NEĞEPTLE ASKERBIY: “İÇTEN DİLEKLERİMİ GERÇEKLEŞTİRMİŞ BULUNUYORUM”

Ç’ARE Fatim
Adige Mak, 04 Haziran 2009
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız

Adige ulusunun başına gelen ve bundan sonra gelmesi olası durumlar üzerine düşünce üreten kişilerimizden Neğeptle Askerbıy, bu son yıllarda sadece Adigey’de değil, başka ülkelerde de tanınan biri oldu. 2007 yılında onun öncü ve yönetmenliğinde “Çerkesya” (Черкесия) adlı tarihsel/popüler bir film çekilmişti. Bu yakınlarda filmin devamı “Çerkesya. Adige Geleneği” (Черкесия. Адыгэ Хабзэ) adıyla geldi. 21 Mayıs’ta Rus-Kafkas Savaşı’nda ölenlerin anıldığı günde, film gösterime sunuldu. Filmi izleyenler çarpıldılar ve çok etkilendiler. İzleyiciler olumlu görüşler belirttiler. Biz de Neğeptle Askerbıy ile bir görüşme yaptık.

– Askerbıy, aslında bir ekonomi mühendisisin. “Aminet” adlı özel bir iş yerin de var. Peki, Adigeler üzerine filmler çekmek nereden aklınıza geldi?

– Çocukluğumdan beri Nart destanlarını, masalları ve tarihsel öyküleri okumayı seviyorum. Bunlar beni etkilediler ve çok şeyi öğrenmeme de neden oldular. Adige halkının başına gelen -sürgün olayı- beni çok üzüyordu. Bugün bizler Rusya’da yaşıyoruz, eskiden Adige halkımızın başından geçmiş olan trajedi ile bizim dışımızda ilgilenen ve ilgilenecek olan kimsecikler de yok. Bu bakımdan bir ulus olarak varlığımızı sürdürmemiz için, bize yardım edilmesi ve bizim koruma altına alınmamız gerekiyor, ama kimsenin umurunda bile değiliz. Bu nedenle elimizden geldiğince kendi kendimizi korumamız gerekiyor, çocuklarımıza doğru yolu göstermemiz, onları okutmamız, güzel dillerimizi onlara öğretmemiz gerekiyor. Bizi ayakta tutacak tutkal, geleneğimiz (xabze) olacak. Bu düşüncelerle söz konusu film işine tüm gücümle sarıldım.

– “Çerkesya” adlı ilk filminizde neyi amaçlamıştınız, kısaca anlatır mısınız?

– Ulusumuzun başına gelen olay-sürgün- gizlice/gizli tutularak yapıldı ve halen gizli tutulmaya devam ediliyor. Kitaplarda yazılı, ama okuyanı da fazla değil, ama bu olay perdeye yansıtıldığında sadece Adigelere değil, herkese de sunulabilecek. Ulusumuzun izlediği zorlu yolu, ulusumuzun başına gelmiş olan yıkımı göstermek ve bundan sonrası için yapılması gerekecek şeyleri gözler önüne sermek  istedim. Çok eski zamanlardan bu yana uzanan Adige ulusal tarihi Kafkas Savaşı sonucu kesintiye uğradı, işte bunu ve Adige ulusunun büyük trajedisini bu filmle göstermiş oldum.

– Şimdi çekmiş olduğun tarihsel/popüler filme “Çerkesya. Adige Geleneği” adını verdin. Bu filmin bir öncekinden farkı nedir?

– Adige ulusu olarak sayıca az olmamız sadece beni değil, çok kişiyi üzüyor. Ulusumuzu ayakta tutmamız için geleneğimizin güzel ve iyi yanlarını yeniden canlandırmamız, çocuklarımıza Adige geleneğini aşılamamız gerekiyor. Adige ulusunu Adige yapan Adige geleneğidir. İşte bu kaygılar içinde ikinci filmi çekmeyi kararlaştırdım. Ayrıca Tanrının Adigece’yi biz Adigelere vermiş olduğunu da anımsatmak istedim. Adige ulusu Adige giysilerini ve yemeklerini kendi oluşturdu. Ama Adige/Çerkes ulusunun oluşturduğu değerler içinde en değerli, en yüce ve en üst değerde olanı, Adige geleneğidir. Adige geleneği,  ulusumuz tarafından binlerce yıl boyunca  oluşturulmuş, süzgeçten/imbikten geçirilerek geliştirilmiş ve güzelleştirilmiştir. Adige geleneğidir halkımızı geliştiren ve ona güç veren ana etken. Kızlarımızı güzel, utanma/edep duyguları taşır hale getiren, delikanlılarımızı da korkusuzca ve yiğitçe ülke savunmasına koşturan, onlara ölümü göze aldıran etken Adige geleneğidir. Bu nedenle geleneğimizden daha güzel, daha değerli bir şey/değer bulunmadığını anlatmak istedim, buna içtenlikle de inanmıyorum.

– İkinci filmin senaryosunu da kendiniz yazdınız. Ne gibi tarihsel kaynaklardan yararlandınız?

– Biliminsanı Bğejneko Beresbıy’e ve daha birkaç kişiye düşüncelerimi açtım. Ama hiçbirinin senaryo yazacak durumu yoktu. İş bana kalınca, Adige Geleneği üzerine yazılmış kitapları topladım, iki buçuk ay boyunca o kitaplardan seçmeler yaptım. Bğejneko, Meşşodz (МэшIодз), Mamhığ, Marzey, tarihçi Pota, Han-Girey ve başkalarının kitaplarından yararlandım.

– Bu taşıdığın ve ağırlığını yüklendiğin iş nedeniyle pişmanlık duyduğun durumlar oldu mu?Nereden güç alıyorsun?

– Doğrusunu söylemem gerekirse, işim hiç de kolay bir iş değil. Geceler boyunca uyumadığım, yazıp durduğum oldu. Asıl zorluk,  çok sayıdaki  ilginç belge içinden kısa bir zaman kesitinde kullanılacak olanları seçme işiydi, bu tür belgeler çok sayıdaydı. Ben de en anlamlı bulduğum yazıları seçtim. Örneğin, ilk film senaryosu 10, 5 sayfadan oluşuyordu, metni 52 dakikada vermek gerekiyordu. Belgesel filmlerde süreyi uzatamazsın. İlginç belge çokluğu nedeniyle ikinci filmi biraz uzatmışız gibi oldu. Süre ile sınırlı olduğumuzdan, sonunda kısaltmalar/çıkartmalar yapmak zorunda kaldık. Adige ulusuna bir yararım olması düşüncesiyle ve bu düşünceden/amaçtan güç alarak elimden geldiğince çalıştım.

 

– Askerbıy, senaryo yazmakla iş bitmiyor, çekim ekibiyle de uyumlu çalışmak gerekiyor.

– İkinci filmi ilkinden daha güzel yapmak amacıyla senaryoyu alıp Moskova’ya gittim. Birinci Kanal’da çalışan Adige genci, yönetmen/rejisör Neh’ay Yura (Нэхэе Юрэ) ile görüştüm, senaryoyu ona incelettim. Yura’nın birçok işi vardı, ama filmi önemsedi ve film konusunda anlaştık. Ayrıca Kuzey Kafkasya’da en usta kameraman sayılan ve televizyonumuzda çalışan Aleksandr Nikonov ile de anlaştık. Okulunu henüz yeni bitirmiş ve film işi üzerine eğitim almış ve işe tüm gücüyle asılmaya hazır olan Hakun Valer’i asistan olarak aldık. Çundışke Zavır da (Цундышкэ Заур) film yönetmeni olarak bize yardımcı oldu.

 

– Filmi nerede çektiniz? Filmde kimler görev aldılar?

– Nalçik’e gidip Adigelerin eski sofra geleneğini orada çektik. Kabardeyler sofra geleneğini hala sürdürüyorlar. Aynı biçimde beşik bağlama (кушъэхапхэ), çocuk eğitme (кIэлэ пIун) ve diğer geleneksel ilişkileri de Kabardey’de filme aldık. İki hafta kadar orada çalıştık. Ardından Adigey’e döndük, gegu (джэгу)  üzerine geleneksel ilişkileri ve üzüntülü gün ve anılara ilişkin yapılmakta olan uygulamaları/törenleri (нэшхъэигъом епхыгъэ фэIо-фашIэхэр), halk tıbbı, ç’apşe (кIапщ), Adige kadınının savaşı/dövüşü durduruş biçimi ve benzeri konularda çekimler yaptık. Bundan başka at yarış ve oyunlarını, atlı karşılaşmalarını, atlıların selamlaşma biçimlerini dağlarda ve deniz kıyısında çektik. Belge hazır hale gelince, Neh’ay Yura’ya götürdüm, montaj işini ona yaptırdım. Filmde Kabardey-Balkarya ile Adigey’in ünlü oyuncularından Mış’evestışh’o Pşızepıy (Мышъэостышхо Пщызэпый) ve eşi K’une, Nalçık Dram Tiyatrosu oyuncuları, Adigey’den de Zıha Zavır, Ğuç’e Zamudin, Vısteko Muhtar, Hakuy Andzavır ve eşi Anjelika ve başkaları rol aldılar.

 

– Askerbıy, parasız film çekmenin olanaksızlığını herkes bilir. Bu konuda size yardım edenler  oldu mu?

– Bunları açıklamaktan büyük bir sevinç duyarım. Yardımcı olanlar arasında RF Devlet Başkanı katında bulunan yetkili Adigey temsilcisi Hupserıko Murat, Moskova’da ticaretle uğraşan ve akrabam Neğeptle Eldar, maddi gücü bulunan Hakuy İsa (Хьакъуй Хьис), Çerkes Muharbıy, Bılımıha Reşıd, Kabıha Ruslan, Jane Kazbek, Şhalaho Aslan, Hut’ıj Asker ve daha başkaları da bulunuyorlar. Aynı biçimde oyuncuların giysileri gibi konularda Kule Muhamed, Vej Murat, Hapaye Arambıy, Zıha Melaiçet, Vımar Thabısım Sanat Koleji ve 8 No’lu çocuk yuvası yardımlarda bulundular. Hepsine son derece teşekkür borçluyum.

– Filmin galası (лъэтегъэуцо) yapıldı. Amacınızı gerçekleştirdiğinize inanıyor musunuz? Filmin eksik kalan yanları var mı?

– 21 Mayıs günü Adige ulusunun yas/anma günüdür. 21 Mayıs’ın Adigeler açısından önemi tartışmasızdır. Filmi  21 Mayıs gününe yetiştirmek için uğraştım ve yetiştirdim. Gördüğüme göre, filmi izleyenler ekilenmişler, filme büyük bir değer biçiyorlar. Bu konuda memnunum, benimle çalışanlar da memnunlar. Dış ülkelerdeki soydaşlara seslenmesi için filmin altı dile çevrilmesi hazırlıkları başlatıldı. Amacımı gerçekleştirdiğime inanıyorum. İlk film bütün Adigelere ulaşmıştı. İlginç bulup çok sayıda sorular sordular. İzleyicinin beğenisidir esas ve en değerli olan şey.

 

– Film diskleri nerelerden satın alınabilir?

– Diskler  insanların en çok  uğradığı çarşı pazarda, terminal binasında, dükkan ve mağazalarda satılacak.

 

– “Yaptığım çalışma yeter” deyip oturacak olanlardan bir olmadığınızı biliyoruz. Önümüzdeki dönemde de çalışmalarınızı sürdüme amacını  taşıyor  musunuz?

– Elbette, ama bu tür işleri parasız götürmek çok zor bir şey. Büyük bir grubun başaracağı bir işi tek kişi olarak yüklenmiş durumdayım, ağır geliyor. Kuşkusuz geleceğe yönelik düşüncelerim var, Tanrı izin verirse o işlere de başlayacağım. Gerekli donanım ve kameralarım olursa, başladığım işleri yürütmem kolaylaşacak. Bu söylediklerim birkaç milyon para gerektiren şeyler. Bu konuda RF Devlet Başkanlığı katındaki AC  yetkili temsilcisi Hupserıko Murat ve AC Başbakanı Murat Kumpıl ile görüşmelerde bulundum ve beni umutlandırdılar. Bu donanımlara kavuşursam, işimiz kolaylaşacak ve Adige ulusumuzun güzelliğini genişliğince sergileme olanağımız olacak.

 

– Askerbıy, adınızın altın harflerle ulusal kültür ve tarihimizde yer almış olması nedeniyle sizi kutluyorum. Bundan sonrası için de arzu ve isteklerinizin gerçekleşmesini diliyorum.

– Teşekkür ederim.