad, ”Ovalı” anlamında.
6)
Beykol (Ьейкол) – Beyin kulu, kölesi, adamı, kapıkulu  karşılığı Tatarca bir sözcük olup, Adigeler açısından beyin (pşı) hizmetinde, maiyetinde  olan kişi anlamında aşağılayıcı bir sözcüktür. Dipnotlar HAPİ Cevdet Yıldız’a aittir.