SOSYAL MEDYADA XABZE YOK MU

YEMUZ Nevzat Tarakçı

“Xabze toplumu”nun sosyal medya sınavını izliyoruz.
Malum, hayatın olduğu her yerde belli kurallar vardır.
Çerkes toplumunun da yaşam kuralları xabzedir!
Xabze, takip edilecek yoldur, pusuladır
Peki siz, “xabze” elbette sosyal medyada da geçerli, diyenlerden misiniz?
Yoksa, ya hu xabze gerçek hayatta ne kadar geçerli ki sanal dünyada geçerli olsun, mu diyorsunuz?
Şöyle düşünenler de vardır: Kardeşim, xabze bir hayat tarzıysa bunun sosyal medyası, sanal dünyası, olmaz, bu kurallar hayatın her alanında uygulanır.
Zamanın şartlarıyla bazı rötuşlarla temeli değişmeden yaşatılması gereken xabze, yüzyılların getirdiği bir birikimdir ve bizi doğrulara sevk eder.
O halde günün sorusunu soralım: Binlerce, on binlerce Çerkesin katılımıyla oluşan sosyal medya platformlarında xabze kuralları etkili mi?

ELEŞTİRİDE XABZE NE OLMALI?
Sosyal medya, iletişim teknolojilerinin hayatımızın her alanında etkili olmasıyla vazgeçilmez bir platform haline gelmiştir.
Günümüzde de geçerliliğini koruyan Adıge görgü kurallarının kalbinde/merkezinde, genel kabul gören iletişimsel ve günlük davranış normları vardır. Bunlar, ilişkilerde ve kendini ifade etmede karşılıklı saygıyı esas alan, uygun olan tavır ve yöntemlerdir.
Elbette hayatın her alanında olduğu gibi sosyal medya ortamında da herkesin fikrine katılmak mümkün değil. Çoğu zaman hiç hoşumuza gitmeyen paylaşımlar, aykırı düşünceler karşımıza çıkabiliyor. Bu aykırı düşünceler eleştiri duygumuzu ateşliyor.
Eleştiri, olumsuzlukları dile getirmekten ziyade farklı bakış, farklı düşüncelerin hayat bulmasına imkân tanıyan bir değerlendirme biçimi olmalı.
Eleştiri, bilgi birikiminin paylaşılması çabasıdır, aslında bu yönüyle çok değerli ve yaratıcıdır.
Dinamik, yapıcı, üretici eleştiriler, muhatabına farklı bakış açıları kazandırırken bu nitelikleriyle bilim ve sanat dünyasının vazgeçilmezidir.
Saldırı üslubuyla yapılan eleştirilerde eleştiri sahibi giderek objektif düşünme ve değerlendirme yeteneğini kaybeder, verimsiz bir polemiğin içine düşer.

SOSYAL MEDYA GERÇEĞİ
Bu toplum, sosyal medyanın üslupsuzluğundan, hakaretlerinden, küfürlerinden çok çekti, çok çekiyor.
Adeta, ince mizah, unutuldu gitti.
Toplumun bir kesiminde nasıl bir nefret biriktirmiş öyle, argo, hakaret, öfke… diz boyu.
Duygu ve düşüncelerimizi zarif ve etkili bir şekilde anlatmanın değişik yollar varken nedendir bu kin, bu öfke bu nefret?
Toplum, bu kadar mı nefret diline teslim olmuş?
Argosuz, hakaretsiz, küfürsüz konuşamıyor, yazışamıyorsak durum sanıldığından dav vahim demek.

SANAL AİLE, SANAL MUHABBET
Günümüz insanı, sosyal medya nedeniyle yakın çevre ilişkilerinde ciddi problemler yaşıyor.
Eve gidiyor; eşi, çocuğu, annesi, babası ve kardeşiyle derinlikli bir ilişki kuramıyor.
Sana aile, sanal muhabbet!

SOSYAL TUZAK
İnsanın yakın çevreyle ilişkisi zayıflayınca bu sefer insan, ihtiyaç duyduğu sıcaklığı, ilgiyi, sevgiyi başka ortamlarda aramaya çalışıyor.
İşte o zaman, sosyal medya bağımlılığı alabildiğine derinleşiyor.
O zaman, hiç yüzünü görmediği, gerçek kimliğini bilmediği insanlara bütün derdini anlatabiliyor.
Veya keçiboynuzu misali bir gram bilgiye ulaşabilmek için saatlerce sosyal medyada dolaşabiliyor.
Oysa sosyal medyaya ayırdığı vakti kendisine ayırsa o kişi hayatında önemli mesafeler kat edebilirdi.

“İNSAN, HAYATTA KENDİSİYLE KARŞILAŞMALI.”
Sen, bu hayata başkalarına laf yetiştirmek,
Başkalarının gündemlerini takip etmek,
Başkalarının yaptıklarını gözlemlemek için mi geldin?
Burada Ahmet Hamdi Tanpınar’ın güzel bir tespitini hatırlamak lazım:
“İnsan hayatta yaşarken kendisiyle karşılaşmalı.”
Kendisiyle oturmalı, konuşmalı, dertleşmeli, kendisiyle baş başa kalmalı.

SOSYAL MEDYA AMACINA UYGUN KULLANILIRSA…
Aslında insanlar, sosyal medya aracılığıyla normal hayatta ulaşılması çok zor olan çok sayıda insana ulaşarak çok güzel paylaşımlar yapabilir.
O yüzden amaçlı kullanım çok önemli.
Sosyal medya kullanıcısı, kim nereye gitmiş, kim ne yapmış, kim ne söylemiş, kim ne yemiş, kim ne giymişin ilerisine taşabilmeli.
Zira hayat çok kısa, çok kıymetli.
Malum, hayatın tekrarı da yok!

ELEŞTİREL DÜŞÜNCE
Sosyal medyada gördüğü, duyduğu her şeye inanan, üretmeyen, sorgulamayan bireylerle işimiz ne kadar zor!
Boşuna “Medya okuryazarlığı şart!” denmemiş!
Sevinçleri paylaşmak, güzellikleri çoğaltmak temennisiyle.

SON BİR SORU
Şu son soru, Çerkesliğiyle övünen sosyal medya kullanıcılarına.
Sahi “XABZE” kuralları sosyal medyanın neresinde?