Dr. YEDİC Batıray Özbek
29.03.2011
Anavatan dışında yaşayan hemşerilerimizden bazıları anavatandan kötü bir haber duymayı sabırsızca beklerler. Duyar duymazda onu tüm dünyaya yaymak için zamanla yarışırlar. Bu kişilerin içine öyle bir kin yerleşmiş ki dünyanın her yerinde karşımıza çıkabilecek olan basit polisiye ve kriminal olayları büyüterek politik karakter vermeye çalışırlar.
Peki böyle bir uygulama kimin işine gelmektedir acaba hiç düşündünüz mü?
1991 yılında Amman’da düzenlenen 2.Uluslararası Çerkes kültürel etkinlikleri çerçevesinde Nalçik’ten delege olarak katılan hukucu Şenibe Yura hepimizi şaşırtan bir konuşma yapmıştı. Bu konuşmasından en şaşırtıcı olanını Kafkasya’yı öyle anlatıyor ki ‘Kazaklar silahları takınmışlar. İç savaş ha başladı ha başlayacak’ Adigeleri yok etmeye hazırlanıyorlar.
Konuşması bitince kendisini tebrik ederek, az sonra kendisiyle görüşeceğimi söyleyerek yanından ayrıldım. Amman’a gelen delegeleri bularak bir toplantı yaparak gerek Kabardey’den gerek Karaçay Çerkesk’den gelen delegelerle düşüncesizce yaptıkları konuşmaların hiçte güzel olmadığını konuşmak üzere görev taksimi yaptık.
Ben derhal Şenibe’yi bularak şu soruları yönelttim.
– Şenibe bizlerin vatana geri gelmemizi mi yoksa yerimizde kalmamızı mı istiyorsun?
– Tabii ki geri dönmenizi.
– Gerçekten mi?
– Tabii ki. Gerçekten.
– Güzel… Peki kılıçların bilendiği halkın silahlandığı bir yere kim gelir ki? Kim göç eder ki?
– Doğru haklısın.
– Haklı olmak için söylemedim. Biraz önce yaptığın konuşmayı düşünerek mi yoksa duygusal mı yaptın? Senin bu konuşmandan anladığımız ya savaşa gelin ya da hiç gelmeyin.
Şenibe Yura’nın kıpkırmızı olduğunu gördüm ve
– Haklısın! diyerek üzüldüğünü yüzünden okuyabiliyordun.
Gelelim tekrardan Maykop’daki Çurmıt olayına.
Çurmıt’ın dövülme haberine büyüterek yazanlar için olay orada kapandı. Amaçlarına ulaştılar. Her nedense suçluların gün bitmeden yakalandıklarını yazmak gereğini bile duymadılar. Onu yazmayanlar, suçluların en ağır hapis cezalarına çarptırıldıklarını yazarlar mı hiç!
Evet on yıl ile on beş yıl arasında ceza aldıklarını ve yargıcın plödiyesinde dönenlere sahip çıkmamız gerekirken onlara zarar vermenin ne Adigelikle ne de insanlıkla ilgisi olmadığını belirtmişti.
Bir haberi yazarken ne getirecek ne götürecek iyi düşünüp ondan sonra yayınlamanın daha doğru olacağına inanmamız gerekir.