KÜLTÜREL KİMLİK ve ÖZGÜRLÜK

YEMUZ Nevzat Tarakçı

“Kimlik” kavramı, günümüzde kültür ve siyaset dünyasını meşgul eden en önemli kavramlardan biridir.
“Kültürel kimlik, bir grubun ya da kültürün ya da bireyin ait olduğu grup veya kültüre ait kimliğine verilen isimdir.” (Vikipedi)
“Kültürel kimlik bireyin kendisini millet, etnisite, ırk, cinsiyet ve din gibi çeşitli kültürel kategorilerden oluşan belirli bir grup ile tanımlaması veya ona ait olduğunu hissetmesi anlamına gelmektedir.”
“Kültürel gelenekler; miras, dil, estetik, kurallar ve örfler gibi kolektif bilginin paylaşılma sürecinde oluşur ve devamlılığını sürdürür.”

KİMLİK VE KÜLTÜR ÖZGÜR ORTAM İSTER
Kimlik, kültür ve sanat, demokratik, özgür ortamlarda gelişir.
Sadece kültür ve sanat mı, edebiyat da bilim de sanatçı da özgür ortamlarda yetişip bu ortamlarda yeşermez mi?
Demek ki adalet, hukuk, demokrasi, özgürlük… yoksa kültür de sanat da bilim de yok demektir.
“Kültür, bir milletin tarih boyunca ürettiği sözlü, yazılı, maddi ve manevi değerleridir.
“Bütün sanatlar, üretildiği toplum hayatından beslenmektedir.”
“Toplum hayatı ise gelenek, görenek, din, töre, anane gibi yaşam tarzımızı şekillendiren normların etkilediği davranış biçimlerinden oluşmaktadır.”
“İşte sanatın toplum için üretildiği performanslar ve eserler bu davranış biçimlerini işlemektedir. “
“Toplumda kabul gören ve iyiyi, güzeli öven estetik değerler, insan davranışlarını doğruya yönlendiren kültür- sanat ortamlarıdır. “
“Sanatın toplumdaki ilişkilere yaklaşımı ise; doğru bilinen davranışların gerçek doğru olup olmadığının sorgulanmasıdır.”
“Bu sorgulama hayata dair mutluluktan ziyade, kaygıları dile getirmeyi ve acı, eziyet, saygısızlık, zulüm, özgürlük gibi kavramlara dikkat çekmeyi amaç edinir.”
“Elbette daima iyi-kötü, güzel-çirkin, zalim-mazlum, şüphe-inanç var olacaktır.”
“İnsanlığın ürettiği erdemler varken, beşeriyetin maruz kaldığı sıkıntıların tümü de sanatçılar tarafından hiciv konusu olmaya devam edecektir.”
Yukarıdaki ifadeler Prof. Aysen Soysaldı’nın  “Kültür, Sanat ve Beşeriyet İlişkisi” adlı makalesinde geçen ifadelerdir.
Katılmamak mümkün değil?

ETNOGRAFYA ÇOK ÖNEMLİ
Kültürü yaşatmak denilince aklımız gelen kavramlardan birisi, belki de en önemlisi “etnografya” dır.
“Etnografya, kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını araştıran, kültür bilimidir. İnsanın toplumsal varlığını niteliksel ve niceliksel olarak inceler. Bu incelemeleri alan çalışmasına göre gerçekleştirir.” (Vikipedi)
Bakınız, Prof. Kenan Özbel vasiyetinde konuyla ilgili neler söylüyor?
Etnografya, bilindiği gibi halkbilimidir.
Toplumun kültür ve sanatını özümleyen yapıtlardır.
Bir etnografik eser arkeolojik yazıt gibidir.
Bize hangi toplumdan geldiğini, hangi kültürlerin etkisinde kaldığını, nasıl bir hayat yaşadıklarını, özel yaşantılarına ait ipuçlarını, inançlarını, dinlerini, kültür zenginliklerini tek tek anlatır.
İşte tüm bunlar bizim toplumsal kimliklerimizdir.
Bu yüzden etnografik eserlerimizin korunması gerekir.

ÖZGÜRLÜK ve KÜLTÜR
Kültürü yaşatan özgür ortamlardır.
Özgürlük, kültürün sanatın ve sanatçının yaşayabilmesi için olmazsa olmazıdır.
Dewey’in ifadesiyle:
Özgürlük nedir, niçin değerlidir?
Özgürlük isteği insanda doğuştan mı vardır, yoksa bir takım özel olaylardan mı doğmuştur?
Özgürlük, bizim için bir amaç mı, yoksa başka şeyler edinmemize yarayan bir araç mı?
Özgürlük, ardından bir takım sorumluluklar getirir mi?
Getirirse, bu sorumluluklar bütün insanların daha büyük bir rahatlık uğruna ondan vazgeçebilecekleri kadar pahalıya mı mal olur?
Özgürlük uğrunda savaş, onu elde etmek ve elde tutmak için gerekli çabadan vazgeçirecek kadar çetin midir?
Özgürlüğün kendisi ve beraberinde getirdiği şeyler yaşama güveni kadar, yiyecek içecek kadar, ev bark, giyecek ya da mutlu günler kadar önemli midir?   (John Dewey / Özgürlük ve Kültür)
Demokrasi tutkunu bir eğitimci olan Dewey, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitimine yön vermesi amacıyla, 1924’te Türkiye’ye çağrılmıştı.

SANAT VE KÜLTÜR DEMOKRASİYİ SEVER
“Özgürlük, sanat ve sanatçı için, su ve oksijen gibi bir şey.”
“O manada, sanatçı, bir kişi ya da bir kesime bağlı bir şekilde dünyaya bakmak zorunda olan bir kişi değil.
“Tam aksine; çok özgürlük ister.
“Bir söz vardır; ‘Sanat, demokrasiyi sever.’ diye.”
“Sanat, demokrasisiz yaşayamaz.” diye bu sözü tamamlamak isterim.

TEMENNİ
Kimlik, kültür, sanat ve edebiyatın yaşayabilmesi, daha fazla zenginleşebilmesi için,
Daha fazla özgürlük,
Daha fazla adalet,
Daha fazla hukuk… ortamının gelişmesi temennisiyle…