Çeviri: Erhan Hapae
SİADIGHABZE
(Adige dilim benim)
Belki zor, belki ağır
Beddua içinse derin
Kolay,
acıysa anlatacağın şey
Ağıta benzeyen sesin
Çelik gibi parlıyor
Ve hızı,
rüzgara kapılmış vahşi bir at
Yürek kavuran ağıt, söker kapıyı
Yinede zor şahlanıyor
Nasıl zor geçmişse hayat
Nereden geldi bu
Naralar atan, şu çelik yüzün
Kılıçlar kırılmış bu dağlarda çok
Ondan mı dır bu
Ölümlere yakışan hüzün
Bana sorarsan eğer
Erişmişsin sen
Gözyaşının diline
Nasıl taşıyıp geldin bu yükü bilmem
Mezarsız oğullar verip te ölüme
Tek bir gücüm vardı benim
Benden doğmuş bütün onlar gibi
Nartlar a benzer durumum
Teslimiyeti
Ve esir olmayı bilmeyen
Yiğitliği ve ölümü bilip
Ve sevmeyi öğrenmeden ölmeyen
Buluştum seninle yeniden
Üstümüzde masmavi bir gök
sevişmek istediği dil gibi sade
Geçiyor üstümüzden
Gümüş olmuş bulutlar
Şarkılarından azade
Dilim güzel bir köylü kızı
Nerden geldin sen ey güzel
yüreğin ışığı değilsen eğer
Anlat bize şu geldiğin yeri
Anlat bakalım nerdenmiş
Seher ışıklarından süzülmüşsün meğer
Susmaz, dayanamaz,
anlatırsın bak
Şansın var, yaşamı bulmuşsun sen
Çünkü bir dili konuşmaktır yaşamak
Akranız senle, insanlığa dair
Güzeli anlatmaksa derdin, gel anlat, kolay
Bir çocuk sesi kadar şakrak bu dil
Lakin,
Aman dilemez sakın
Ve dağ nehirleri gibi berrak
Ve umutlu şarkılar, yüreklere seslenip
Işıklar bırakarak akar
Nice olurdu halin ey dil
Nasıl geçerdi karanlık geceler
Ve nasıl serpilecektin böyle
konuşmasaydık eğer,
biz Adigeler
K. NALBIY
ÇEVİRMENİN NOTU: Sayın Hatam’ın yardımı ile çevirmeye çalıştım.
O da tutup en zor şiirlerinden birini göndermiş. Şöyle hafif bir aşk şiiri gönderseydi ya. Kepaze etmiş isem affedin.
Erhan Hapae