Notlar: 1) Terimlerin çeşitli dillerde
yazılışları / işareti ile ayrılmıştır Adige/Adghe vs.
gibi 2) Sözcüklerin yazılışında Latin ve
Kiril harfleri kullanılmış ve .- işareti ile
ayrılmıştır. Adige-Адыгэ 3) Yabancı kaynaklı
sözcüklerin Türkçe okunuşları parantez içinde
yazılmıştır; Schapsugh (Şapsuğ) 4) Kesme
işaretinin alfabetik sıralamada önem verilmemiştir.
Bab El Alan,
Daryal geçidinin Arapça adı.
Babıchu Jınımıko,
Nart Efsanelerinde gözle görülür önemli bir rol
oynamayan bir Nart.
Bachsıme,
Adigelerin mili içkilerinden birisidir. Darı ya da
mısırdan yapılma alkol oranı çok düşük olan, bira
ayarında bir içkidir. Genelde düğünlerde hazırlanır ve
içilir. Alkol değerini yükseltmek için diğer sert
içkilerde karıştırılmasına karşın, geleneksel olarak
temiz bir bakır parçası akşamdan içine atılırdı.
Kabardey Adigelerinde adı machsıme, ve hazırlanış
tarzı kabileden kabileye değişmektedir. Machsıme
yapmak için önce mısır filizlendirilir. Filizlenmiş
mısır bir kaç gün kurutulur, arkasından un haline
getirilir. Undan hamur yapılır, fırında pişirilir ve
ekmekler bir kaç gün kurumaya bırakılır. Kuruyan
ekmekler ufalanır ve temiz bir fıçıya doldurulur ve
temiz su ilave edilerek üstü kapatılır. Aradan bir kaç
gün geçince Bachsıme içime hazırdır. Balla da
karıştırılarak içilir.
Badil'ler
ya
da Badilet'ler, Asetin dağlarında yaşayan ve
Digorların bağımlı olduğu Asetin kökenli olmayan bir
halk.
Bagh
(Bağ), Klaproth'a göre Fedz nehrinin kaynaklarında
oturan bir Abassa halkıdır.
Bah,
Klaprotha göre bir Abassa halkıdır.
Balckar
(Balkar), Adigelerin Kuşha, Gürcülerin Batzini adını
verdikleri, kendi kendilerine Malker olarak tanımlayan
ve günümüzde Kabardeylerle birlikte yaşayan sayıları
35.000 civarında olan Nogay-Tatar asıllı bir halktır.
Karaçaylarla birlikte Kuzey’den gelerek 13-14. yy’da
Kuzeyorta Kafkasya'ya Adigelerin arasına
yerleşmişlerdir.
Baltrusaty,
Jungis Dr. İstanbul'da 1939 yıllarında
Çerkesler üzerinde araştırma yapan ve yayınlamış olan
bilim adamı.
Barbaro, Josafat
Venedikli gezgin, 1436- 1471 yıllarında yaptığı
gezilerinde Çerkesler hakkında bilgileri
aktarmaktadır.
Barumbuch
Nart Totreşin en büyük kızıdır. Büyücülük sanatı olan
Nart’tır Sawırıko'dan nefret ederdi. Sawsırıko’nun
zayıf yerini öğrenmek için yoluna ipekten at kösteği,
altın ve gümüş işlemeli kamçı ve altından yapılma
miğfer koyar. Kendisini bizzat altın miğfer haline
dönüştürür ve bu büyüyle Sawsırıko’nun ve atı
Tchıjıyenin zayıf taraflarını öğrenir ve düşmanlarına
söyleyerek öldürülür.
Baykan yipşçeğual,
Avar Hanı’nın kıratına atfen Kabardey Adigelerinde
deyim haline gelmiş bir sözcüktür.
Berak bla,
düğünlerde gelin tarafından kadınlarca, bir çok
eşyaların; ayna, havlu, tarak, sabun, para keseleri
v.s. dikilmesiyle hazırlanan ve nikah kıyıldıktan
sonra bunu kanıtlayıcı şekilde damat evine elçilerce
götürülen bayrak şeklindeki sembolik eşyadır. Kelime
olarak Berak bla Türkçe’den gelmedir. bkz. Nıp
Barakei
(Barakay), Sohum Kalede yaşayan 500 ailelik bir Abassa
kabilesidir. Barakeiların asilleri, beyleri vs.
yoktu ve köy ihtiyar meclislerince idare edilirdi.
Şimdi ise beyleri vardır. 1840’lı yıllarda Gups nehri
kaynaklarında yaşıyorlardı.
Baschaghi
(Başağı) küçük ve büyük Zelençik nehirleri arasında
yaşamış olan bir Adige kabilesi.
Batıl inançlar,
Her halk da olduğu gibi Adigelerde de pek çok batıl
inançlar vardır. Bunlardan bir kaçını da örnekleme
olarak aşağıda yazıyoruz: Kapı eşiğine oturursan,
iftiraya uğrarsın. Bir hayvanın kürek kemiğini
ısırırsan eller, kollar ayak ve kafan sallanır
olursun. İçinde yattığın beşik başkalarına verilmez.
Evde ıslık çalarsan fareler dolar. Erkekler salatalık
koparırsa salatalık kurur vs. gibi.
Basian,
Suanlara komşu yaşayan Nogay-Tatar asıllı bir halk.
Rommel bu tanımda Karaçay ve Balkarları anlamaktadır.
Baskeh
bkz. Altı Kesek
Bata ya da Patus,
Sucuk kalenin klasik çağdaki adıdır.
Batzini,
Batziana, bkz. Balckar
Bechu Apşı,
Adigelerde çobanların bir birlerini ya da bir çobanı
selamlama şeklidir.
Tanrı hayvanlarını bol
etsin' anlamına gelir.
Bucunda,
Karadeniz kıyısındaki Liman şehri Besonta'nın
Türkçe’deki adıdır.
Bedach,
Nart Cılachsten’in kızıdır.
Bedef,
Nart Efsanelerinde kadın kahramandır. Anavatanda kalan
Şapsuğlar bu kahramanın tekstlerini unutmadan bizlere
aktarmışlardır. Bedef geleceği bilen ve gelecek
hakkında söyledikleri doğru çıkan bilge bir kadındır.
Becıne,
yulaftan yapılan ve balla beraber yenilen, ekşimsi
kışlık hazırlanan milli bir Adige yemeği.
Bekir Sami
Zarokho bkz. Anday
Belağ,
Adige mutfak aletlerinden birisidir. Mamırse ya da
PIaste pişirilirken kullanılan, düz büyük uzun saplı
Çerkes mutfağının temel eşyasıdır. Belağ’le ilgili bir
atasözü;'У 1оф зыхэмылъым убэлагъ хэмыс- Başkasının
işine burnunu sokma.'
Belisar,
Adigelerle Bizans ilişkileri üzerinde V. yy’da yazılar
yazan bir yazar.
Bell, James Stanislau,
1830’ların son yarısından sonra Lord Palmerston'un
Çerkesya dağlılarına gönderdiği politik ajan. Görevi
Çerkeslerin savaşa devam etmelerini sağlamaktı ve
başarılı da olur. Takma adı Yakup Bey’dir.
Ben,
tabut
Bereskejıy,
Çarşamba, büyük bir olasılıkla hıristiyan diniyle
birlikte eski Yunanca’dan alınmadır. İlkbaharda
çarşamba günleri Adigeler etyemezlerdi.
Bereskeşcho,
Cuma.
Berewıps,
saç sakalını tıraş ettiren kimseye söylenir.
Berewıtı
ya da belawıtı, yeni elbise alan kimseye denilir.
Berge, Adolf
28 Temmuz 1828 Sankt Peterburg'da doğdu ve 1866’da
öldü. Adige tarihi üzerine değerli araştırma yazıları
vardır: Batı Kafkasya’nın fethi, Kafkas dağlıları
üzerine yazılar. Ayrıca Şore Nogume'nin Adige tarihi
adlı yapıtının Almanca’ya çevirerek yayınlamıştır.
Berkok İsmail,
(1890-1954) Kayserinin Pınarbaşı kazasının Yağlıpınar
köyünde dünyaya gelmiştir. İstanbul'da harp
akademisini 1910 yılında bitirmiştir. Çerkes Teavün
Cemiyeti’yle yakın ilişkileri vardı. 1950-1954
yıllarında milletvekili olarak görev yapmıştır.
'Tarihte Kafkasya' adlı eseri vardır. Ancak bu
yapıtı bir iddiaya göre kendisi yazmamıştır. Büyük bir
olasılıkla, Balıkesir Adigelerinden Hüseyin Tosun
tarafından hazırlanmış ve daha sonra Berkok İsmail
tarafından yayınlanmıştır. Berkok İsmail kendisine
verilen yapıtta ne gibi değişiklikler yaptığını
bilemiyoruz ve eserinde Hüseyin Tosun’dan hiç söz
etmemektedir. Kitabındaki kaynakça noksanlığı da bu
olasılılığı yükseltmektedir. Firunze'nin Ankara
görüşmelerinden haberi oldu mu ve Batı Anadolu’dan
Doğu’ya sürgündeki tutumu da bir çok general ve
bürokratlar gibi açıklığa kavuşturulması
gerekmektedir.
Berseg (Berzeg) Giranduk,
19 yy. Wubıh beylerinden birisidir. Soyadı olan
Grandduk'u 'büyük dük’ anlamındaki bu unvanı Ruslardan
almıştır. Berseg Giranduk Ruslarla olan iyi
ilişkilerini kestikten sonra, onlara karşı amansız
savaşlar yapmıştır. Bir Rus generaline söyledikleri şu
sözleri anlamlıdır: ''Bir birimize karşı namuslu
düşman olalım. Silah zoruyla başaramadığınızı açlıkla
mı başarmak istiyorsunuz? Açlık beni sizin yanınıza
getirdi; halkımın açlığı yüreğimi yakıyor. Ama sakın
sanma ki ben teslim olmaya geldim. Sizlerin şerefinize
hitap etmek istiyor ve haklılığımızı bir daha söylemek
istiyorum. Padişahınızın amacı bizleri açlıktan
öldürmek mi? Peki ölüler üzerine mi padişah olarak
egemen olacak? Sizden ekmek istemiyoruz. Sizden
istediğimiz ekmeğimizi başka yerden satın
alabilmektir. Bizi, beyinizin yularını kabul
etmediğimizden açlıkla cezalandırmak istemektesiniz.
Peki, bu adaletli bir cezalandırma mı? Bir süvari
binemediği atını açlıkla mı terbiye eder ve sizler
vahşi hayvanlardan daha vahşice davranmıyor musunuz?
'' Kıyı boyundaki bir çok Rus istihkamlarını yerle bir
eden Degumuko Hacı Berzec kılıcını 1840’da General.
Heimann'a vermiştir.
Bersek (Berzeg) Degumuko
İsmahil Hace, vefat ettiği tarihe kadar anavatanı ve
bağımsızlığı için asırlarca çarlara karşı savaşarak
destanlaşan Adige lideri. 9 Temmuz 1846 da vefat
etmiştir.
Bersey Vımar-Бэрсэй Умар,
14 Mart 1855’de Adigece Alfabe hazırlayarak Tiflis'te
bastırmıştır. Adigece okutan ve ilk Adigece kitap
bastırarak yayınlayan kişidir.
Bersis İsamail Ziya
(1883-1953) Sapanca'da dünyaya gelmiştir. Birçok
Adige’nin yokluktan yaptığı gibi oda askeri okula
gitmiştir. 1903’de harp akademisini bitirerek orduda
görev almıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan 1950 yılları
arasındaki özgeçmişi ve çalışmaları bilinmemektedir.
1950 yılında İstanbul’da kurulan 'Kuzey Kafkasya
Derneği'nin' kurucuları arasındadır ve derneğin yarı
resmi yayın organı olan Kafkas'ın sorumlu müdürlüğünü
yapmıştır.
Beş chas-Бэщ хас.
Uçları sivri 30-40 cm uzunlukta değnekler yapılır.
Önce birisi sopayı yere çakar. Diğeri de onun yanına
çakar. Çaktığı zaman kendi değneği çakılı kalıp diğer
düşürdüklerini alır. Eğer çakanın sopası da düşerse
herkes kendi sopasını alırdı.
Beş ğetlat-Бэщ
гъэлъат.
Oyunu oynamak isteyenler uzunca sopalarını durdukları
yerden uçlarıyla yere vurarak ileriye doğru uçtan uça
sıçratarak gönderme oyunu.
Beş Kafkasyalı soylu
Rusları Kafkasya’dan kovmak için anlaşırlar. Bu
soylular:
Asetin Mussa Kunduch, Tabasaran Mussa
Uzmi, İnguş Zur, Çeçen Saadula Osman ve Kabardey
Ataschuk. Kabardey soylusu Ataschuk bu gizli
organizasyonu Ruslara ihbar eder. Çar’da, isyankarları
ve halklarının yok edilmesi için emir verir. Kunduch
ve Osman halklarını kurtarmaya karar verirler. Çara:’’
bizleri öldürmene gerek yok. Biz dinsizlerin vatanını
kendi isteğimizle terk etmeye hazırız. İstanbul’daki
ulu sultan bize karşı lütufkar davranacaktır’’ derler.
Çarın izniyle Mussa Kunduch önderliğinde Türkiye ye
göç başlar. Bazıları karadan bazıları gemilerle
Osmanlı imparatorluğuna giderler. Geldikleri yerlerde
hiçte iyi şeylerle karşılaşmazlar vaat edilen Cennet’i
bulamazlar. Sultanın kendilerine verdiği yerler dağ
insanlarının yaşam tarzına uygun değildi.
Üstelik yağmacılık ve soygunculuk da yasaktı. Pek çoğu
da aç kalmış ve tekrardan anavatanlarına dönebilme
hayallerini görüyorlardı. Diğer bir kısmı da
hastalıklardan hayatlarını yitirirken geri kalanlarda
yerli halkla karışarak asimile olmaya başlar.
İçlerinden pek azı kendini değiştirerek Osmanlı
toplumuna uyum sağlayabilmiştir. Sultanların koruyucu
birlikleri Çerkeslerden oluşurken, devlete de en sadık
paşalar da yine onların arasından yetişmiştir. Mussa
Kunduch da uyumu sağlayan ve yüksek mevkilere
gelenlerden birisidir. Anavatanlarını sevinçle üç
yaylım ateş atışıyla terk etmişlerdi. Göçmen getirdiği
halk ise açlıktan yok olmasına rağmen, yinede onu
kutsallaştırmıştır.
Aradan uzun yıllar geçti.
Rusya’da Kafkas arşivleri açıldı ve günümüzde o zaman
oynanan danışıklı oyunun gerçek yönü ortaya çıktı.
Göçün ileri gelen önderleri en başta General Kunduch
olmak üzere, Rusya hükümetinin çok iyi maaşlı
casuslarıydı. Her göçe özendirerek götürdüğü kişi ve
aile başına çokca gümüş ruble almışlardı. Çok detaylı
yazışmalardan öğrendiğimize göre her kişi için uzun
uzun pazarlıklar yapılmış ve Rusların sevinçleri ise
sınırsızdı. Çünkü boşalan yerleşim alanlarına Kazaklar
yerleştirilmiştir. Musa Kunduch halkına ve vatanına
ihanet eden ve göç ettiren hain bir önderdir. Buna
rağmen ne ilginç ki kendisi Türkiye’deki Kafkasyalılar
arasında sayılıp sevilmektedir. Çarın emriyle birçok
halkların yok olması ve önderliğini yaptığı kavimler
göçüyle halkına ihanet eden General Musa Kunduch ve
diğer önderler ve rolleri Kafkas tarihinin tüyler
ürpertici bir bölümüdür.’ (Essad Bey (Noissumbaum)
Kafkasya’nın On İki Gizi. Sayfa 264-65)
Beschilbei
(Beşilbay), Yefir ve Zich çayları arasında ormanlık
dağlarda yaşayan bir Abassa kabilesidir.
Beschtau
(Beştav) bkz. Oschitchu.
Besleni,
Besliney, Besslenei (Besleney), 19 yy’ın başlarında
1500 aile kadar oluyorlardı. Kaberdey dialektine yakın
bir Adige dilini konuşurlar ve Varp ile Fedz nehri
arasındaki topraklarda oturuyorlardı. Rommel’e göre
Beslenler çok temiz ve zengin bir halktır.
Besonta,
Bisonti, Bitschuinda, bugünkü Abhazyadaki Pizunda
kentinin değişik adlarıdır.
Betın,
Nart Alec’in eşi.
BevıçI,
daha çok Bjedugh, Hatukuay ve Şapsuğlar arasında
toplanan tekstlerde bu Nart Kahramanını tanıyor ve
biliyoruz. Onunla ilgili anlatımlarda; kahramanlık,
namus ve sözünün eri olma gibi karakterleri görüyoruz.
Kendi zamanının diğer Nart Kahramanı olan Ğojjaq ile
iyi ve dostane ilişkiler içerisindedir.
Bghane,
orak biçiminde bir elin kavradıklarının üst üste
konmasıyla meydana gelen küçük yığınlara denilir.
Bghırıpch,
kemer.
Bghurışase,
Adige halkının sınıfsal yapısının olduğu yüzyıllarda
beylerle beraber yağmaya giden ve başka meşgaleleri
olmayan kişilere denilirdi. Bu kişiler aile de
kurmazlardı ve sonunda yersiz, malsız ve ailesiz
kalırlardı.
Bghusı,
koyun pöstekisinden yapılan yatak örtüsüne denir.
Bısım,
bir misafirin konakladığı evin sahibi onun Bısım
olurdu. Gerek Bısım gerekse misafirin uymak zorunda
kaldıkları gelenek ve görenekleri vardı. Bısım
misafirini kendi hayatını ortaya koyarak korumak
zorundadır. Misafir aynı köye geldiği sürece hep aynı
haneye misafir gitmek zorundadır. Bunu yapmayan
misafir gelenekler icabı sembolik olarak
cezalandırılır ve cezayı da ev sahibi üstlenir.
Bıy,
Türkçe 'bey' kelimesinden gelmektedir. 19 yy.’da
Adigece’ye bu yüzyılda Adigey'e gelen gezginler ve
onların tercümanları vasıtasıyla geçtiği sanılıyor.
Bıtırbıf-Бытырбыф,
Sankt Peterburg'un Adigece adıdır.
Bıyışkyan Minas Per,
(1771-1851) Venedik’teki Mekhitarist manastırında
yetişmiş, Trabzon’da doğmuş bir rahiptir. 1804’de
girdiği manastırda yaşamının sonuna kadar
kalmıştır.1817-1819 yılları arasında tüm Karadeniz
kıyılarını gezerek anılarını yazarak yayınlamıştır.
Bisani,
bkz. Fehard Paşa
Bisonti,
bkz. Besonta
Bitschunta,
bkz. Besonta
Bje,
1. Hayvanların boynuzu. 2. İçki ve içecek içilen
bardak. Toplantı, düğün ve eğlencelerde devamlı
olarak, yapılan chuachodan sonra getirilen içki dolu
Bje içilir. Genelde Bje herkese gelebildiği gibi,
belirli kişilere ve zamanda da gelebilir. Bje
erkeklerin yanı sıra kadınlara da getirilir. Bje hangi
durumlarda bir bayana getirilir;kadın ya da genç kız
xhabze dışı hata yapınca
- Kız thamatesidir
- Misafirdir.
Bje getirilince kız Bje’yi alır,
iki adım öne çıkar ve kendisi içmek istemiyorsa:
kendine vekil seçtiği birisine verir. Yanında duran
birisine de verebilir. Onlarda Thamadeye verir. Bje’yi
thamade aldıktan sonra genç kız geriye yerine gider.
Kızlar her zaman her yerde büyüktür, saygınlık
görürler ve chuacho yapması gerekir. Kız isterse bu
hakkını bir başkasına verebilir.
BjeçIıIuğ,
içki veren, dolduran, saki
Bjedığu,
Kuban ovasında eskiden beri yerleşik Adige
kabilelerinden birisidir. Klaproth'a göre hepsi 670
büyük aileden ibarettir ve Şhaguaşe ile Afıps
nehirleri ile dağlara doğru Pşiş ve Psekups arasındaki
yerlerde oturuyorlardı. Bjedığu toprakları iki
bölgeden oluşuyordu; Chımışey ve Çeçenay olmak üzere.
Günümüzde Adigey Cumhuriyetinde sayıca en çok
yaşayanlar Bjedığu kabilesine mensup
Adigelerdir.
Bjedughlu Tl’ap’
El Hac Mustafa Mahir Efendi, Bjedugh bölgesinin
Laehşokuay köyünden L'iap soyundan Isamail efendinin
oğludur. Mısırda bulunan, zamanın ünlü kişilerinden
merhum Kavala'lı Büyük Mehmet Şerif Paşa'nın
gözetiminde tahsilini 1263 (1847) de tamamlamıştır.
Daha sonra ailesi ile görüşerek müsaade aldıktan
sonra, anavatanında yaşanan olayları yerinde incelemek
ve soydaşlarının durumunu yerinde görmek üzere 1281'te
(1865) Kafkasya'ya gitmiştir.
Diasporada ilk
Adige etnolog ve araştırmanı deyebileceğimiz
Bjedughlu Tl’ap’ Çerkesya'daki tüm köyleri
dolaşarak incelemiş, soydaşları ile görüştükten sonra
tekrar Mısır'a dönerek, Ali Şerif Paşa'nın idaresinde
görev aldıktan sonra, Seyahatname adı ile kaleme
aldığı yazıları beğeni kazanmıştır. Genel arzu üzerine
29 Cemadi 1309'te (1893) bu eserini ilk defa olarak
Mısır’da, Bulak matbaasında bastırılarak
yayınlamıştır.
Bjeqojıy-бжъэкъожъый,
boynuzdan yapılma barutluk.
Bjı-бжы,
boyunduruk.
Bjınıfyev,
Abhazya Cumhuriyeti sınırları içinde kalan toponimdir.
Adigece kökenlidir ve 'Sarımsak' anlamına gelmektedir.
Bjiz,
başparmak ile işaret parmağı arasındaki mesafe.
BjiztsIıkIu,
Adige masalarında adı geçen bir mitik yaratık.
BjiztsIıkIu boyca küçük olmasına karşın, akıl ve
zekada gelişmiş zeki yaratıklardır ve bu
üstünlükleriyle de Yınıjlara galebe geliyorlar ve
onlara egemen oluyorlardı.
Blağo,
ejderha. Adige efsanelerinde bir başlı olabileceği
gibi yedi başlı olanları da vardır. Anlatımlarda Blağo
insanlarla mücadele halindedir. İnsanların yaşamak
için ihtiyaçları olan suyu kesmekte ve su karşılığında
her seferinde yörenin en güzel kızını yemek için
istemektedir. Nart kahramanları burada da insanlığın
yardımına koşarak ejderhaları yok ederler. Kşz. Mıgu.
Ble,
yılan. Yılan motifi Adige anlatımlarında hem korku hem
de sevgiyle söz edilen bir hayvandır (Eufemismus).
Adigeler günlük yaşamlarında Ble adını açıkça
söylemekten çekinirler, hatta korkarlar ve onun yerine
'çIıhaj (= çok uzun)' diye söz ederler.
Anlatımlara ve inançlara göre her evde bir çift Ble
barış içinde bir birlerini sayarak yaşarmış ve bunlar
öldürülmezdi. Çiftlerden birisi öldürülürse diğeri
öldürenin ailesinden birisini öldürerek intikamını
aldığına inanılır ve diğer eşi de bulunarak
öldürülürdü. Bir Adige anlatımına göre ; ''Bir aile,
ev yılanlarıyla beraber yıllarca dostluk içinde
yaşıyordu. Bu dostluk yıllar boyunca o kadar ilerler
ki, artık beraber yemeğe bile başlarlar. Günlerden bir
gün aile her zaman olduğu gibi tarlaya çalışmaya
giderken çocuklarını yılana emanet eder. Çocukla,
yılan oynarken, çocuk kazayla yılanı elindeki kamayla
yaralar. Yılan bu acıyla çocuğu ısırır ve çocuk ölür.
Yılan üzüntüyle deliğine girerek ebeveynler gelinceye
kadar saklanır. Çocuğun anne ve babası eve gelince
durumu hemen anlarlar. Yılan deliğinden çıkarak,
olayın nasıl olduğunu anlatır ve üzüntüsünü belli eder
ve evden çıkarak başka yere taşınacağını, söyler. Anne
ve baba bunun bir kaza olduğunu, olay ne kadar acıysa
da önüne geçilemeyeceğini ve evde kalmalarını ister.
Yılan ise; ''burada kalamam. Sizin samimiyetinize de
inanıyorum. Fakat her beni görüşünüzde, çocuğunuzu
hatırlayacak ve acınızı unutamayacaksınız. Bir dost
olarak böyle bir kötülüğü size yapamam'' der ve üzgün
olarak evi terk eder.
BleğuIaptl-Блэгъу1аплъ,
kürek kemiğine bakarak geleceği söyleyen falcı.
Bletz, Mr.
İstanbul/Pera’da yaşayan İngiltere elçiliğine mensup
bir diplomat. Haziran 1858’de Çarlık Rusya’sı
askerlerinin geçerli sözleşmeleri ihlal ederek
Adigey'e yaptıkları saldırıyı Times gazetesinde
yayınlayıp, kamuoyunun dikkatini çeker ve bu tür
olayların tekrarlanmasını azda olsa önler.
BlıpqıçIeçI-Блыпкъык1эк1,
Nart efsanelerinde adı geçen bir Nart kahramanı.
Bo-бо,
Kabardey diyalektinde ahır.
Bodenstedt Friedrich,
1819-1892 yılları arasında yaşamış olan yazar ve
orıentalist. 1848 yılında 'Kafkasya Halkları ve
Ruslara Karşı Yürüttükleri Bağımsızlık Savaşı' adlı
yapıtın yazarıdır. Kitabındaki bilgileri Rusya ve
Kafkasya’da kaldığı yedi yıl içerisinde toplamıştır.
Kitabını Tiflis'te yazmaya başlamış, Münih'te devam
etmiş ve nihayet çok zengin bir kütüphanesi olan
Kassel yakınında Escheberg Sarayı’nda bitirmiştir.
Yapıtındaki Kafkas dillerindeki sözcükleri konuşulduğu
gibi yazarak bizlere aktarmaya çalışmıştır. Eserindeki
resimlerden ilk sayfadaki Waschsmut, diğerleri ise
Klimsch tarafından yapılmış ve düzenlenmiştir.
Bolme,
Evliya Çelebi’ye göre 1666 senelerinde paraya bölme
diyorlardı.
Boteff, Christa,
Bulgaristan'da yaşayan Çerkesler ve oynadıkları rol
üzerinde eserinde pasajlara rastlanmaktadır.
Bran Miscelin,
1837 yılında Çerkesya’ya gezi yaparak, gezi notlarını
yayınlayan bir Fransız asili.
Brozzi, Dr. Med.
İstanbul’da 1864 yılında yayınlanan 'Gazette Medicale
d' Orient' adlı gazetede Adigelerin toplama
kamplarındaki acıklı durumlarını anlatmaktadır.
Kendisi bu kamplarda bizzat görev yapmıştır.
Bscheduch/ Bsedug,
bkz. Bjedugh
Bsib,
Cigetlerin ülkesinde Pizunda'da denize dökülen ırmak.
Bsubbeh,
Soghum Kale'ye kadar olan yerlerde oturan bir Abassa
kabilesidir.
Budinen,
Wenden, yunanlıların Heneter, Eneter ve Bizanslıların
Anten adını verdikleri bir halktır ve Eichwald'a göre
Slav asıllı bir halktır.
Busa,
bkz. Bachsıme
Bze,
dil.
Bzechabz
-бзэхабз, dilbilgisi.
Bzej-бзэжъ,
Nart Şebatnıqo'nun atının adıdır.
Bzegu-бзэгу,
1.Yaratıkların dili 2. Konuşulan dil.
BzemıIu-бзэмы1у,
Türk. bkz. 'Tlepako' ve 'KIakIo'.
Bzeps-бзэпс,
yay kirişi.
Bzevıte-бзэутэ,
yün ve pamuk atma aleti.
Bzytapq-бзытапкъ,
arasına kıstırılarak, derinin ince halde kesilmesi
için kullanılan iki kısımlı tahtadan bir alet.
Bzıv-бзыу,
Nart efsanelerinde adı geçen çok hızlı koşabilen atın
adıdır. Aynı zamanda 'kuş' anlamına gelir.
Bzıvtzıf-бзыуцыф,
Pamuk. 'Bzıv' Kuş, 'tzı' yün, 'fı' beyaz, 'beyaz kuş
tüyü' anlamına gelmektedir.
Bzıyqo Zav-Бзыйкъо Зао,
Haziran 1796’da Adigeler arasında sınıfsal savaşların
ortaya çıkması ve 16-18 bin arasında Adige’nin bir
birleriyle savaşmaları. bkz. sınıfsal savaşlar. |