ÇERKES HALKININ ETNO-HİSTORİK SÖZLÜĞÜ
Dr. Batıray Özbek Yedic


A     B     C     Ç     D     E     F     G     H     I    

 
İ     J      K     L    
M
   N    O    Ö     P     Q     R    

S    Ş      T    Tl     U     V     W    X    Y    
Z

Notlar:
1) Terimlerin çeşitli dillerde yazılışları /  işareti ile ayrılmıştır Adige/Adghe vs. gibi
2) Sözcüklerin yazılışında Latin ve Kiril harfleri kullanılmış ve .-  işareti ile ayrılmıştır. Adige-Адыгэ
3) Yabancı kaynaklı sözcüklerin Türkçe okunuşları parantez içinde yazılmıştır; Schapsugh (Şapsuğ)
4) Kesme işaretinin alfabetik sıralamada önem verilmemiştir.
 

 

J. Paşa, literatürde ön adı verilmeden bize aktarılan 1857 yıllarında İstanbul'da yaşayan ve Çerkes Davası Komitesi’nin yönetim kurulundan birisidir. Bu kişiler Osmanlı devletince takip ve cezadan korktuklarından genelde asıl adlarını vermiyorlardı. Bu gelenek daha sonra da Çerkes camiasında devam etmiştir. 1950 den sonra yayınlanan tüm dergilerde genelde herkes takma adını kullanmıştır ve halen de kullanmaktadırlar.

 

Jakup(Yakup) bey, bkz. Bell

 

Jacoby Bey (Yakobı Bey), Macar kökenli Sefer Bey'in emir ve komutasında bulunan bir subaydır. C. Stücker'in arzu ve isteği doğrultusunda, Sefer Paşa'dan koparak 8 adet topuyla birlikte Naib Muhammed Emin'e katılır.

 

Jaji, Abchazların, Ekin Ekme'nin kadın koruyucu perilerinden birisidir. Mart ve Kasım aylarında ekinlerin iyi olması için ona dua edilir. Merasimlerin yapıldığı günlerde Abchazlar sadece ekmek, sebze ve meyve yerlerdi.

 

Jaq-Jaq-Жъакъ, Nart efsanelerinde adı geçen dev Archon-Archonıj'ın atının adıdır. J. hissedebilen duyup düşünebilen, uçabilen sahibine sadık ve düşmanlarına karşı mücadele veren bir attır. Jaq iki deniz arasındaki bir ülkede yaşayan Habz-Vıd'ın yılkısında yetişmiş bir attır. Onu geçebilecek olan tek at, kendinden daha çok annesinin sütünü emmiş kardeşlerinden biridir. Jaq o kadar hızlı koşabiliyor ki, benim diyen en iyi Nart atlarının bir haftada aldıkları yolu o bir günde alabiliyordu. Her sesi duyabilen ve sahibini uyandıran, uyaran ve kendi başına hareket ederek düşmana karşı savaşan at cinsi. 

 

Jane Kırımıze- Жъанэ Къырымызэ,  ünlü Adige ozanı ve yıllarca Adige yazarlar birliği başkanlığını yapan  Jane Kırımıze 7 Mart 1919'de Afıpsıp köyünde doğmuş ve 1983'de Maykop'ta vefat etmiştir.

 

Jant1e-Жант1э, bir evde en değer verilen misafire ya da yaşlıya ayrılan başköşe.

 

Jass' lar Opss'da denilir, Şore, B. göre günümüzdeki Abzinlerdir.

 

Jebağı Kazanoqo - Жэбагъы Къэзэнэкъуэ, ünlü Adige düşünürü filozofu. 1864- 1750 seneleri arasında yaşamıştır. Kabardey Adigelerinin mahkeme başkanıdır. Onun verdiği kararları hiç kimse bozamazdı. Jebağı Kazanoqo geleneksel xhabzeye göre kararlarını veriyordu. Bu ise çıkarlarını düşünen din adamlarının işine gelmiyordu ve ona karşı tavır alıyorlar ve düşman ilan etmişlerdi. Ancak Adige halkı onun yanında ve arkasında yer almış ve sahiplenerek korumuştur. O halktan çıkma, halkı için çalışmış halkının gönlünde ölümsüzleşmiştir. Öyle ki, ona karşı tavır alan hocaların hiçbirinin adı sanı kalmazken, aradan 250 yıl geçtikten sonra bile, onun mezarına el koyarak yemin edenler olduğu gibi, yeni evlenen çiftler onun Nalçik kentindeki mezarına giderek çiçek koyarak saygı ve sevgilerini gösterenler de vardır.

 

Jedscherkuai/Jegerukai, (Yecerkuay) sayıları az kalan Adige kabilelerinden birisidir. Günümüzde Adigey Cumhuriyeti’nde kendi adıyla anılan bir köyde yaşamaktadırlar.

 

Jefendi (Yefendi), müslüman din hocalarının Adigece adıdır.

 

Jefri, bkz. Beschilbei

 

Jegu paşçha tıh-Жьэгу пащхьэ тыхь, bir ailede çok sevindirici bir olay olunca et kaynatılır. Kaynatılan etin suyundan ya da yağından alınarak ocaktaki ateşin etrafına dökülerek ocağa ve ateşe adak edilir ve tanrıya şöyle dua edilirdi: ''O Tanrı'm bu evde mutluluk ve sevinç dolu günler çok olsun. Bu evde hep böyle bolluk olsun. Ocağı sönmesin.''

 

Jegu paşçha yevı1u-Жьэгу пащхьэ еу1у, ilkbaharda çocuklar elbiselerini ters giyerek köyde bütün evleri tek tek dolaşarak ocaklara vururlar. Evin kadını kendi olanakları içinde meyve, tatlı vs. gibi yiyecekleri ya da para verirdi.

 

Jemadıv-Жэмадыу, tüm Adige kabilelerince bilinen ve tanınan, tabii kuvvetlere hükmedebilen, atının seve seve tuz taşını yalamasından esinlenerek, Nartlara tuzu bulan ve getiren kahramandır.

 

Jemischtsch- Емыщ (Yemışç), koyunların koruyucu meleğidir. Sonbaharda koyunlar çiftleşirlerken onun adına merasimler yapılırdı. Koçlar yaz sonlarına doğru koyunlardan ayrılır ve beslenirler. Sonbaharda koçlar boyanır, aynalar ve renkli kumaş artıkları vs. takılır.  Daha sonra koyunlara götürülerek sevinç naraları atılarak koçlar koyunların içine salınır ve böylece koyunların çiftleşmesi başlardı.

 

JemykIu-Емык1у, (YemıkIu) bu yaptığın olmadı sana yakışmıyor anlamındadır. Haynape'nin anlam bakımından daha zayıftır. Caydırıcı utandırıcı bir anlamı vardır.

 

Jeneb- Енэб, (Yeneb) Latince Dryopteris filix-mas denilen bitki.

 

Jergun- Ергун, (Yergun) Nart Kahramanlık Destanları'nın kahramanlarından birisidir. Jergun Nartların domuz sürülerinin çobanıdır. Gorgonıj ya da GoreguIan olarakta geçer. Jergun karakteri ve davranışlarıyla 19. yy'da ünlü olarak sosyoloji bilimine geçen Adige xhabzenin taşıyıcı ve takipçisidir. İyi kalpli, namuslu ve çok doğru bir Nart'tır. Onun olmadığı bir akında ya da yağmada Nartların başarı şansları yoktur. O sürülerini kolay kolay işinin ehli olmayana bırakıp savaşa da gitmezdi. Sürüsünün sayısını hesaplayabilene güvenirdi.
 

Diğer Nartlar gibi binek hayvanı bir at değil, iri yarı bir domuzdur. İslamiyet'in tesirinde kalınarak domuzun haram kılınmasından etkilenerek bazı tekstlerde domuz yerine binek hayvanı olarak atı görebiliyoruz. Binek hayvanı olan domuz atlardan çok hızlı koşabilmektedir. Binek hayvanı savaş meydanında ölünce onu gelenek gereği orada bırakmıyor, boynuna alarak tekrar ülkesine geri getiriyor. Diğer Nart kahramanları ona saygı duyarlar ve hiçbiri onunla kavgayı göze alamazdı.
 

Ünlü Nart kadın kahramanı bilge Setenay Guaşeyi, Nart Verzemec için kaçırmaya giden gurubun içinde olması mecburidir, yoksa başarı sağlanamazdı. Yolda daha sonra onun gücünden korkan arkadaşları, binek hayvanının burnunu sıkıca bağlayarak ölümüne neden olurlar ve sessizce oradan ayrılarak yollarına devam ederler. Ertesi gün Nart Jerıgun uyanınca gördüklerine üzülür ve derhal ölü hayvanı boynuna alarak yaya olarak Nartlara yetişir, hatta onları geçer. Setenay'ı kaçırır ve onu öldürülen hayvanın üstüne bağlar ve her ikisini de sırtlayarak kendi evine getirir. Yıllar sonra tekrar Verzemece geri verir.

 

Jerış, Abchazlarda dokumacıların koruyucu meleğidir.

 

Jevğuace-Жэугъуаджэ, Kuzey.

 

Jğamjamıjıy-жъгъамжъамыжъый. Süt ve yumurta ile cıvıkça hamur hazırlanır ve kızgın tereyağına konularak kızartılır.

 

Jı1ak1o-Жы1ак1о, belirli bir aksiyon ve iş için geçici olarak seçilen o gurup adına konuşma yetkisi olan kişidir.  Bilhassa kan davası olaylarında bir tarafı temsil eden kişidir. Her yaştan kişilerden olabilir.

 

Jıbğo/Dschubgo-Жъыубгъу, Karadeniz kıyısındaki şehircik. Adını Adıgece'den almaktadır; rüzgarın yayılarak estiği yer anlamındadır.

 

Jıcerıbze, beraber yapılan bir işte görevini bitirerek ilk önce geri dönen kimseye verilen bir kadeh içkiye denilir.

 

Jığamjamjıy-жъгъамжьамжый, sütle sıvı hamur hazırlanır ve sıcak tereyağında kaşık kaşık kızartılarak yenilir.

 

Jığe yıbğ-Жъыгъэ ибг, Şapsığ bölgesinde, Karadeniz yakınındaki Qelej yakın yerdeki en yüksek dağın adıdır.

 

Jıne, cin. İslam diniyle birlikte Adigelere geçen inançtır. Cinler insanların arasında yaşarlar. İyi ve kötü niyetli Jıneler vardır. Bazen bayan Jıne insanlara aşık olurlar onlarla evlenirler ve çoluk çocuk sahibi olurlar. Bu durumda olan insanlar için Jıne qot yani onun yanında Jıneler geziyor denilir.

Kötü niyetli cinler insanları uykudan alarak eğlencelerine götürürler, sözde ziyafet çekerler ve uyanınca hayvan pisliği yedirildiğinin farkına varırlarmış.

Zivint köyünde Yeleme köyüne gelin gelen Goşechuray Jançat'ın anlattıklarına göre, ailesinin Jıne kökenli köleleri varmış. Bu köleler vasıtasıyla Karadeniz den Antalya limanına gelinceye kadar, her eksik şeyi getirdiklerinden hiç yokluk çekmemişler. Seneler sonra Zivint köyünde sağlam kök saldıktan sonra, cinlerin aile reisi evin ailesine gelerek kendilerini serbest bırakmalarını istemiş, oda bunu kabul ederek onlara bağımsızlıklarını verip serbest bırakmış ve o tarihten itibaren de bir daha görünmemişler.

 

Jıtha- Жъытхьэ, Rüzgar Tanrısı. Yalnız bir kaç Türkçe literatürde bu isme rastlanmamaktadır. Bu nedenle daha sonraları yaratılmış bir tanrı ismi olduğu sanılmaktadır.

 

Jhıv qıtevağ- жьыу къытэуагъ, albastı. Adige inançlarına göre uyurken gelen bir ruh uyuyan insanın üstüne yatar ve onu boğmayı dener. Kim ki onu sırtından atabilir de kamasının sivri ucuyla yattığı odanın duvarlarını çizebilirse bir daha ona Jhıv  gelemez, yaklaşamaz. Diğer bir inanca göre de üstünden atıp ayağa kalkıp küçük ayak parmağını sallarsan bir daha gelmez.

 

Jıv-Жъыу, nakarat

 

Jiker Salat, Abchazlarda insanların düşünmesinde çok büyük etkisi olan koruyucu bir peridir. Oruç (İslamiyet'teki oruç değil kast edilen) günleri hariç yılın herhangi bir Perşembe günü bu peri için bir tavuğu kurban keserlerdi. Kurbanlık tavuk daha civciv olarak yumurtadan çıkarken kurbanlık olduğunu kendiliğinden belli ederdi. Merasime herkes katılırdı. Ailenin reisi kurban kesilen tavuğu alarak evden dışarıya çıkar ve kurban edilen tavuktan bir parça et keserek kızgın közlerin üstüne atarak şu dileklerde bulunurdu; Jiker Salat bizi düşüncelerinle aydınlat bize düşünme yeteneği ver. Kötü düşünmekten ve düşüncelerden koru. Hepimize dünyada barış ve dostluk getir. Daha sonra geri kalan tavuğu geri getirerek ailesi ve davet edilen misafirlerle beraber yenirdi. Ev sahibi kötü karakteriyle tanınıyorsa davet edilen misafirler kurban edilen tavuğun etinden yemezlerdi.

 

Jopchu- Жъопхъу, erkek çocukların eğitim için verildikleri ailede anne görevini yapan kadının kız kardeşinin adıdır.

 

Joqo nan- Жъокъо нан, Nart Chımışıko Peterez'in destanlarında işlenen yaşlı bir kadın.

 

Joquane- Жъокъуанэ, eğitime verilen erkek çocuğun yeni ailesindeki anne rolünü alan kadına verilen addır.

 

Jor- Жъор, Doğu Adigece'sinde kutsal haç işaretinin adıdır. bkz. Qaş. Kutsal yerlere, evlere, yol kenarındaki çeşmelerin yanına haçlar dikilirdi. Hıristiyan olmayan çok tanrılı Adigeler de haça saygı gösterirlerdi.

Üçgen içine alınmış üç yaprak süslü haçlar kutsal ağaçların yanına dikilir ve burada dini merasimler yapılırdı. Kutsal yerden hiçbir kimse ağaç kesmeye cesaret edemezdi. Belirli kutsal günlerde bu ağaçların gölgesinde toplanılarak dini merasimle kurbanlar kesilirdi. Akına ya da ticaret amacıyla giderek başarılı ya da sağ salim dönenler kutsal haçlara getirdikleri mallardan adaklarını koyarlardı. Aynı zamanda hayvanlarda kurban edilerek eğlenceler de düzenlerlerdi. Adaklar; kılıç, filinta, elbise vs. ya haça ya da kutsal sayılan ulu ağaçlara takılırdı. Kimse tanrılara adak olarak bırakılan eşyaları almağa cesaret edemezdi. Görüldüğü gibi Adigeler doğa inancıyla semavi Hıristiyan dinini birleştirilerek yeni bir Adige dini anlayışını geliştirmişlerdir.

 

Julianus (Yulianus), 14. yy.'ın başlarında tarihi Çerkesya’yı ve Güney Rusya'yı gezerek gezi notlarını yayınlayan Macar Rahibidir.


A     B     C     Ç     D     E     F     G     H     I    

 
İ     J      K     L    
M
   N    O    Ö     P     Q     R    

S    Ş      T    Tl     U     V     W    X    Y    
Z

.........................................................................................................................................