BİRİKİM SAHİBİ BÜYÜKLERİMİZ NEDEN ANILARINI YAZMAZ

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Sahi bizim kaç büyüğümüz var anılarını yazan?
Neden “en kıymetli mirasımız” yok olup gider?
İsmi, bu kültür ve bu toplumla özdeşleşmiş kişiler, yaşadıkları olağanüstü mücadelelerle dolu renkli, zahmetli, zor yılları neden kaleme almazlar?
Neden bu tarih ve kültür çınarları bu kadar anıyla, bu kadar birikimle yok olup gider?
Bu durum, bu topluma, gelecek kuşaklara haksızlık değil mi?
Yılların bilgisi, birikimi, deneyimi… kayda alınmadan heba edilir mi hiç?
Altın, gümüş, pırlanta… değerlendirilmeden yok edilir mi?
Peki, neden dünya kadar birikim ve belgesi olan büyüklerimiz bu konuda bu kadar ihmalkâr?
Yoksa sözlü kültürle yaşayan, yazıyı çok sevmeyen bir toplum oluşumuzdan olmasın bu durum?

“YAZILI OLMAYAN ANAYASA” YA SAHİP BİR TOPLUM MUYUZ?
Hani hep “yazılı anayasası” olmayan bir toplumuz, der övünürüz ya!
Binlerce yıldır yaşatmaya çalıştığımız  “yazılı olmayan anayasa” olarak tanımladığımız geleneklerimiz, “xabze” miz de ortada!
Bu durumda övünmek mi lazım, yerinmek mi bilemiyorum!

YAZI DİLİNİ ÖĞRENMEDEN…
Türkiye’de yaşayan biz Çerkesler, yıllarca konuştuğumuz dilin, bir yazı dilinin, yani bir alfabesinin olması gerektiğini düşünmeden yaşamadık mı?

ANILAR PUSULADIR, ANILAR PROJÖKTÜRDÜR…
Anılar, hayatın pusulaları.
Anılar, tecrübe birikimi, altın değerinde bilgi.
Anılar; tarih, kültür… hayatın ta kendisi!
Peki, bizde neden anı türü bu kadar az? 

ANILARIN IŞIĞINDA YÜRÜMEK
Anıların parlak ışığında yürümek.
Anıları, unutulmaktan, yok olmaktan kurtarmak.
Yok olup gitmesine razı olamayacağımız yaşanmışlara kalıcılık kazandırmak.
Hayatta derinden iz bırakan olayları, zor durumları, unutulmaması gereken kişileri… halkın bilgisine, yararına sunmak.

ANILAR, ANILAR…
Gelecek kuşakların geçmişten, tarihin derinliklerinden çıkarımlar yapmasına imkân tanıyan anılar.
Hayatın acı, tatlı deneyimlerinin başkalarıyla paylaşıldığı anılar.
Tarihî gerçeklerin öğrenilmesine katkı sağlayan anılar.
Gelecek kuşaklara ders veren anılar.
Tarihe ışık tutan, yaşanan dönemi aydınlatan anılar.
Yaşanmış olayların gizli kalmış yönlerini açığa çıkaran anılar.
Hayatı,  tecrübeleri paylaşmak, yaşanan olayları açıklığa kavuşturmak, toplum değerlerini hatırlatmak… 

BİZDE ANILARI YAZMAK NEDEN GELENEK OLMAMIŞ?
Başarılarıyla unutulmazlar arasına girmiş kaç Çerkes büyüğümüz var anılarını yazan?
Anları ölümsüzleştirmek bizde neden gelenek olmamış?
Hep başkalarının anılarını yazarız ama niçindir bilinmez biz kendi anılarımızı yazmayız.
Şu an, anılarını yazmakla meşgul olması gereken o kadar değerli büyüğümüz var ki tahminlerimizin çok ötesinde.

KEŞKE!
Topluma, kültüre mal olmuş değerlerimizin engin bilgi ve birikimlerinin ölümsüzleştirilmesi son derece önemli!
Bu altın, bu pırlanta değerindeki bilgiler, gelecek kuşaklar için bir pusula bir projektördür!
Keşke, geçmişi yazarak, bu hazineyi, bu en değerli mirası gelecek kuşaklara kazandırma alışkanlığı kazansak!
Keşke hak edenlerin anıları ölümsüzleşse!
Keşke başarılarla dolu hayatların, mücadelelerin yok olmasına razı olmasaydık!