”KAFKASYA’DA ŞERİAT OLSUN”

Remzi Timaç
28 Ağustos 2009

Rusların Avrasyacı ideologu ve görüşlerinden Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in de etkilendiği söylenen Aleksandr Dugin, Rus yetkililerin, hakimiyeti altındaki bölgelerde, yerel talepleri göz önünde tutmaları gerektiğini söyledi. Avrasyacılık akımının en önemli ideologu olan Aleksander Dugin, Dağıstan’da yayınlanan ve tüm Rusya’da dağıtılan Nastoyaşeye Vremya adlı haftalık gazeteye verdiği demeçte, bugün sadece Kafkasların değil Rusya’nın tamamının ideolojik ve siyasi bir kriz içerisine girdiğini, Kremlin’in de sorunun farkında olduğunu öne sürdü. Rusya’da yaşayan aydınların Ortodoks düşüncenin daha fazla ülke politikasını etkilediğini düşündüklerini ama bunun doğru olmadığını söyleyen Dugin şunları söyledi:

“Şu anda Rusya’nın Ortodoks İmparatorluğu olduğunu söylememiz için çok erken. Ancak ben bunu çok isterdim. Hatta bunun için gerekli her türlü desteği vermeye de hazırım. Bence maneviyatsız toplumlar, yaşama şansı bulamaz. Nitekim bunu Müslüman ülkeler de göstermekte. Bugün tüm sosyal zorluklar ve ekonomik krizlere rağmen, Müslüman ülkeler inanılması güç siyasi, sosyal ve kültürel aktiflik göstermekte. Rus İmparatorluğu’nun da sabırlı ve hoşgörülü olması gerekiyor. Tarihte bunu Altınordu devleti başardı. Devletin hakimi Özbekler olsa da azınlık durumunda olan Ruslar muhafaza edildiler.” Ulus devlet anlayışının doğru olmadığını ifade eden Dugin’e göre, ulus devletin bir halkı, bir dili, bir dini ve aynı kültürü olması gerekiyor.

“İmparatorluk çeşitlilik demektir ve orada her halkın, dinin kendine özgü yeri bulunmaktadır” diye konuşan Dugin, “Bugün Rusya’da ulus devlet anlayışını savunan ve Kafkasya halklarının yok olmasını arzu eden insanlar bulunmakta. Bu tür projeler Anatoli Çubays ve Leonid Gozman tarafından ortaya atıldı” şeklinde konuştu. Dugin sözlerine şöyle devam etti: “İmparatorluk projesi AB’ye benzemekte. Hayalimdeki imparatorlukta hem Kafkasya hem de Rusya’nın diğer bölgelerinde yaşayan Müslümanlar, sosyal haklara ve politik statüye sahip olacak. Bazı bölgelerde ise İslam şeriatı uygulanacak. Bu manada Çeçenistan lideri Ramzan Kadırov ve İnguşetya lideri Yunusbek Yevkurov’un düşüncelerini destekliyorum.” Kremlin’in yerel taleplere kulak vermesi gerektiğini ve onlar dile getirilmeden önce harekete geçmesi gerektiğini düşünen Dugin, en ilginç görüşünü ise dazlaklar hakkında dile getirdi: “Onların ve genelde de Rus faşizminin, ABD ve Batı ülkelerinin ürünü olduğunu düşünüyorum. Düşmanlarımız bölgesel isyanları ve aşırı akımları destekledi. İstediklerini elde edemediklerinde ise yapay bir şekilde Rus ırkçılığına oynamağa başladı. Bu ABD’nin Rus toplumuna karşı yürüttüğü savaşın bir parçasıdır. Bu konuda özel araştırmalarım oldu ve kanaatimin doğru olduğuna inanıyorum.” Dugin’in açıklamalarında halen Londra’da faaliyet gösteren Putin karşıtı ünlü oligark Boris Berezovski ile Rus muhalefetinin önemli ismi eski satranç şampiyonu Kasparov da ‘Batı ajanı’ olarak yaftalandı. Ergenekon operasyonlarının başında ‘Tutuklamalar Rusya’ya meydan okumaktır’ başlıklı duyurular yayınlayan Avrasyacı grubun önderi Dugin, inançlı bir Ortodoks olarak biliniyor.

Türkiye’de Küre Yayınları tarafından yayınlanan ‘Rus Jeopolitiği – Avrasyacı Yaklaşım’ adlı kitabında ise Dugin, Türklüğe karşı İran’la ittifak öneriyor, ‘Rusların dünya hakimiyeti mücadelesi bitmemiştir’ diyerek, ‘Kafkasya ve Orta Asya’nın İran’ın nüfuzuna terk edilmesini’ istiyordu. Son söyleşisinde, Rus periferisi olarak gördüğü Kafkasya gibi yerlerde Müslümanlara dini özgürlük verilmesini savunan Dugin, Rus toprakları olarak gördüğü Tataristan ve Başkortistan gibi yerlerdeki Türk asıllı nüfusun asimile edilmesini savunuyor.

Geçtiğimiz aylarda Los Angeles Times ile mülakat yapan Dugin’in bürosunda muhabirin ilk fark ettiği ise tüm odanın üzerinde Birleşik Rusya yazan bayraklar donanmış olmasıydı. Aleksandr Dugin’in düşüncelerinin özü ise kendi ağzından söyle: “İlke olarak, Avrasya ve bizim alanımız, Rusya heartlandı, bir yeni anti-burjuva, anti-Amerikan devrimin başlatılacağı yerdir. Yeni Avrasya imparatorluğu ortak düşman temel ilkesi üzerinde kurulacaktır: Atlantikçiliğin ve ABD’nin stratejik denetiminin ve ayrıca liberal değerlerin bize hükmetmesinin reddi. Siyasi ve stratejik birliğimizin temeli, bu ortak uygarlık dürtüsü olacaktır.”