GÜNEYDOĞU MARMARA BÖLGESİNDE BULUNAN KAFKAS GÖÇMENİ KÖYLER

Raif Kaplanoğlu

Bursa, göçlerle kurulmuş bir kenttir. Bursa’ya, tarihi süreç içinde çok çeşitli göç akınları olmuştur. Bu göçler sırasında farklı yerlerden Bursa’ya, değişik ulus ve topluluklar yerleşmiştir. Türklerden önce Bursa’da yaşayan Tyniler bile, Trakya‘dan bu güzel beldeye göç etmiştir. Daha sonra da Türkler, Orta Asya bozkırlarından kopup gelmişlerdir Bursa’ya. Daha Bursa fetih edilmeden tüm Uludağ, Oğuz obalarının barınağı olmuştur. Bu arada Kütahya’da bulunan Ermeniler Bursa’ya göçmüşlerdir. Daha doğrusu Sultan Orhan tarafından Bursa’ya davet edilmiştir. Ardından da Yahudiler.

XVI. yüzyılın başından itibaren ise, Celali kalkışması sırasında, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden kaçanların Bursa’ya yerleştiği görülür. Bu göçler öylesine çok olmuştur ki, 1530-1573 yılları arasında Bursa’da nüfus iki katına çıkmıştır.

Ancak biz, Bursa, daha doğrusu Güneydoğu Marmara bölgesine yapılan bu göçlerden sadece Kafkas göçmeni köylerini büyüteç altına alıp etüt etmeye çalışacağız. Bu çalışmamız demografik bir çalışma olduğu kadar, bu köylerin sosyal ve kültürel yapılarına yönelik genel bazı değerlendirilmeler de yapılacaktır.

Türkiye’ye ilk Kafkas göçmenleri Kırım savaşı sonunda Rusların Kafkasya’daki baskısı sonucunda, 1856 yılından sonra başladığı kabul edilmektedir. Bu tarihteki Kafkas göçmenlerin sayısı konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır. Araştırmacılara göre bu sayı 200 bin ile bir buçuk milyon arasında değişmektedir. Ancak 1856-1907 arasında Osmanlı topraklarına ulaşabilen Kafkasyalı Göçmen sayısı ortalama 600 bin kadardır. (Habiçoğlu, s.73)

1856 yılında başlayan bu göçler sırasında Suriye, İç Anadolu, doğu Anadolu ile önemli ölçüde Kafkas göçmeni de Rumeli’ye, stratejik bölgelere yerleştiği görülmektedir. Bu tarihte çok az miktarda da Bursa ve çevresine özellikle Çerkez ve Abhaz göçmenlerin yerleştirildiğini görmekteyiz. Bu tarihte gelen ve Bursa civarında yerleşenler çoğunlukla İnegöl’e yerleşmişlerdir. Ancak Bursa bölgesine yerleşen Kafkas göçmenlerin büyük bölümü 93 Harbi sonrasında, 1878 yılından sonra gerçekleşmiştir. 1891 yılına kadar Anadolu’ya sevk edilen 474.638 göçmenden 162.028’i Hüdavendigar’a yerleştirilmiştir. (İpek, s.174)

Kafkas Göçmenlerin Yol Güzergahı:

Kafkas göçmenlerin bir bölümü kara yolu ile Erzurum istikametinden Anadolu’ya girerken, çok büyük bölümü ise, deniz yoluyla İstanbul’a gelmişti. İlk göçmenlerin gelişini Hükümet İstanbul’dan kamplarda toplama girişimi, iskanı kontrollü yapma arzusundan kaynaklanıyordu. Ancak Kafkas göçmenleri önce İstanbul’da uzun süre bekletilince, sorunlar yaşanmaya başlandı. İstanbul’da biriken göçmen sayısı da 200 bini aşınca, bu göçmenlerden 50 bini hemen Anadolu’ya taşınmıştır. (B. Şimşir, Göçler I, s.426-430) Bu nedenle de İstanbul’a yakın olan Hüdavendigar ili ve İzmit tercih edilmişti. Göçmenler, Ocak 1878 tarihinden itibaren Bursa’ya gönderilmeye başlanır. Gemiler Gemlik, Mudanya, Edremit, Yalova ve İzmit gibi sahil iskelelerine gönderiliyordu. Buradan da iç kesimlere yollanıyordu. 7 Römorkör ve İdare-i Mahsusa’ya ait Şerefresan adlı vapur Bandırma ve Gemlik iskelelerine sürekli göçmen taşımaktaydı. 10 Eylül 1879 tarihe kadar Anadolu’ya sadece Rumeli’den 275 bin nüfus gönderildi. Bunlardan en büyük rakamı 54.898 kişi ile Hüdavendigar Vilayeti en önde geliyordu. (İpek, s. 85, 109)

Halkın Göçmenlere yardımı:

İlk aşamada Bursa ve çevresinde boş arazilere ve eski köylere yerleştirilen göçmenlerin ardı kesilmeyince sorunlar başladı. Hüdavendigar Aydın ve İzmit sancaklarında çok sayıda göçmen biriktiğinden yeni göçmen yollanmaması konusunda sadarete yazılır gelmişti. (Habiçoğlu, Agk. s. 146) Bu yığılma nedeniyle Burgaz ve Mihaliç’te açlıktan telef olmuşlar. (B.O.A. İra. Ş.D. 225612 s. 1297 tarihli tezkire; Habiçoğlu, Agk. s. 146)

Mudanya’da bazı fakirlerin ot yemekte olduğu Gazetelerde de köşe yazarları göçmenlerin çok kötü koşullarda olduğunu yazıyor. Örneğin Vasıf Necdet’in bir yazısında: “Göçmenler kötü durumda, bütçe boş, Göçmenler bu kışı kötü geçirecek diye başlık atıyordu. (Hakikat gazetesi, S.44 – 4 Şaban 1340/1338) Ancak yine gazeteler, göçmenlere yardım konusunda çok büyük çaba gösterdiğini kampanyalar açtığını ve yardım konusunda birçok duygusal yazılar yazmışlardır. Göçmenlere yapılan yardım kampanyalarına katılıp, yardım yapan kişilerin ve yardım bedellerinin listeleri her hafta yayınlamaya başlamışlardır. Göçmenlere yardım her kesimden gelmekteydi. Örneğin Şeyh Sabit Efendi, Geçenlerde göçmenlere 200 hanelik araziyi veren bu arazi üzerinde bir mahalle kurulduğu ve arazisi üzerine kurulan mahalleye de bir cami ile okul yapmak için çalışmalara başladığı yazılıdır. (Bursa gazetesi, Sayı: 8)

Diğer yandan gayrimüslimlerin de göçmenlere büyük yardımlar yaptığını görüyoruz. 1912 tarihili Ertuğrul gazetesinde Ermeni Vatandaşlarımızın Gelyanı Hamiyeti” başlıklı şu ilginç haber yayınlanır: Bursa Ermeni cemaati reisi geçen Pazar günü Ermeni Kilisesinde cemaate hitaben önemli ve etkili bir söylev vermiştir. Savaş nedeniyle Ermeni milletinin diğer tüm topluluklarla birlikte, belki Türkler kadar ilgileneceğini, savaşın doğal olan felaketlerini yaşamıştır. Ermenilerin de elden gelen her fedakarlığı yapacağı ve mükellef bulunduğunu izah ve ispat etmiştir. Bunun üzerine eşraftan Balabanyan Manuk Efendi, çok geniş bir konağının anahtarını cemaate göstererek, göçmenlerin kalması için göçmenlerin ikametine tahsis etmek amacıyla Kızılay’a vb. hayır kurumunun yönetimine vermiştir. Kendi geleceğinin Osmanlılığın geleceğinde olduğunu ekleyerek her türlü özveriyi teşvik etmiştir. Bunun sonucunda vatandaşlarımız tarafından yardım kampanyası başlatılmıştır. (Ertuğrul Sayı: 133; 14 Teşrinisani 1912)

Göçmenleri iskan edildiği yerleri tümüyle dolaşarak kendilerine giysi gibi çeşitli yardımları bizzat toplayan Bursa Amerikan Okulu Müdiresi Ms. Silon? İnsanlık dersi vermiştir. (Hüdavendigar, Sayı 2541; 23 Kanunevvel 1913)

Göçmenlere halk büyük ölçüde yardım etmiştir. Halk göçmenleri kendi istekleri ile evlerinde misafir ediyor, iskan yerlerine dahi kendi arabalarıyla götürüyorlardı. Evlerini yapıyor, öküz, araba ve tohum gibi ihtiyaçlarını da karşılıyorlar, hatta arazileri dahi ilk kez sürüp teslim ediyorlardı. Ayrıca günlük ücretlerini bile ödüyorlardı. Ancak yıllar içinde göçmenlere yardım coşkusu azalmaya başladı. (Habiçoğlu, Agk. S.119)

İskanlar Sonunda Çıkan Sorunlar

1886 tarihine kadar Bursa’ya gelen göçmen sayısı 60 bin 254’tür. 1927 yılında yayımlanan Bursa Havalisi Coğrafisi adlı kitapta, en yoğun göçmen yerleşiminin Bursa’da olduğu ve ilde toplam 81 bin 265 göçmenin yerleştirildiği yazılıdır. Bu sayı, 1912 Balkan Savaşı sonunda gelip, Büyük Savaş nedeniyle yerleştirilememiş olan göçmenler ile, Mübadele göçmenlerinin ortak sayısıdır.

Kafkas göçmenleri, atlarının binlerce yıldır yaşadığı yerleri terk etmesi onları hiç mutlu etmemişti. Kendilerine çok yabancı ve uzak olan bir memlekette, memleketindeki gibi bir yer arama çabasına giren Kafkas göçmenler ile yerli halk ve Hükümet arasında bazı sorunlara neden oldu. Kendilerine verilen toprakları beğenmeyen bir çok göçmen yerlerini terk etmiştir. Bazıları komşularıyla anlaşamayıp, çatışıyor. Hatta Kafkasya’ya geri dönmek için yollara düşüyorlar. İnegöl’deki olay (BOA. İra. Dah. 1151’de 103 nolu tezkire) Mihaliç’te (BOA. İra Dah. 63011 ve aynı defter 1149’da 1094 nolu tezkire; Habiçoğlu, Agk. S.137)

Rumeli’den gelenlerin çoğu Bursa ve İzmit taraflarını istiyordu. Hem ikilimi uygun hem de daha önce akrabaları buraya yerleşmişti. Ancak hükümet buna izin vermiyordu. Bu nedenle izinsiz gelenlerin biriktiğine dair yazılar var. (BOA. İra. Ş.D. 11467da 1108 nolu tezkire; Habiçoğlu, Agk. s.147)

İlde fazla miktarda göçmen yerleştirilmesi bazı sorunlara neden olmuştur. Bu sorunları Hıristiyanlar da abartmışlardır. Mihaliç’te Hıristiyanlar, Çerkeslerin tecavüzde bulunduklarını gerekçesiyle müracaata bulunmuşlardır. Bunun için Ali Rıza Bey 17 Eylül 1878 tarihinde olayı araştırmak için bölgeye gitmesi karalaştırılır ancak, sonra olayın abartıldığı gerekçesiyle vazgeçilir. (BOA: İD. Nr. 63044 Arz tezkiresi (29 Eylül 1878)

-Bazen de iskan memurların bilgisizliği nedeniyle yerli halkın malları üzerine göçmenler yerleştirilmesi sorunlar yaratmıştır. Kirmasti nahiyesi Dere-i kebir köyünde Çerkeslerin yerlilere ait ekili arazide iskan edilmesi sonucu 1879 yılında iki grup arasında çatışmalar çıkmıştır. (B.O.A: AD. 1151/235-2)

1889 yılında Kumlukalanı ve Yörükalanı Mezarlığı mevkilerinde yerleşen Servi ve Karlova göçmenleri ile Samanlı köyü halkı arasında çatışma çıkmış, bir kişi ölmüş, 11 kişi de yaralanmıştır. Ahmet Arif Paşa’nın bölgede yaptığı araştırmada göçmenlerin burada iskan edilmediği kendi başlarına buraya gelip kondukları anlaşılmış. (B.O.A. İD. Nr. 88418; 90719 Arz tezkiresi İpek, s. 188)

1889 yılında diğer bir olayda Manyas’ta 12 bin dönüm araziyi Çerkes göçmenlerin gasp ettikleri anlaşılmış.

Nitekim 1879 tarihinde İnegöl’de asayişi bozdukları için Karahisar’a gönderilmek istenen Çerkes göçmenleri Hükümet Konağını basarak bu kararı protesto etmişlerdi. (B.O.A. AD. Nr. 1151/258-2)

bu durumlarda Hükümet, mülk sahibinin malını satın alıp göçmenlere verme yolunu seçmiştir. (B.O.A. MM. Nr. 4386)

Gemlik’in Koçka? Köyünün Laz ve Gürcüler tarafından basılması.

Karacabey’de Çerkes ve Arnavutlar arasındaki çatışmalarda masum insanların telef olduğu, Karacabey Kaymakamlığı’na münasip birinin tayin edildiği”

-Bunun üzerine Kocaeli’nde Ağaçlı mevkiinde oturan Çerkesler kendi paralarıyla Sapanca’da arazi satın alarak köy kurulmasına yol açmışlar. (Habiçoğlu, Ag.k. s.148)

-Çerkeslerin silahsızlanması isteniyordu. (İpek, s.182)

BOA. Muh. Def. 759/38-2 de iskanlara dair çok yazı var.

.Kemalpaşa’da bazı göçmenlerin kaçak olarak tütün kıydığı i haberi alınmıştır. (Bursa gazetesi, S-150)

Kocaeli bölgesine gelen Çerkeslerin yerli Hıristiyanların (Rum ve Ermenilerin) tepkisene neden olmuştu. Bu İngiliz belgelerinde açıkça yazıyordu. Yayınlanan bir belgede özetle şunlar yazıyordu:

İngiltere’nin İstanbul Elçisi A.H.Layard’dan İngiliz Dışişleri Müsteşarlığına:

İzmit’in doğusunda bulunan Adapazarı’ndan Hristeya bir kurul, bölgedeki koşulları önüme sermek için dün beni gördüler. Ellerindeki çok sayıda Türk, Ermeni ve Rum tarafından imzalanan belgeyi bana göstererek, 40 bin Çerkes’in bölgeye gönderilmesini şikayet ettiler. Göçmenlerin gelmesiyle bölgede can ve mal güvenliği kalmadığını söylediler. Yollarda güvenliğin kalkması sonucu, ticaretin hemen hemen durduğunu, Adapazarı halkının teslim alındığı duygusuna kapıldığını, .. Çerkeslerin yaptığı kıyım ve soygunların bir listesini verdiler. Türk hükümetine dertlerini anlatıp anlatmadıkları sorulunca hükümetin önlem aldığı ve Çerkeslerin silahlarının toplatıldığını, bölgeye asker sevkedildiğini söylediler. Durumu bildiğini söyleyen Karatodori Paşa, malları alınıp, hiç desteklenmeden Avrupa’dan Asya’ya atılan Çerkeslerin davranışlarının şaşırtıcı olmadığını belirtti. Asıl gerçek şu ki, açlıktan ölmeye veya çalışmaya mecbur bırakılmışlar, doğal olarak da ikinci alternatifi seçmişlerdir.

Therapai, 1879 (E. Ödemir, Karamürsel, s.182)

Hükümetin Kafkas Göçmenleri Konusunda Aldığı Önlemler

Devlet tüm bu oldu bitti karşısında, tapulu mülk arazide yapılan yapıları da yıkmada isteksiz davranmıştır. Özellikle sorun çıkaran Çerkeslere toleranslı davrandığı görülür.

1887 tarihli Hüdavendigâr gazetesinde, Bursa’ya Sultan tarafından bir kurul gönderildiği, 93 Göçmenlerinin yerleşimine uygun alanların araştırılmasının istendiği yazılıdır.

Devlet, çok sonra Bursa’da göçmenlerin yerleştirilmesine uygun yer arayışına girer. Süleyman Paşa 1882 yılında Mihaliç kazasında bin haneye yetecek kadar büyüklükte arazi tespit etmiştir. Buraya Çerkeslerin yerleştirilmesine karar verilmiştir. Adranos’ta 8.900, Pazarköy’de 250 bin dönüm boş arazi olduğu bildirilmiş. Kirmasti Sincan’da 15 hanelik yer vardır. (İpek, Agk. 163) 1899 yılında Hüdavendigar vilayetinde göçmen iskanı için arazi satın alınmasına dair vilayetin teklifine Sadrazam Said Paşa karşı çıkmıştır. (Habiçoğlu, Agk. S.157)

Göçmen Komisyonları

13 Ağustos 1877 tarihinde Rus Savaşı sonunda yeniden Muhacirin Komisyonu kurulmasına karar verildi. 25 Ocak 1878 tarihinde ise bu komisyona bağlı olarak İzmit, Mudanya, Bandırma ve Gemlik’te birer memur bulundurulmasına karar verildi. Rumeli’den gelen göçmenler ateşkesten sonra geri dönülmesi için yine ayrıca bir komisyon kurulmuştur. 30 Aralık 1894 tarihinde muhacirin Komisyonu ikinci kez lav edildi. 27 Kasım 1897 tarihinde Sultan’ın fahri başkanlığı altında Komisyon-u Ali adı altında yeniden kuruldu. Adı daha sonra Muhacirin Komisyon-u Ali adını aldı. 1913 yılında genel müdürlük olarak Dahiliye Bakanlığına bağlandı.

Ancak bu arazilerde iskan edilen Kafkas göçmenleri, hastalı nedeniyle çoğu bu iskan yerlerini terk edip dağlara, yüksek yerlerdeki ormanlık alanlara yerleştiği görülür.

Çerkesler toplu olarak yeni yapılacak köylerde yerleşmek ve hasat zamanına kadar tayinat istiyorlardı. Hükümet ise iyi durumda olanların tayinlerini kesmek istiyordu. Ancak değil bu tayınları kesmek, azaltmak bile asayişi bozacağı endişesiyle uygulanamıyordu.

Bursa’da 1294- yılında mal sandıklarından göçmenlerin teçhiz, cenaze ve diğer masrafları için bir milyon 100 kuruş masraf edilmiştir. 1885 yılında bu ildeki göçmen sayısı 81.253 kişidir. Bunların 26.263’ü Rumeli, 9.215’i Çerkes olup, 29.886 kişilik göçmen grubu ilde müteferrik olarak iskan edilmiştir. (1303 Salnamesi, s.89-90)

Devlet göçmenlerin sorunlarını izlemek için üç kez Göçmen Komisyonu kurmuş, daha sonra fes etmiştir. -Göçmen İskanı, Edirne ve civarından gelen göçmenlerden ocak sahibi olanların bir defteri tanzim ve makam-ı vilayete takdim kılınmıştır. (Ertuğrul, S.166- 21 Nisan 1913)

Sultan Abdülaziz devrinde göç etmiş olan Çerkes göçmenlerin miktarını mübin bir kıta defterine tanzim ve irsali gerekli olduğu, Göçmen Komisyonu Başkanlığı’na bildirilmesi istenir. Beyan-ı teesüf: Hüdavendigar gazetesini mütala edenler görmelidir ki bazı okullar ile ilgili mektupların yayınlandığı söylenir. Bursa, S. 3: s.2,

-1912 yılından önce göç eden veya minel kadim Yunanistan dışında mukim olup mübadeleye tabi olmayan 1912 yılından sonra Yunanistan’ın mübadeleye tabi aksamından göç edip mübadele edilen İslam halk, Yunanistan’daki malları ve emlaklerini ne şekilde tasarruf edileceği konusunda işlem yapma gerektiği konusunda uzun bir yazı. Hüdavendigar, 3107– 20 Mart 1340/42

Devlet, Göçmenlerin mağdur edilmesi karşısında çok ciddi önlemler aldığı ve bu konuda görevini yerine getirmeyenleri de derhal cezalandırdığı görülmektedir.

-Mübadele ve İskan Müdürlüğü-Azil- Geçenlerde Bursa’ya gelen Langazalı göçmenleri Bursa’ya getirmekle görevli Mudanya Sıhhiye Memuru Mümtaz Efendi, görevini yapmadığı gerekçesiyle görevinden azil edildi. Mudanya’ya gelen göçmenleri Bursa’ya getirip teslim etmekle görevli olduğu halde, göçmenleri gece vakti istasyonda bırakarak ve konuyu da hiçbir makama haber vermeden bir gece istasyonda açıkta kalmalarına neden olduğu için soruşturma açılmış ve bu nedenle açığa alınmıştır. (Hüdavendigar gazetesi, S. 3091- 29 Teşrinisani 1339/1342)

Göçmenlerin Yerleştirilmesi İçin Yaratılan Koşullar

Göçmenler için gerekli arazının ve öküz, tohum ve evlerin parasız olarak verilmesi, 10 yıl süre ile her türlü vergiden, 25 yıl süre ile de askerlikten muaf olmaları talimatnamede yazılıdır. (BOA. İra. Dah. 22622- 4 Mayıs 1856 tarihli) Habiçoğlu, Agk. s.112) Göçmenler iskan yerlerini terk edemeyecekleri, 29 madde de ise 10 yerli hane bir göçmen hanesi barındıracak, “mutlaka sulu ve ormanlık alanlara yakın yerler” olması ve yüksek ve arızalı arazide olmamasına dikkat edilmesi istenir. 32. Maddede kişi başına 20-6- dönüm arazi verileceği her evin yapılması için 250 kuruş tahsis edileceği, her haneye bir çift öküz ile araba verilecek. Ayrıca 5-10 kile de tohum verilecek.

Göçmenlerin Yerleşme Düzeni

Gerek Kafkas ve gerek Rumeli göçmenlerin yerleştirilmesinde stratejik bir kaygı gözlenmektedir. Anadolu’nun çok önemli bir hattı olan Samanlı dağları, Adapazarı’ndan Armutlu’ya kadar olan bölge askeri açıdan stratejik bir bölgeydi. Bu bölgenin bir önemi de bu hat üzerinde, neredeyse Hıristiyan nüfus, İslam nüfusa yakın idi. Bu yerleştirme siyaseti, Hüdavendigâr Eyaletinde son yıllarda yükselen gayrimüslim unsurlar karşısında bir önlem olmak üzere, bilinçli bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Gemlik’te 200 hane Müslüman nüfus, Rumların baskısı ve hükümetin gafleti nedeniyle 1882-1883 tarihlerinde 8-10 haneye düşmüş ve kasabada asayiş bozulmuştu. Bunun için kasabaya, nüfus dengesini sağlamak amacıyla 150 hane göçmen yerleştirilmiştir.

Bu tarihte sadece Rusçuk‘tan 30 bin göçmen Bursa’ya gelmiştir. Kazan‘dan gelenler Mollaarap’a, Kırım‘dan gelenler Alacahırka’ya, Kafkasya‘dan gelenler Yıldırım‘a yerleştirilmiştir. 93 Göçmenlerinin büyük bölümünün oluşturduğu köyler, Rum ve Ermeni köylerini kuşatacak bir biçimde dağlarda kurulmuştur. 93 Göçmeni köylerinin hemen tümü dağlarda kurulmuştur. Göçmenlerin yerleşimi sırasında gerek göçmenler arasında ve gerekse yerliler ile göçmenler arasında sorunlar, hatta çatışmalar da yok değildi.

1880’li yıllarda başlayan bu toplu göçler sonunda Bursa merkez ilçede 18 yeni köy ile 15 yeni mahalle kurulmuştur. Gemlik‘te 12 yeni köy, İnegöl‘de de 32 yeni köy, üç de yeni mahalle kurulmuştur. İlk aşamada azar azar gelen göçmenlerin artması üzerine Bursa’da, 1888 yılında ilk kez bir Göçmen Komisyonu’nun kurulması gerekli görülmüştür. Nitekim daha sonra 1892 yılında Orhaneli ve Yenişehir ilçelerinde, 1899 yılında Karacabey ve M. Kemalpaşa ilçelerinde, 1903 yılında da Orhangazi ve İnegöl ilçelerinde Göçmen Komisyonları kurulmuştur. Bu göçmen komisyonlarında Türk üyeler ile birlikte Rum ve Ermeni üyelerin yer alması, bu göç süreci içersinde 93 Göçmenlerinin yanı sıra, Doğu’dan Ermeni, Yunanistan’dan da Rum göçleri olduğu anlaşılıyor. Nitekim, 1869 yılında Pazarköy/Orhangazi’de 2.045 vergi yükümlüsü İslam erkek yaşarken, 5.563 Ermeni erkek yaşamaktaydı. Orhangazi’ye birçok 93 Göçmeni gelirken, aynı tarihlerde Ermeni göçü de gerçekleşmiştir. Gerçekten de bu tarihlerde bir yandan yeni Türk köyü kurulurken, diğer yandan Ermeni köyleri de kurulmuştur, Ermeni Sölöz, Ermeni Gürle gibi. 1908 yılına gelindiğinde Orhangazi’de, 11 bin 694 Müslüman nüfusa karşılık, 21 bin 546 Ermeni yaşamaktaydı.

Sayın İpek’in ifadesiyle Göçmenlerin İskanlarda Hıristiyan nüfus ile denge gözlenmiştir. Stratejik bölgelere yerleştirildiği görülür.(İpek, 158) Samanlı Dağlarına da yerleştirilen göçmenlerin çok büyük bölümü Kafkas göçmenidir. Karacabey ve M. Kemalpaşa’da da Hıristiyanların yoğun olduğu bölgelerin çevrelediği dağlarda Kafkas göçmenlerin yerleştirildiği görülmektedir. Ancak. Bursa’nın en önemli Limanı olan Mudanya ve çevresinde büyük ölçüde Hıristiyan unsur yaşamaktayken neden hiç göç men yerleştirilmemişti? Oysa bu bölge, stratejik açıdan en önemli bir bölge sayılabilir. Bizim kanaatimiz o dur ki, bu yerleştirmelerde devletin çok önemli bir dahli olmamıştır. Özellikle Kafkas göçmenlerin yerleşmesinde büyük ölçüde keyfiliğin egemen olduğu görülür. Köylerde yaptığımız incelemede, köylülerin anlatımlarına göre köylerin çok büyük bölümü başka alanlara iskan edilmişken, daha sonra kendilerinin bu yere geldiklerini söylemişlerdir. Kafkas köylerinin çoğu, kıyıya yakın yerlerde iskan edilenlerin salgın hastalık nedeniyle bazı ölüm olayları yaşanması sonucunda dağlara çıktıklarını anlatmaktadırlar. Bu konuda belgelerde de kaynaklara rastlamak olasıdır.

Göçmenlerin iskan yerlerini terk ederek başka yerlere gitmesinin sakıncalara neden olduğundan, bunların bulunarak haklarında gerekli muamelenin yapılması BOA: DH. SN. M. 4621 – 35 127 1333 Ca. 26 2 Tahrirat

Hüdavendigar dahilinde Göçmen iskanı için teşkil edecek köyler hakkında. BOA: DH. SN. M. İst 1994)S.no.1176-10 3 25 Ş. 1325, Tahrirat

Rum köyleri halkından köylerine geri dönenlerle söz konusu köylerde bulunan İslam Göçmenlerin ve eski Rum halkın miktarının bildirilmesi.

Bursa’ya çok sayıda Batum mültecisinin geldiğinden bahisle hiçbir mültecinin firarına meydan verilmemesi, müsamaha gösterenlerin şiddetli şekilde cezalandırılmaları

Kafkas Göçmenlerinin Bursa Bölgesinde Ekonomik Katkısı

  1. Ziya, Bu il, 5-10 yıl öncesine kadar nüfusça ve gerek bayındırlık olarak üçüncü derecede bir il idi. Hükümetin yeni uygulamalarıyla yavaş yavaş gelişti. Sanayi kuruldu, gelişti. Üç yıl öncesinde yaptığım araştırma sonucunda anladığım kadarıyla göçmenlerin Bursa’ya gelmeleriyle sanayinin gelişmesini onların gayretiyle artığını söyleyebilirim. Arabacılığı geliştirmişler, çok hoş payton arabaları yapmaya başlamışlardır. Eskiden Anadolu içlerine giden arabalar Edirne’den ya da dışarıdan gelirken şimdi bu gereksinimi Bursa karşılamaktadır. (nüfus verileri var)

Valinin ayrılmasıyla eldeki işlerin bir kısmı durdu, sürenler de seki şevk ve heyecan kalmadı. Yavaşlamanın bir nedeni de, hasat yüzünden çalışacak nüfusun azalmasıdır. İşgücünün büyük kısmı Çerkeslerden oluşuyordu. Onlar da buralardan göçerek daha içerilere, kendilerine gösterilen yerlere göç ettiler. Burada ve ilin diğer kesimlerinde ipek kozası üretimindeki büyük düşüşler, maalesef her açıdan halkın yaşamını güçleştiriyor ve burasını güzelleştirme çabalarına sekte vuruyor.”

(Mr. Sandison, (İngiliz konsolosu, Ahmet Vefik Efendi’nin Yönetimindeki??? Çev. E.Türkcan- İngiliz Konsolosluk Raporlarına Göre XIX. Yüzyılın ikinci Yarısında Bursa, Tarih Toplum Der. s.386-391)

Hüdavendigar vilayeti işgal kuvvetleriyle göçmenlerin nüfusun artmasına sebep olduğundan, fiyatları yükselmeye başlamış, bunu önlemek için Amerikan şirketinden un alınmasına ve ihtiyacın karşılanmasına dair …”

Bursa’da esnaflık yapmakta olan göçmenlerden temettü vergisi alınması.

Göçmen: Ormanlar içine iskan edilen halk, ormanları, tamiri imkansız bir şekilde tahrip etmektedir. Şimdiye kadar yerleşen göçmenlerden başka kimse, orman içinde yapı yapmaması ve araziye ihtiyacı olanlar varsa bunlara da yakınında bulunabilecek ziraat alanları gösterilmesi ve bir de göçmen iskanlarında yapılan göçmen komisyonuna bildirilmesi. (Bursa gazetesi, Sayı: 140)

Bursa’ya bağlı Kızık köprüsü (2) civarında ve Kemeraltı denilen ünlü yere göçmenler yerleştirilmiştir. Ancak bu mevkiinde orman olup olmadığının incelenmesi ve meclis idaresine bildirilmesi onun kararı ile iskan komisyonu üyelerinden Hasan Paşa ile Orman idaresi Başkanlığı Niyazi ve tapu Memuru Tevfik Bey ile Katip İsmail Efendi tarafından keşif yapılacaktır. (Bursa gazetesi, Sayı: 148, s.2)

Kirmasti halkının sanayi çok gelişmemiş olup, ancak, göçmenler tarafından şimdilerde dokuma gibi bazı mensucat imaline başlanmıştır.(Salname, S.335)

Kafkas Göçmenlerin Etnografik Durumu

Belgelerde, Kafkas göçmenlerin hemen tamamına, genel bir ad olarak Çerkes adı verilmiştir. Salnamelerde de Gürcü ve Laz göçmenlerin tümüne birden sadece Batum göçmeni olarak adlandırmıştır. Bu da Kafkas göçmenlerin sınıflandırılmasında güçlük yaratmıştır.

Laz köyleri:

Yalova’ya bağlı köyler şunlardır. Samanlı, Gökçedere, Ortaburun, Üvezpınar, Kadıköy, Safran, Kurtköy.

Karamürsel’e bağlı köyler. Çamçukur, Safiye, Suludere, Mecidiye, Osmaniye ve Suadiye (Gölcük’e bağlı) (E. Özdemir, Karamürsel, Ty, s.185)

Gemlik’e bağlı köyler: Fevziye ve Şükraniye

Bursa’da Gemlik Merkezde, Katırlı köyünde, Yalova (Merkez Kaplıca, Çınarcık, Üvezpınar, Delipınar, Kurtköy, Samanlı, Akköy, Kadıköy, Yenimahalle, Ortaburun, Kocaeli (merkez) Osmaniye, (Lazlar, M. Recai Özgün, İst. 1996, s.106)

Hamidiye köyü Batum’daki adı çoruhmeli, Feyziye köyü ile aynı dönemde gelmiş, sınır çatışmaları olmuş. Önce Gemlik’in girişinde iskan edilmiş oradan şimdiki yerlerine gelip yerleşmişler.

Şükriye’nin Batum’daki adı Borçka’ya bağlı Kostaneti: Önce Gemlik’te 1-2 yıl kalırlar. Burada 8 kişi ölmüş. (Tovaze, Mehmetali, Gedikoğlu, Piroğlu, Balyozi, Markozi, Koçala, Machale, Haliloğlu, Karahasanoğlu aileleri yerleşmiş) Köyde Kalkınma Kooperatifi var. Bir de sunta fabrikası. 20 yıl öncesine kadar köyün en önemli geçim kaynağı kömürcülük imiş.

Fevziye, Borçka Mamanati (Demirciler) adlı köyden gelmişlerdir. Güzel bir Kooperatifler ve dernekleri var. Avusturyalı araştırmacı Gabri bu köyde uzun süre araştırma yapmıştır.

Gürcü Köyleri:

Yalova’ya bağlı köyler: Esenköy, İhsaniye, Mecidiye, Hayriye, Selimiye

Karamürsel’e bağlı köyler: Nushetiye,

İznik’e bağlı köyler: Kutluca, Kğırıntı, Hacıosman, Çandarlı, Elmalı, Hisardere

Orhangazi’ye bağlı köyler: Hamzalı

Gemlik’e bağlı köyler: Hamidiye, Adliye ve Haydariye

İnegöl’e bağlı köyler: Çiftlik, Merzukiye, Fevziye, Elmaçayırı, Gülbahçe, Karakadı, Çaylıca, Muratbey, Hamidiye, Hayriye, Tüfekçikonak, Hilmiye, Saadet, Meşruriye, Bahçekaya/Çürüksu, Sulhiye, Sultaniye ve Hasanpaşa

M.Kemalpaşa’ya bağlı köyler: Karapınar ve Kömürcükadı

Bursa’ya bağlı köyler: Süleymaniye/Elmaçukuru, Soğukpınar, Karaislah, Kestel’e bağlı Saitabat , Sayfiye ve Alaçam, Orhaneli’ye bağlı Osmaniye’de de Gürcüler vardır.

Abhaz Köyleri

Bursa iline bağlı köyler içinde sadece İnegöl’de bazı Abhaz köyleri vardır. Kestanealan, Rüştiye, Osmaniye, Güneykestane ve Mezit köyleri, Abhaz’dır.

Dağıstanlı köyleri:

Bursa’ya bağlı köylerden sadece Koşuboğazı köyü Dağıstanlı’dır. Ayrıca daha önce Orhangazi’ye bağlı olup, sonra Yalova’ya bağlanan Güney ve Esadiye köyleri de Dağıstanlıdır. Ayrıca Çiftlikköy yakınlarındaki Sultaniye’de Dağıstanlı köyüdür.

Güney köyünde ünlü şeyh Muhammed Medeni’nin türbesi vardır. Ayrıca Şerefü’ddin Dağıstani de burada faaliyet göstermiştir. Armut köyünde ise, Şeyh Şamil’in Çerkesistan Naibi Mehmet Emin Paşa’nın türbesi vardır. Koşu boğazı köyünde ise Şeyh Abdülaziz efendi’nin türbesi ve tekkesi vardır. Tekkenin 1867 yılında kurulduğu yazılır. Köylüler ise 1892 yılında köye yerleştiklerini söylemektedirler. Bu köydeki Dağıstanlılar, Terekeme adı verilen Türkler ile, Karapapaklar yerleşmiştir.

Çerkes köyleri:

Karacabey’e bağlı köyler: Kurşunlu, Ekinli, Ekmekçi, Akçasusuğırlık, Hayırlar, Gönü, Ulubat ve Yolağazı.

M.Kemalpaşa’ya bağlı köyler: Kadirçeşme, Söğütalan, Taşköprü, Ada, Boğaz, Karaorman, Döllük, Güvem, Soğucak ve Kadirçeşme

Yalova’ya bağlı köyler: Soğucak, Karadere, Çavuş, Örencik, Tevfikiye, Aktoprak ve Fevziye

Yenişehir’e bağlı sadece Kavaklı köyünde Çerkes vardır. İnegöl’de de Hacıkara köyü ile Fındıklı köyü Çerkes’tir.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında, Kafkaslarda yaşayan çok sayıda islam toplulukları Türkiye’ye göç etmiştir. Bu göçmenlerin büyük bölümü de Bursa ve civarına yerleştirilmiştir. Bu Kafkas göçmenlerinden çoğu Gürcülerdir. Ayrıca Dağıstanlı, Abhaz ve Ahıskalı göçmenlerin de Bursa’ya geldiği görülür.

Gürcülerin büyük bölümü Gemlik, İnegöl ve İznik’e yerleşirken, Abhaz ve Ahıskalılar ise İnegöl’e yerleşmiştir. Ayrıca Karacabey ilçesinde de 8-10 Çerkes köyü vardır. M. Kemalpaşa’ya ise ilk aşamada sadece 2 Çerkes köyü kurulmuşken, sonraları bu sayı yükselmiştir. Orhangazi’de iki Gürcü, Yenişehir’de ise sadece bir Çerkes köyü vardır. Orhaneli, Keles, Harmancık ve Büyükorhan gibi dağ ilçelerinde ise hiç göçmen köyü yoktur. Bursa merkez ile, bazı kasabalara da Kafkas göçmenleri yerleştirilmiştir.

Bursa’da yerleşen Çerkes köylerin hemen hemen tümü dağ köyüdür. Bunun bir nedeni, 1880’li yıllarda ancak dağlarda boş arazi bulunmasıdır. Ancak bir diğer önemli neden ise, Çerkeslerin dağlarda iskan edilme isteğidir. Çünkü Kafkas Dağları’ından gelen bu topluluklar, alıştıkları dağ yaşamını Bursa’da da sürdürmek istemişlerdir. Hatta, bazı dağlara iskan edilen Bulgaristan göçmenleri, alışmadıkları bu yerleri terk edince yerine Gürcülerin yerleşmiştir.

Tatar Köyleri:

1906-7 yıllarında gelen Karaçaylardan Hüdavendigar Vilayetine yerleştirilmiştir. (BOA. Müh. Def. 764/38-7; Habiçoğlu, Agk. 91)

Kırım Tatarları İzmit ve İnegöl’e iskan edilmiş. s.45, Karaçay köyü, Yalova Çiftlik Köy, 142 kişi.

Köy Geldiği yer Hanesi 1908 hane 1990 nüfus

Bursa

Yıldırım Batum 110 hane

MecidiyeTatar100

Hıdırlık97

Vefikiye84

Mollaarap102

Namazgah60

İhsaniye18

Alacahırka15

Saitabat (1894 yılında) Batum;31 hane308

M.Kemalpaşa

Karapına Batum göç. 29 hane37

Karaorman.. Çerkes⎖╘

Söğütalanı..Çerkes44 83 479

Karacabey

CanaplarMah. Türk-Çerkes 80

Arapçiftliği/Ekinli. Çerkes 40 hane 46 432

Göbel Çerkes 330

Etmekçimerası Çerkes 59;57;478

Canbaz Türk-Çerkes 30

Akçasusığırlık Çerkes 100 ; 94 333

Hayırlar Çerkes 50 130 215

Haydar Çerkes 10

Karaçalılık Çerkes 40

Bey Tatar 41

Okçugüney Tatar 50

Kirmikir/Harmanlı Tatar-Türk 75

Gemlik

Haydariye Batum 59 hane 336 297

Selimiye Batum 73 71 187

Teşvikiye Batum 32 231 313

İhsaniye Batum 65 62

Eldere Batum 19

Börekçe Batum 9

Soğançayırı Batum 12

Hamidiye Batum 95 101 417

Fevziye Batum 105 374 kişi 315

Adliye Batum 50 80 332

Şükriye Batum 81 82 265

Yenişehir

Kavaklı

Orhangazi

Hamzalı (1889 yılında) Batum

İznik

Sultaniye (1888 yılında) Batum 71 kişi

İnegöl

Hasanpaşa Batum 63 Hane 83 588

Muratbey Batum 41 57 176

Hayriye Batum 88 96 475

Kadı Batum 18 43

Fındıkçık Çerkes 73 196 kişi 117

Kestanealanı Çerkes 73 91 159

Mezit Çerkes 121;141 613

Güneykestane Çerkes 27 45 146

Gökpınar Çerkes 28

Tüfekçikonak Çerkes 14 ;424 kişi 398

Kanlıkonak Çerkes 30 ;34 144

Hacıkara Çerkes 125 149 368

 

Bursa’ya Gelen Göçmenlerin Genel Toplamı

  Rumeli Çerkes Batum Tatar Eski göçmen Yeni kurulan köy ve mah Müteferik
Bursa 816 hane     475 hane   16 mah..8 köy 3.420 hane
M.K.Paşa 2.534 hane 136 29   510 7 mah. 42 köy 1.264 hane
Karacabey 983 hane 554   116 145 6 mah. 35 köy 1.467 hane
Gemlik     2.114     11 köy 188 hane
Yenişehir 472 66       16 köy  
İnegöl 558 598 370 51   3 mah.28 köy 164 hane

Bursa ilinde Orman alanları ve köy oranları

  Orman alanı
Hektar
Kafkas köyü
sayısı
İnegöl… 46.840 25
Yenişehir… 19.373 1
İznik… 31.158 7
Orhangazi… 15.866 1
Gemlik… 24.782 10
Karacabey… 32.597 9
M.Kemalpaşa 82.610 12
Orhaneli… 50.322 1
B.Orhan… 32.832
Harmancık.. 28.315
Keles… 36.943
Mudanya… 10.922
Nilüfer… 18.167
Osmangazi… 35.122 3
Kestel… 17.808 3


KAYNAKLAR:

– Salname?
s.78-94
– Kurtiş, N.Türkiye’de 19. Asında muhaceret hareketleri hakkında arşiv kaynaklarına dayanan bir deneme bitirme tezi. İÜEF. Tarih Böl. 1075)
– Şimşir, B., Rumeli’den Anadolu’ya Göçler, Ank. 1968 2 cilt
– P. İskan-ı Muhacirin,İst.1334
– Baytugan, B.1858-1865 yıllarında Kuzey Kafkasyalıların Türkiye Göçleri,Birleşik Kafkasya dergisi, S: 1, ist.1964
– A.C. Türkiye’de Göç ve Göçmen Meseleleri, İst. 1966
– G.F. Gözaydın, Kırım Türklerinin Yerleşme ve Göçmeleri, İst. 1948
– Kıllı,K,Türkiye’de Göçler, İst. 1966
– F. Kocacık,19.Yüzyılda Göçmen Köylerine İlişkin Bazı Yapı Planları, İÜEF. Tarih Der. S: 3, s.415-426