|
Notlar: 1) Terimlerin çeşitli dillerde
yazılışları / işareti ile ayrılmıştır
Adige/Adghe vs. gibi 2) Sözcüklerin
yazılışında Latin ve Kiril harfleri kullanılmış ve .-
işareti ile ayrılmıştır. Adige-Адыгэ 3)
Yabancı kaynaklı sözcüklerin Türkçe okunuşları
parantez içinde yazılmıştır; Schapsugh (Şapsuğ)
4) Kesme işaretinin alfabetik sıralamada önem
verilmemiştir.
Lebe,
Labe, Laba, Psıj nehrinin yan kollarından birisidir.
Lebepe zav-Лэбэпэ зау,
6.06.1761 yılında Lebe nehri ile Pçşıze nehrinin
birleştiği yerde Ç'emguy Adigleri ile Tatarlar
arasında yapılan savaşın adıdır. Savaşı kendilerinden
daha çok ve kalabalık olan Tatarları bozguna uğratan
Adigeler kazanır ve 300 Tatar askerini de esir
alırlar.
Lamur,
bkz. Misdschegir
Lanais,
Don nehrine İtalyan ve Yunanlılarca verilen addır.
Lapinski Theophil (Teofil),
1826 yılında Polonya'da doğmuş ve 24 Nisan 1886'da
Lvov'da hayata gözlerini yummuş Polonyalı subay.
Polonya'nın çarlık Rusça'sınca istila edilmesinden
sonra 1849'da Osmanlı Devleti'nin hizmetine
Tevfik Bey adıyla girmiştir. Daha sonra yanındaki yedi
subay ve 72 askerle birlikte İstanbul'daki Çerkes
komitesinin ve D. Urquuhart’ın yardımıyla Osmanlı
Devleti'nden gizlenerek Çerkesya'ya gönderilir ve 27
Şubat 1856'da Tuapse'ye çıkar. Lapinski Çerkesya'da 5
Aralık 1859 yılına kadar kalır. Umduğu başarıyı
sağlayamayınca İstanbul’a döner. İstanbul dönüşü
Osmanlı Devleti'nin Çerkesleri göç ettirme planlarını
görünce bunu protesto ederek, göç ettirmenin halk için
yok olmak demek olduğunu söylemesine rağmen sözlerine
kimseye dinletememiştir. Hatıralarını "Kafkasya Dağ
Halkları ve Bağımsızlık Savaşları" adı altında 1863
yılında Hamburg'da yayınlamıştır. Çok detaylı olarak
Çerkesya haritası yapmasına karşın, haritayı, Ruslara
faydası olur, düşüncesiyle yayınlamamıştır.
Günümüz Avrupalı Doğu Avrupa tarihi bilim
adamlarının bir çoğu Lapinski ve benzeri diğer
Avrupalıların Adige halkına yararlı değil zarar
getirdiği ve yokluklarını hazırladıkları üzerinde
birleşmektedirler. Çünkü barış antlaşması yapmaya
hazır Adigeler bu tür ajanlar tarafından
kışkırtılarak, savaş uzatılmıştır. Karşılıklı
olarak acımasızca yürütülen savaşlar her iki taraf
arasında onarılması güç öfke ve kin yaratmıştır.
İngiltere'nin ve Osmanlıların politikasına uygun olan
ve uzatılan savaşlar ise Adige halkının aleyhine
olmuştur. Osmanlılar ve İngilizler yer yer resmi
olarak Çerkesleri desteklemezken, gayri resmi olarak
destekler gibi görünüyorlardı. Lapinski de İngiliz
politik çıkarları için çalışmıştır.
Laşın, bütün Adige kabilelerinde tanınan ve
sevilerek anlatılan kahraman bir Adige kadının adıdır.
HedeğatlIe Asker tarafından 'Nart' katagorisine
alınmakta ise de yanılmaktadır. Daha sonraları
Nartlaştırılmış bir kadın kahramanımızdır.
Laşın
anlatımlarda tarihselleştirilmektedir ve yaşamı Kırım
Hanı Ketay zamanına geri götürülebilmektedir. Hakkında
bir çok değişik anlatımlar vardır. Bunlardan biri
olan, Zivint köyünden Yeleme köyünde evli olan
Goşechuray Jançat'ın anlatımını yazıyorum: "Bir
ailenin gelinine kayınbabası gelenek gereği yeni doğan
bir buzağıyı hediye eder. Gelin buzağıya kendi öz
çocuğu gibi bakar. Her gün kaldırarak odasına da
götürüyordu. Büyüdükçe de yine kaldırıyordu. Zaman
geçip koca bir boğa olduğunda da hiç zorluk
geçmeden kaldırabilir hale gelir. Günlerden bir gün
süt sağarken sahibine alışık boğa süt dolu bakırı
döker. Buna kızan
Laşın
bir anlık öfkesiyle koca boğayı kaldırıldığı gibi
çitten dışarıya atar. O anda tesadüfen avluya çıkan
kayınvalidesi gözleriyle gördüklerine inanamaz. Ancak
gördüklerini de kimseye söylemez.'' Hikayenin devamını
HedeğatlIe A.'dan devam ediyoruz: "Günlerden bir gün
Ketay Han Adigelerce ödenmeyen vergileri toplamak için
ülkemize akına çıkar. Adigelerle savaş yerine
beraberinde getirdiği cengaveriyle bir Adige
cengaverinin savaşmasını ve kim galip gelirse onun
tarafının galip sayılacağını Adigelere ulaştırır.
Adige thamateleri çok düşünseler de, hanın zincirlere
vurulmuş olarak getirdiği cengavere karşı savaşacak
hiçbir kimseye şans tanımazlar. Adige thamatelerinin
başkanı olan, eve dönünce üzgün halini gören eşi,
neden üzgün ve düşünceli, olduğunu sorar. Yaşlı
thamate durumu anlatınca, eşi "eğer geleneklerimize
uygun düşmez demeyecekseniz, ben ona çare bulurum"
der. Arkasından da gelininin yaptığını anlatır. Ertesi
günü gelinlerine erkek elbiseleri ve bir miğfer
giydirerek, er meydanına giderler. Ketay Hanı
Adigelerin cengaverini görünce kahkahalarla güler ve
ona acır. Hemen cengaverini zincirlerden bırakır ve
karşı karşıya gelirler.
Laşın
nasıl yaptığı bilinmeden Tatar'ı yerden kaptığı gibi
yukarı kaldırır ve yakındaki tepeden, Ketay hanının ve
seyircilerin şaşkın bakışları arasında aşağı fırlatır.
Ketay Hanı'nın pehlivanı son anda
Laşın
miğferinin tepesinden yakalayabilir ve beraberinde
korkunç bağırışları arasında götürür. Laşın'ın
dökülen uzun saçlarını görenler ikinci bir şaşkınlık
geçirirler. Tatar Hanı ise gördüğü olaya ve hele hele
cengaverini bir hamlede bir kuş gibi havaya kaldırıp
tepeden aşağı atanın bir kadın olduğunu görünce daha
da şaşırır ve; "sizin bir kadınınız, benim en kuvvetli
cengaverimi kolayca yenilgiye uğratınca, sizinle
savaşılmaz diyerek", ordusunu geri çekerek ülkesine
geri döner.
Lawlinzi (Lavlinzi)
Batı Kafkasya dağlarına verilen addır.
Lavristan Lavritis,
Avar Hanı Baykan'a karşı Adige vatanını korkusuzca
koruyan Adige Kralıdır. Avar Hanı'nın elçileri
gelerek, Adigelerden haraç isteyince şu cevabı vererek
geri gönderir:" Ülkemizde tek bir cengaver kaldıkça ve
elimizde tek bir kılıç kalıncaya kadar ülkemiz için
savaşa hazırız. Bizim ve halkımızın Avarlara ödeyecek
haraçları yoktur. Bunu Baykan Han'a böyle bildiriniz."
Leğune-лэгъунэ,
eve getirilen yeni gelin için avlu içinde hazırlanan
yada yapılan evdir. Gelin bu evde bir seneye yakın,
genelde ilk çocuğu doğuncaya kadar kalırdı. Damat gece
yarısı kimseye görünmeden gelir ve sabah erkenden de
kimse görmeden çıkar giderdi. L. kaynana ve kaynatada
giremezlerdi. L. den alınan gelin merasimle birçok
hediyeler verilerek asıl ev kısmına getirilirdi.
Bu merasimden sonra genç kızken taşıdığı şapkasını
çıkarır ve yerine kayınvalidesinden Tzıchağe adlı
yünden örülme başörtüsü hediye verilir ve bundan böyle
bunu takar ve ev işlerini de yavaş yavaş yapmaya
başlardı.
Leğune mafIe-лэгъунэ маф1э,
gelin Leğune'den bir yıl sonra hanenin en yaşlı kadını
tarafından alınarak asıl ev kısmı tanıtma merasimine
denilir.
Leğune'den
alınan gelin ateş yanan bir ocağın başına getirilir ve
şu dua yapılır:" Ulu Tanrı, bu ocaktaki ateş hiç
sönmesin! Bu yeni aileye mutluluk bereket ve çok çocuk
ver." Ocakta asılı zincirin kutsal sayılması ve ona
dokunan her kimsenin kan düşmanı dahi olsa evin öz
evladı gibi görülmesi ve korunması gelenekleri
ve inançları Mazdaismus inancının motivlerini
göstermektedir.
Leğup,
kazan
Lejcher- лэжъхэр,
oyun yöneticisi.
Lepsı-лэпсы,
Adigelerin severek yedikleri yemeklerden birisidir. Et
büyükçe parçalara ayrılır ve çeşitli baharat ve bazen
de sebze ile kaynatılır. Kaynadıktan sonra suyuyla
beraber yendiği gibi, bazı kabilelerde önce et yenir
ve yemeğin sonunda bir bardak ya da tas dolusu ılık et
suyu üstüne içilir. Bu yolla yenen etin hazmı
hızlandırılır.
Lesghi
(Lezgi), Kuzeydoğu Kafkaslarda yaşayan kendine özgü
dili ve kültürüyle bir halk.
Lesghen-Лэскэн,
Kabardey'de Terç nehrine katılan bir nehir.
Lev-Лэу,
Nart destanlarında bir Nart.
Leva İbrahim Paşa,
bkz. Karabatır
Levirat,
evlilik şekli Adigelerde de yaygındır.
Leylek,
Yeleme Adigelerinde ilkbaharda leylekler geri dönüp
ilk kez leyleği gören her kişi hemen yere yatarak
yuvarlanırdı. Bu davranışın mutluluk
getireceğine ve her arzularının yerine getirileceğine
inanılırdı.
Livon savaşı,
Çarlık Rusya'sının İsveç'le yaptığı savaşa Adige
süvarilerinin çarın yanında 1558'de katılmaları ve
Şubat 1560'da da geri dönmeleri.
Longworth,
Lord Palmerston'un Alsit Bey kod adıyla Çerkesya'ya
gönderdiği ajan.
Ludan
(Loo Dane), ipek yolu ile Karadeniz kıyısındaki Loo
liman kentine getirilen ipekler oradan tekrar
Ukrayna'ya ve Kırım'a götürülerek satılırdı. Bu
nedenle Ukrayna'da bu ipeklere 'Loo Dan' yani 'Loo
ipeği' denilirdi.
|