21 MAYIS 21 DERNEK 21 KARANFİL

YEMUZ Nevzat Tarakçı

21 Mayıslar, özellikle derneklerimiz için bir turnusol kâğıdı.
Bazı derneklerimiz, anlamlı etkinlikleriyle yüreğimizi kabartırken bazı derneklerimizin içler acısı hali içimizi yakıyor.
21 Mayıs’ta bile sıradan bir program için 21 üye bulamayan, 21 karanfile ihtiyaç duymayan, 21 genci geçtik, üç beş gençle buluşamayan derneklerimiz.
Vizyonsuz, umutsuz, huzursuz yöneticiler; duyarsız, moralsiz üyeler, dernekle yolu kesişmeyen gençler…
Hiç olmazsa 21 Mayıs’ta bir grup üyenin arasında bir grup gencin bulunduğu bir etkinlik yapsanız ya!

BÜYÜK KÖKLÜ DERNEK OLMAK LAFTA KALIYOR
21 Mayıs’ı geçiştiren bazı köklü derneklerimize(!) bu perişanlık hiç yakışmıyor.
21 Mayıs çelengini tutacak üç beş genci bulamayan dernek, nasıl büyük, kocaman dernek oluyor?
Öyle ya konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayan, fotoğraflarda ihtişamlı pozlar veren, icraat denilince suspus olan yöneticiler, belki böyle mutludur!

160 YIL GEÇTİ ARADAN
160 yıl geçmiş aradan ama biz hâlâ 21 Mayıs formatını konuşuyor, dernekler neyi yapmalı, neyi yapmamalı, derneklerin misyonu nedir, iyi yönetici kimdir, sorularının cevabını arıyor, bunları tartışıyoruz.
İyi ki işini hakkıyla yapan derneklerimiz ve değerli yöneticilerimiz var!

CILIZ ETKİNLİKLERLE AVUNANLAR
Ey yıl boyu minicik bir iki cılız etkinlikle övünüp duran yönetici, sakın unutma, dernek, sadece emeklilerin lokali değildir!
Dernek, vakit öldürme, dedikodu yapma, gönül eğlendirme, egoları tatmin etme mekânı değildir.
Dernek, siyasete “atlama tahtası”, zengin olmanın “ara istasyonu” değildir.
Dernek, 160 yıl önce anavatanından sürülen bir halkın ölüm kalım savaşını verdiği bir cephedir.
Tarih ve kültür bilinci oluşturmanın, Çerkesçe yaşamayı öğrenmenin okuludur.
Yetişkinlerle birlikte, tarih, kültür ve kimliğine duyarlı genç neslin, fırsat buldukça buluştuğu, “Ben bu zorlu sürece ne katabilirim?” sorumluluğunun gereğini yerine getirdiği, “xabze” dediğimiz Çerkesçe yaşam kurallarını öğrendiği, sanatı, kültürü, edebiyatı, eğlenmeyi harmanladığı, birlikte üretme, birlikte eğlenme mekânlarıdır.

BU KÜLTÜRE NE KATTINIZ?
Koca koca üniversitesi, fakültelerde on binlerce genci olan öyle iller tanırım ki neredeyse dernekte genç bulmak imkânsız.
Yetişkinler halinden memnun, yönetim memnun ki kimseden ses seda yok!
Yönetimlere, “Siz, bu kültür için, bu halk için ne yaptınız?” sorusu sorulmuyor olmalı ki yöneticiler lokal ve cenaze işleriyle yetiniyor, görev tanımını böyle yapıyor!
Misyonu; çay ve kahve içmek, misyonu cenaze işlerini yönetmek, nadiren de olsa yolu derneğe düşen gençleri dernekten kaçırmak olan kültür derneği yönetici ve üyeleri de varmış demek ki!
Yoksa derneklerimizin misyonu, kültürü korumak değil mi?
21 Mayıs haftasında bu acılarla yüzleşmek bir başka acı!

GENÇLER DERNEKLERE “ELVEDA!” DERKEN
Gençlik, elbette zor konu.
Gençlik, dün konumuzdu, bugün de konumuz, yarın da konumuz olacak.
Elbette gençliğin ilgisini çekmek, onlarla sağlıklı iletişim kurabilmek sanıldığından zordur.
Zordur ama malum gençlik yoksa gelecek de yoktur!
“Dernekçilik idealizm işi, günümüzde genç kuşak da idealizmi o kadar cazip görmüyor. Eskiden, özellikle iletişim imkanlarının az olduğu dönemlerde, dile ve kültüre dair merak edilen şeylerin bulunabileceği alanlar derneklerdi. Fakat şimdi internetten her türlü bilgi ve belgeye ulaşabilmeleri mümkün. Dolayısıyla derneklere ihtiyacı kalmadı gençlerin. Bir başka unsur da bizim daha geleneksel bir yapımız var. Güncel yaşam tarzında, özellikle yeni nesil için, bunlar sıkıcı gelebiliyor.” İfadeleri manidar değil mi?
Unutmayalım, ancak zoru başaranlar hayatta kalabilir!
Sayın Başkan, çelenk ve karanfiller suya bırakıldıysa, 21 Mayıs geride kaldıysa dağılabilir miyiz?
Gelecek 21 Mayıs’a kadar “Harç bitti, yapı paydos!” mı dediniz?

İŞİNİ TUTKUYLA YAPANLARA
21 Mayıs hüznünü derininde hisseden, bu hüznü, sevince dönüştürme gayretini yaşayan, her adımını bilinç ve birlikteliğe atan, “22 Mayıs” lara içtenlikle inanan ve bunun için gereğini yapan, varlığını geleceğe taşıma, sesini dünyaya duyurma gayretiyle çırpınan duyarlı, samimi değerli yöneticileri, sevgili gençleri, tüm duyarlı dostları kutluyorum.
Hani dillere pelesenk olan şu söz var ya “İşini iyi yap, başkası övmese de başkası görmese de sen işini iyi yap! Bu senin karakterinin yansımasıdır.”
İşini tutkuyla yapanlara binler selam!
Dilerim 160. Yıl “Büyük Çerkes Sürgünü ve Soykırımı Düzce Ortak Etkinlik Programı” derinliği, estetiği ve güçlü mesajıyla amacına ulaşır.
Aydınlık 22 Mayıslarda buluşmak temennisiyle.