MAFEQUE VURUSBİY

Çetawe İbrahim

Halk şairi TEVUÇOJ Tsığu’nun bundan yüz yıl önce ” Geçmişi bilmeden geleceği inşa edemeyiz” dediği söylenir. Çerkes toplumunun önemli bir bölümünde XIX ncu yüzyıl sonlarına kadar keskin bir sınıfsal ayrımın olduğunu biliyoruz. Bu sınıfsal ayrımın keskin olduğu kadar sınıflar arası çatışmalarda keskin olmuş. Bjedığu yöresi Asqalay köyünde yaşamış olan MAFEQUE Wırısbıy de köylü (Fequetl) sınıfının haklarını feodal beylere karşı savunmuş bir halk kahramanı. Halk onu öylesine sevip benimsemiş ki yakın bir tarihte köyü Asqalay’da anıtı yapmış. Halk şairi TEVUÇOJ Tsığu da onun için uzun bir poem yazdı.

Filoloji bilimleri doktoru ÇUYEKO Nafiset’te edebiyat dergisi Zekoşnığ’da onun için bir makale yazdı.Bundan sonra sözü ÇUYEKO Nafiset’e bırakalım.

MAFEQUE Wırısbıy özgürlük için mücadele etmiş, Çerkes halkının iyi insan, yiğit insan olarak adlandırdığı kişilerden biridir. Halkı onu canı gibi sever,egemenler ise nefret ederlerdi.

Wırısbıy’in babası Maf’ın konukevinde akşamları insanlar toplanırlardı. Çocukluğunda konukevinde anlatılan haber ve olayları dinlemeyi severdi.Küçük yaşta  insanlar arasındaki eşitsizliğin farkına varmıştı.

Konukevinde dinlemiş olduğu haberler içinde onu en çok üzen egemenlerin fakir halk çocuklarını çalıp sahilde insan tüccarlarına satıyor olmalarıydı. Bu konu onu çok düşündürmüş, günün birinde babasına sormuş:

-Baba, bir insanın başka bir insanı çalıp satması doğru bir hareket midir? Oyun oynayan çocukların arasına dalıp kaptıkları çocukları sahilde kumaş ile değiştirdiklerini sıkça duyuyorum. Olur mu bu, çocuğa da anasına da yazık değil mi?

Babası Wırısbıy’ın sorusunu şöyle cevaplamış:

-Bunları düşünmen için sen henüz küçüksün, hele bir adam ol bakalım.

Akıllı çocuk babasına tekrar sormuş:

-Baba, adam olmam için ne yapmam gerekir?

Babasının cevabı gecikmemiş.

– Hırsızlık yapmayacaksın, merhametli olacaksın, yalan söylemeyeceksin, kendinden büyüklerin sözünü dinleyeceksin, mensup olduğun halkını koruyacaksın, işte o zaman adam olursun!

Tatmin olmayan çocuk tekrar sormuş:

– Baba, yaşlı komşumuz “kelebeği tutup ayak tabanına dokundurursan koşucu olursun” diyor. Bu doğru mudur?

-Koşucu olup ne yapacaksın?

-Koşucu olursam çocuk hırsızlarının peşinden koşup yakalayacağım, çaldıkları çocukları kurtarıp annelerine vereceğim.

Wırısbıy çocukken söylediği bu sözünü yetişkin olunca tuttu. Hem kendi köyü Asqalay’dan, hem de çevre köylerden çalınan çocukları kurtarıp ailelerine geri verdi. Eşitlik ve özgürlük için mücadele etti. Babasının verdiği öğütleri unutmadı, onlara bağlı kaldı.

Aynı şekilde büyüklerinden aldığı öğütleri de dinledi ve uydu. Onların anlattığı olay ve haberleri iyice dinledi, onlardan dersler çıkardı, kendisini de o olayları yorumlayıp tekrar anlatabilecek şekilde yetiştirdi. Büyükler ona bir görev verdiklerinde hayır demezdi. Atı çok severdi.

MAFEQUE Wırısbıy Çerkes halkınca çok sayılıp sevilirdi. Onunla ilgili çokça anlatımlar mevcut olup, bunlar günümüze kadar ulaşmıştır.

Wırısbıy olur olmaz şeyler söyleyenlerden, boş konuşanlardan hoşlanmazmış. Küçüklüğünden beri kavga döğüş yapmaktan kaçınırmış. Kendi yaşıtı şımarık zengin çocuklarının çıkarmak istedikleri kavga döğüşleri sözle önlemeye çalışırmış. Bununla birlikte kötü sözler söyleyip gururu ile oynayanları da affetmezmiş.

Anlatıldığına göre Wırısbıy köy çocukları ile oynarken zengin çocuklarından biri sataşmış:

-Güreşelim!

-Hayır, güreşmiyorum, yanıtını vermiş Wırısbıy.

-Korkuyorsan sana kalpağımı vereyim.

-Kalpağın bir yumurta etmez, giymem, seninlede güreşmem. Seni yenersem anan ağlar.

Güreş teklifinde bulunan çocuk kızıp Wırısbıy’in üstüne tükürmüş ve:

-Yiğitsen güreş benimle.

-Yiğitlik sende ne gezsin. Geceleyin seni tuvalete başkaları götürüyor, sabahları da annen giyindiriyor. Ben senin gibilerle güreş tutmam, – demiş ve kolunu tutuğu gübi arkaya kıvırıp onu çitin dibine yıkmış. ‘’Bir daha üzerime tükürürsen başını keser, köpeklere yediririm’’ demiş.

Wırısbıy eve gidince olup biteni babasına anlatmış.

-Kavga etme dediğin için etmedim ama hakaret ettiği için de sabredemedim. Suçluysam söyle!- demiş.

Wırısbıy o zaman henüz yedi yaşındaymış. Bu olup bitenler, yakından gören bir yaşlının hoşuna gitmiş, Wırısbıy’e on altın ruble verip kucağına almış:

-Seninle dost olalım, sen ünlü bir yiğit olacaksın, her gün bana gel, sana deri işlemesini, at eyeri ve takımlarını yapmasını öğretirim. Şımarık çocuklarla yüz göz olma,- demiş.

Yaşlı kişi Wırısbıy’in babası Maf’e de şunları söylemiş:

-Wırısbıy büyüyünce Seleceriyeque gibi bir yiğit olacak. Ona nişan almasını, at eyeri yapmasını, avlanmayı, barut ve kurşun yapmasını öğretmek istiyorum.

Maf yaşlı kişinin sözlerinden memnun olmuş. Ona teşekkür etmiş.

Yaşlı adamın adı Tıq imiş. Sözünde durmuş. Tüm bildiklerini çocuğa öğretmiş. Onu atı sulamaya nehre göndermiş, atı yıkamasını, beslemesini, binmesini öğretmiş. Iyi bir binici yapmış. Konukevlerine götürüp oralarda söylenenleri dinletmiş. Tıq onun eğitimiyle yedi yıl uğraşmış.

Nişan alınca küçük demir parayı vurabilen, kamayı kılıcı ustaca kullanan, atın üstünde heykel gibi durabilen bir yiğit olunca ona iyi bir at, kama ve kılıç hediye edip babası Maf’a teslim etmiş. O artık insanların arasına girip çıkmasını bilen, iyi silah kullanan ve ata iyi  binebilen, olgun, anlayışlı bir delikanlı imiş.

Maf de bu hizmetlerin bedeli olarak Tıq’e, 20 koyun, yavrulu inek ve bir araba armağan etmiş.

Delikanlının ünü kısa zamanda yayılmaya başlamış. O tarihte Asqalay köyünün Beyi (Pşi) Asqal imiş. Asqal Bey ile Maf’ın evleri yakınmış. Beyin oğlu Ayteç Fequetl (1) sınıfından Wırısbıy ile arkadaşmış.

Ayteç ve Wırısbıy’le ilgili şöyle bir anlatım da var. Günün birinde Ayteç ve Wırısbıy Hatıquay köyü Beyi Hacemiko’ya gitmişler. Konukevinde otururlarken bir köylü telaşla içeri girmiş:

– Ağalar, Beyler-demiş. -Bir atlı hırsız gurubu tek kızımı kaçırdılar, sahile götürüp satacaklar, yalvarıyorum size kızımı kurtarın.

-Biz ağayız, beyiz. Kendi sınıfımızdan olanlarla savaşmayız. Bizden biri senin isteğini yerine getiremez. İçimizde bir köylü var, o istediğini yapabilir.

-MAFEQUE Wırısbıy, tek kızımı geri getir, tüm malım senin olsun, deyip önünde diz çökmüş.

-Ayağa kalk, evine git ve beni bekle, yanıtını vermiş Wırısbıy.

Atına atlayıp hırsızların peşine düşmüş. 0n beş gün sonra geri dönmüş. On kız çocuğunu hırsızların elinden kurtarıp getirmış. Köylüler sevinmişler, onu misafir etmişler. Onlardan ayrılırken:

-Ben Hacemıko beyin misafiriydim. Onun sofrasında bulundum. Gidip kendisine teşekkür etmeliyim.

Hacemıque’nin konuk evinde oturan bey sınıfı mensuplarına şöyle hitab ettiği anlatılır:

-MAFEQUE Wırısbıy, Bjedığu beylerinin baş belasıdır. O eninde sonunda Bjedığu beylerine kaçacak delik aratacaktır. Beylerin atından daha iyi atı, daha iyi silahı var. Kıyafetleri beylerinkinden daha iyi. Bilen bilmeyen onu bey oğlu zannediyor, gerçek bey oğlu arkadaşı da var. Asqal Bey yanlış yapıyor. Oğlu otuz silahlı adamıyla yola koyulunca Wırısbıy onların komutanı oluyor. Asqal Bey doğru yapmıyor. “MAFEQUE Wırısbıy köylüm olduğu için gurur duyuyorum. O benim adımı da yüceltiyor. Kim ne derse desin o bir Asqalay çocuğudur. Onun hakkında kötü bir şey söylenmesini kabul edemem” diyormuş. Bu tür sözleri Cecique Beye ve başkalarına da söylemiş.

Bey sınıfı Hanıquay Beyini haklı bulmuş.

MAFEQUE Wırısbıy’ın kurtardığı kızların babaları ona armağanlar vermişler. Yirmi kişi ile köyüne kadar yolcu etmişler. Wırısbıy babasınında izniyle kız babalarının armağan ettikleri hayvanları köy halkına dağıtmış. Wırısbıy’in Hanah adlı bir amcası varmış. Vurısbiy’e öğütlerde bulunurmuş:

-Bey sınıfına güvenme, “Bey cesedi yedi kez şişer” der halkımız. Onlara sırrını söyleme, zayıf tarafını belli etme. Kendine dikkat et. Düşmanların günden güne artacaktır. Kızları kurtarırken öldürdüğün beylerin yakınları düşmanın olacaktır. Sakın. Sakınmak yiğitliktir. Sakınmayanı kurt kaparmış. Gözünün önünde kardeşini ezdirme. Emekçileri koru. Egemenlerle dost olma.  Yüzüne karşı söylenenlere inanma,arkandan konuşulanları öğren. Aldatılmadan öldürülmüş yiğit yoktur. Aldanma. İnsanın yürüdüğü yol yok olduğu yoldur. Gitmemen gereken yere gitme.

Onu yetiştiren Tıq’ta ona öğütlerde bulunuyormuş. O yetiştirdiği çocuğun yiğitliklerinden gurur duyuyormuş. Anlatılanlara göre Wırısbıy. Neşüquay ve Asqalay’den çalınan erkek çocuklarını da hırsızlardan kurtarmış. Tıq onun için kurban kesip eğlence düzenlemiş.

Asqal Beyi, Wırısbıy’ın kendisine verilen armağanları köy halkına dağıtıp Bey Payı ayırmamasına pek  gücenir ama renk vermezmiş.

Günün birinde Cecique Beyi büyük bir düğün yapmış. Düğüne Asqal Beyin oğlu Ayteç otuz adamıyla, Wırısbıy de otuz adamıyla katılmışlar. Bu düğünde insanlar Wırısbıy’e ilgi alaka göstermişler. Cecique’lerin Quıtas adlı güzel misafir kızları ile de tanışmış. Bu kız Cecique Beyin akrabasıymış. Wırısbıy bayrak kapma yarışında ele geçirdiği bayrağı bu kıza veren kişi olmuş. Kızın bulunduğu Cecique Beyin evinin bahçe kapısı kilitli olduğundan atı ile bahçe duvarının üzerinden atlayıp bayrağı kıza ulaştırmış.

Bunu gören Cecique Beyi dışarı çıkıp evine buyur etmiş ama:

-Buyurmamı isteseydin bahçe kapını kilitlemezdin, deyip atı ile bahçe duvarını aşıp arkadaşlarına katılmış. Bu durum Cecique Beyi kızdırmış.

Bunlar olup biterken MAFEQUE Wırısbıy’in arkadaşı Asqal Beyin oğlu Ayteç Cecique Beyin konuk evinde oturuyormuş. Wırısbıy ona haber vermeden adamlarını toplayıp köyüne dönmüş. Ayteç bu davranıştan alınmış.

-Cecique Beye iyi davranmadın, neden konuk evine girmedin, neden bana söylemeden ayrılıp gittin, diye ona sitem etmiş.

Vurısbiy de:

-Ben yanlış bir şey yapmadım. Cecique’nın Bey olması beni ilgilendirmez. Hem düğün yapıyor hem de bahçe kapısını kilitliyor. Ben onun avlusuna misafir sıfatıyla girmedim. Benim onurumla oynadı. Hatasını kabul etsin. Bey ise beyliğini bilsin. Ben onun balına imrenip düğününe gitmiş değilim. Ondan bir çekincem yok, demiş.

Wırısbıy bu düğünde yapılan bayrak kapma yarışında Qazanıque Beyin elinden bayrağı kapıp onu atından düşürmüştü. Hatıquay Beyi ve Asqal Beyi rencide etmişti. Cecique Beyi kendisine yaptıklarını Asqal Beye anlatmıştı.

Asqal Beyin oğlu Ayteç onu ertesi gün Cecique Beyin yanına götürüp beylerle barıştırmak istemişse de Wırısbıy kabul etmemiş.

-Cecique Beyin avlu duvarından atımla atlamışsam ne var bunda? Qazanıque Beyin elinden bayrağı kapmışsam ne olmuş? Qazanıquelara bayrağı kaptırma diye sen dememiş miydin bana? Bey gurubu seslerini çıkarmadan otursunlar. Benim onlardan bir korkum yok.

Bu olay üzerine Cecique Bey, Wırısbıy’i kendine düşman bilmiş. Toplamış olduğu Bbeylere hitaben:

– MAFEQUE Wırısbıy baş belası bir fequetl olarak Asqalay’da yaşıyor. Çalınan çocukları geri getiriyor. Hatıquay, Neşüquay, Asqalay köylülerini bize karşı koruyor. Köylülerin desteğini alıp biz beylere zarar vermeye başlayacaktır. Beyleri yokedip Bjedığu bölgesinin egemenliğini eline alacaktır. Onu bir bahane ile öldürmemiz gerekir, şeklinde konuşmuş, arkadaşı Ayteç bu bilgiyi ona aktarmış.

Cecique Beyin düğününün üçüncü günü yapılan at yarışına çok sayıda kişi katılmış. Bunların arasında bayrak kapmaca yarışında Wırısbıy’in attan düşürdüğü Qazanıque Beyin oğlu da varmış. Bu duruma çok içerleyen Qazanıque Bey Wırısbıy’e şunları demiş:

-Beyaz bayrağı elimden kaptın, beni atımdan düşürdün. At yarışını da önde bitirirsen Cecique Bey sana altın kama armağan edecek.

-Saygıdeğer Bey, demiş Wırısbıy. Asqal Beyin oğlu Ayteç bayrağı sana kaptırmamamı söylediği için başka çarem yoktu. Bayrağı elinden kapmak zorundaydım. Bu esnada istemeyerek de olsa seni atından düşürmüş oldum.

Qazanıque:

-Yiğitsen at yarışına katıl, atımı geçersen sana altın qelat (2) veririm, Cecique da altın kama veriyor.

Wırısbıy’ın cevabı şöyle olmuş:

-Benim atım yorgun, üç gündür düğündeyim ama sen beysin, senin hatırın için yarışırım. Atını geçersem de altın qelatını alırım.

Bey:

-Ben tükürdüğümü yalamam. Beyin ağzından söz bir kere çıkar. Ayrıca üstüne bir de altın kemerimi koyuyorum, diyerek kibirlenmiş.

Wırısbıy:

-Fequetller de sözlerinde dururlar. Öyle diyorsan ben de yarışta varım, diyerek atını götürüp yarışacak atların arasına bırakmış. Atının eyerini de almamış, kendisi de üstündeki tsiye’sini (3) çıkarmamış. Bu durum görenleri şaşırtmış.

Qazanıque:

-Deli fequetl ne yapsa oluyor, demiş.

Cecique, Qazanıque ve arkadaşları Wırısbıy’e alaylı gülümsemişler.

At yarışı başlamış. Wırısbıy baştan atını yavaş sürüp biraz arkalarında kalmış, beyler sevinmişler ama kısa bir süre sonra Wırısbıy’in atı kuş gibi uçmaya başlayıp hepsini geçip yarışı önde bitirmiş. Beyler üzülmüş, köylüler sevinmişler. Qazanıque hiddetlenip atını öldürmüş. Sözünü tutup vaadettiklerini Wırısbıy’e vermiş.

-Bir köylünün atını geçemeyen atı ahırımda tutmam, deyip hayvanı öldürmüş.

MAFEQUE Wırısbıy’e bey sınıfı “katil” köylü sınıfı “kahraman” dermiş.

Yaşlı bir adamın ona:

– MAFEQUE Wırısbıy, seni görmeyen “iyi insan gördüm” demesin dediği söylenir.

****

Vurısbiy yakışıklıydı, güzel giyinirdi. Silahları iyiyiydi, atı da ününe layıktı. Korku nedir bilmeyen yaman bir yiğitti. Az konuşur, çok iş yapar, sözünde dururdu.

-Kılıcım uzun, sözüm kısadır, derdi.

İnsanlar arasında ayrım gözetmez, herkese eşit muamele ederdi. Bey, han, köylü gibi sınıflamaları kabul etmezdi.

****

Abzah toplumunda Tırıhu adlı bir müzisyen varmış. MAFEQUE Wırısbıy’e şöyle dediği anlatılır:

-Ben qamıl ve şiçepşin çalar, şarkı söylerim, dilim kılıcımdır. Çalınan çocukları analarına sen geri getiriyorsun, çalınan malları sen buluyorsun. Yiyeceği olmayana yardım ediyorsun. İlelebet unutulmaman için senin adına şarkı besteleyeceğim. Yaşarsan duyarsın. İlk söyleyeceğim şarkıda sen yer alacaksın. Şiçepşinem senin için konuşacak. Dağların yüksekliklerinde, kayalara ve ormanlara karşı qamılım senin şarkını duyuracak.

Wırısbıy’ı işte böylesine seviyordu insanlar.

DİPNOTLAR:
1) Pşi ve work’tan sonra gelen köylü sınıfına verilen ad.
2) Kısa tüfek
3) Çerkes erkek kıyafeti

İbtahim Çetaw: MAFEQUE Wırısbıy’in Asqalay köyündeki anıtı