KÜLTÜR EMEKÇİLERİ LÜTFEN SAHNEYE

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Türkiye’deki Çerkes hareketi sürecini yakından incelersek çok gayretli, çok başarılı, çok fedakâr insanlar tanırız.
158 yıl önce Anavatanlarından savrularak bu coğrafyada hayata yeniden başlayan çile insanlarının zorlu mücadelesini bir daha hatırlayalım.
Hatırlayalım, 1864 ve sonrasında türlü olumsuzluklara rağmen, kültürlerini yaşatmak için nasıl büyük gayret sarf ettiklerini, neler yaptıklarını.
Bu insanlar kelimenin tam anlamıyla bu kültürün çilekeşleri, pirleri, bu toplumun Dedekorkutları
Bunlar, türlü baskı ve imkansızlıklar içinde iğneyle kuyu kazmış kültür emekçileri.
İnanmış, davası için beyin yakmış kahramanlar…
Biraz daha yakın tarihimize, son 50- 60 yıla baktığımızda yine gurur verici tablolar görürüz.
Yakın tarihimizin kültür emekçileri, toplum kahramanları…
Bu majör kişileri hatırlamamak, yapılan etkili çalışmaları görmemek büyük insafsızlık olur.
Kimileri bu kültür hareketini, bu aksiyon insanlarını, bu serdengeçtileri küçük, önemsiz görebilir, kimileri de saygıyla şapka çıkarır benim gibi!
Kim ne derse desin, o gün yapılanlar, bugün büyük takdir gerektiren sıra dışı başarılı çalışmalardır.
Bu topraklarda 1864 sonrası yaşanan hikayelere insaflıca bakıldığında bu kahramanları görmemek, onları takdir etmemek mümkün değil.
Aramızdan ayrılanlara rahmet dilerken samimiyet ve gayretle mücadelesini sürdürenlere sağlık ve huzur diliyorum.

DÜNÜN KAHRAMANI BUGÜNÜN SUSKUNU
Peki bugün hayatta olan, bilgisi, birikimi yerinde bu tarih ve kültür değerleri nerede?
Kendilerine soralım.
Neredesiniz, dünün kahramanları, bugünün suskunları?
Neden, bugün böyle suskunsunuz?
Belki yorgunsunuz, belki kırgın, kim bilir belki de küskün!
Ama bu toplumun size ihtiyacı var, hem de hiç olmadık kadar.
Zira etraf toz duman, hava sisli, sular bulanık.
Bak, etrafta samimiyetten nasipsizler, bulanık hava sevenler, egosu peşinde koşanlar var, gözü sahnede, eli mikrofonda…
Diğer tarafta, sahneler sahibini, mikrofon sesini bulsun diye bekleyen suskun yüzbinler var.
Bekleyenler var; sizi seven, bilginize, gücünüze inanan, birikimli insanlar susmasa, konuşsa, yol gösterse diyen.
Bekleyenler var; açık, net, samimi… Bu suskunluk bitmeli, gruplaşmalara, kavgalara son verilmeli, bu kültür yaşatılmalı, diyen…

SİZ ALANDA OLMALISINIZ
Siz, birikim ve tevazu insanları, siz tecrübenizi, birikiminizi halkınız için kullanmayı reddedemezsiniz.
Siz, “Bırakın artık bu işleri, siz bundan sonra evinizde oturun, alanları, sahneleri, mikrofonu gençlere bırakın.” diyenleri sakın dinlemeyin.
Sahneler, birikimi olan büyük değerlerle yüksek enerji sahibi gençleri buluşturursa ancak o zaman büyük projeler hayata geçer.
Siz, donanımlı kültür elçileri, susmayın lütfen!
Siz, aksiyon insanları, mücadele kahramanları unutmayın, bu halkın umursamaz, vurdumduymaz bir kesimi olabilir ama size ihtiyaç duyan büyük bir sessiz kitle de var.
Dün büyük işler başaran, zorlukları dayanışarak aşan ama bugün sahneden, mikrofondan uzaklaşan siz değerli birikim ve aksiyon insanları halkınız sizi sahnede, mikrofonda istiyor, lütfen sahneye!
Alkışlar, kültür emekçilerimize!

TECRÜBE ve GENÇ ENERJİ AYNI SAHNEDE BULUŞSUN
Her şeye rağmen iyimserlikten vaz geçmeyen, kızmayı da kırılmayı da çoktan bırakmış, tek derdi kültürü ve toplumuna katkı sağlamak olan gerçek “thamade” lerin süregelen gayreti duyarlı kesim için çok önemli, çok kıymetli.
İyi ki varsınız, iyi ki her fırsatta varlığınızı hissettiriyorsunuz.
Sizinle buluşan mikrofonlar, kürsüler, sahneler çok mutlu!
Bizler de mutlu, memnun, huzurlu…
“Biz yaşlandık, bizden geçti artık, bu yaşta küsmeye, kırılmaya, gücenmeye gelemeyiz, biz olup biteni uzaktan izleriz!” demeden üslubunca bilgisini, birikimini yeni nesle aktaran, kültür iletişiminde köprü görevini en iyi şekilde ifa eden değerli büyüklerimize binler saygı, binler selam!
İyi ki varsınız, iyi ki duyarlısınız, iyi ki gayretlisiniz!
O sahnelerde, o mikrofonlarda sizlerle gençlerin buluşmasıdır gerçek özlenen!
Sizlerin birikimi, tecrübesi, gençlerin enerjisi…
Budur işte en iyisi, en verimlisi…
Ne diyor şair:
Biz istersek geceyi gün, bugünü dün, sevdayı düğün ederiz.
Biz seversek dikeni gül, nefreti kül, yüreği tül ederiz…

Ha marje…