OKUDUĞUNU ANLAMAK YA DA…

Dr. MEŞFEŞ’Ü Necdet Hatam

23 02 2024

Bildiğiniz gibi, “Halkımızın dili ile kültürü ile geleceğe kalması” gibi bir amacı olmayan Çerkes aydınımsıları, ruhunu anlamadıkları ve uygulamada halkımıza en küçük bir getirisi olmayacak, götüreceği şeylerin daha çok olması muhtemel olan “Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi”ni çiğner dururlar. Dahası, bu sözleşme temelinde sorunlarımızın çözülebileceği çarpıtması ile pek akıllıca olmayan söylem ve eylemlerde bulunurlar. Güya sorunumuzu çözmek için soykırım suçunu günümüzde de işleyen ülkelerin desteğini alma çabaları da bu söylem ve eylemlere ne demeli…

Bu yazıda, bu sözleşmenin ruhunu anlamaya ve bu sözleşmeyi temel alan söylem ve eylemlerin neden akıllıca olmadığını anlatmaya çalışalım.

İlk anlaşılması gereken; sözleşmenin, sadece sözleşmeyi imzalayan ülkeler için bağlayıcı olduğudur. Taraf ülkelere yükümlülükleri de günümüzde soykırımı önlemek, soykırım suçunu işleyenleri cezalandırmaktır. Geçmişte soykırım uygulamış olan dünya ülkelerini cezalandırmak değildir. Zaten geçmişin özeti “tencere dibin kara, seninki benimkinden kara”  değil midir?

Sözleşmeci Taraflar,

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 11 Aralık 1946 tarihli ve 96(I) sayılı kararında soykırımın, Birleşmiş Milletlerin ruhuna ve amaçlarına aykırı olan ve uygar dünya tarafından lanetlenen, uluslararası hukuka göre bir suç olarak beyan edilmesini dikkate alarak,

Tarihin her döneminde soykırımın insanlık için büyük kayıplar meydana getirdiğini kabul ederek,

İnsanlığı bu tür bir iğrenç musibetten kurtarmak için uluslararası işbirliğinin gerekli olduğuna kanaat getirerek,

Aşağıdaki hükümlerde anlaşmışlardır:

Demek ki neymiş; sözleşmeci taraflar tarihin bir döneminde işlenmiş soykırım suçlarını incelemek ve bu suçu işleyenleri cezalandırmak için değil “İnsanlığı, tarihin her döneminde insanlık için büyük kayıplar meydana getiren iğrenç soykırım musibetinden kurtarmak…” için böyle bir sözleşmeye gerek duymuşlar. Sözleşmenin sadece adı bile amacın, soykırım suçunun işlenmesini önlemek olduğunu, önlenemediğinde bu suçu işleyenleri cezalandırmak olduğunu çok açık olarak ortaya koymuyor mu?

Birinci madde de bu amacı daha bir pekiştirmiyor mu?

“Madde 1

f1. Sözleşmeci Devletler, ister barış zamanında isterse savaş zamanında işlensin, önlemeyi ve cezalandırmayı taahhüt ettikleri soykırımın uluslararası hukuka göre bir suç olduğunu teyit eder.”

Demek ki neymiş; Sözleşmeci devletler soykırımın uluslararası hukuka göre bir suç olduğunu kabul ediyor ve de bu suçun işlenmesini önlemeye çalışacaklarını, yine de suçu işleyenler olursa onları cezalandıracaklarını taahhüt ediyorlar. Yani diledikleri anda vaz geçebilecekleri bir söz veriyorlar. Ayrıca çok açık olarak görülebileceği gibi maddede, tarihin bir döneminde işlenmiş soykırım suçlarına bir gönderme ve yaptırım önerisi yok.

Sözleşmenin ikinci ve üçüncü maddeleri soykırımı oluşturan ve de cezalandırılacak eylemleri sıralıyor:

“Soykırım oluşturan eylemler
Madde 2

f1. Bu Sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur.

  1. a) Gruba mensup olanların öldürülmesi
  2. b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi
  3. c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarını kasten değiştirmek
  4. d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak
  5. e) Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek

Cezalandırılacak eylemler
Madde 3

f1. Aşağıdaki eylemler cezalandırılır:
 a) Soykırımda bulunmak
b) Soykırımda bulunulması için işbirliği yapmak
c) Soykırımda bulunulmasını doğrudan ve aleni surette kışkırtmak
d) Soykırımda bulunmaya teşebbüs etmek
e) Soykırıma iştirak etmek”

Bilindiği gibi, geçmişte soykırım uygulamamış, cezalandırılmayı hak eden güçlü ülke yöneticisi bulmak çok güç. Geçmişte soykırımı suçunu işleyen kişilerin artık yaşamadıklarının bilinci ile sözleşmeye 4. Madde ekleniyor.

“Kişilerin cezalandırılması
Madde 4

f1. Soykırım suçunu veya üçüncü maddede gösterilen fiillerden birini işleyenler, anayasaya göre yetkili yöneticiler veya kamu görevlileri veya özel kişiler de olsa cezalandırılır.”

Çok açık görülebileceği gibi sözleşmeyi imzalayan ülkeler, soykırım suçunu işleyen kendi vatandaşlarının, anayasalarına göre yetkili yöneticiler veya kamu görevlileri olsalar da cezalandırılacaklarını taahhüt ediyorlar.   Yine çok açık olduğu gibi tarihin bir döneminde işlenmiş soykırım suçlarına ve bu suçu işleyen kişilerin cezalandırılacağına ilişkin bir gönderme yok. Zaten madde üst başlığı da cezalandırılacak olanların kişiler olduğunu vurgulamıyor “Kişilerin cezalandırılması” demiyor mu?

Peki, sözleşmeyi imzalayan devletler suç isnat edilen kişiyi nasıl yargılayacakmış?

“Uygulama mevzuatı
Madde 5

f1. Sözleşmeci Devletler, bu Sözleşmenin hükümlerine etkililik kazandırmak ve özellikle soykırımdan veya üçüncü madde belirtilen fiillerden suçlu bulunan kimselere etkili cezalar verilmesini sağlamak için, kendi Anayasalarında öngörülen usule uygun olarak gerekli mevzuatı çıkarmayı taahhüt eder.

Soykırım suçu ile suçlanan kişilerin yargılanması
Madde 6

f1. Soykırım fiilini veya Üçüncü maddede belirtilen fiillerden birini işlediğine dair hakkında suç isnadı bulunan kimseler, suçun işlendiği ülkedeki Devletin yetkili bir mahkemesi veya yargılama yetkisini kabul etmiş olan Sözleşmeci Devletler bakımından yargılama yetkisine sahip bulunan uluslararası bir ceza mahkemesi tarafından yargılanır.”

Demek ki suçlanan kişiler, suçun işlendiği devletin yetkili bir mahkemesi tarafından, sözleşmeci ülke yargılamaz ise eğer, şüpheli, sözleşmeci ülkelerin kabul ettikleri bir ceza mahkemesinde yargılanırlarmış.

“Suçluların iadesi
Madde 7

f1. Soykırım fiili ve Üçüncü maddede belirtilen diğer fiiller, suçluların iadesi bakımından siyasal suçlar olarak kabul edilmez.

f2. Sözleşmeci Devletler bu tür olaylarda kendi yasalarına ve yürürlükteki sözleşmelere göre suçluları iade etmeyi üstlenir.”

Peki, suçlunun iade edilebilmesi için suçu işleyenin yaşıyor olması dolayısı ile bu sözleşmenin geçmişi kapsamadığı çok açık değil mi?

Birleşmiş Milletlerle işbirliği
Madde 8

f1. Sözleşmeci Devletlerden her hangi biri, soykırım fillerinin veya Üçüncü maddede belirtilen her hangi bir fiilin önlenmesi ve sona erdirilmesi için gerekli gördükleri takdirde, Birleşmiş Milletlerin yetkili organlarından, Birleşmiş Milletler Şartı’na göre harekete geçmesini isteyebilir.

Evet, Birleşmiş Milletlerin yetkili organlarından harekete geçmeleri istenebilirmiş. Peki, bu konuda, yani birleşmiş Milletlerin yetkili organlarının harekete geçmelerini kimler İsteyebilirmiş? Çok açık olarak görüleceği gibi istekte bulunabilecek olan ülkelerden birinde çalışan bir STK değil, sözleşmeci devletlerden biri imiş. Daha önemlisi istekte bulunma amacı da geçmişte işlenmiş olan bir soykırım suçunu yargılamak değil, günümüzde işlenmekte olan bir soykırım fiilini önlemek ve sona erdirmek içinmiş.

Sözleşmenin yorumlanması ve uygulanması
Madde 9

f1. Sözleşmeci Devletlerarasında, bu Sözleşmenin yorumlanması, uygulanması veya yerine getirilmesi ve ayrıca soykırım fillerinden veya Üçüncü maddede belirtilen fiillerin her hangi birinden bir Devletin sorumluluğu ile ilgili olarak çıkan uyuşmazlıklar, uyuşmazlığın taraflarından birinin talebi üzerine Uluslararası Adalet Divanı önüne götürülür.

Demek ki neymiş; Geçmişteki bir olay ve herhangi bir ülkeyi değil, sözleşmeci ülkeler arasında çıkan uyuşmazlıklar, uyuşmazlığın taraflarından birinin talebi üzerine Uluslararası Adalet Divanı önüne götürülürmüş.

Sözleşmenin teknik konuları içeren sonraki maddelerin de konumuzla uzak yakın bir ilişkisi olmadığı çok açık.

Peki, bu durumda, geçmişteki soykırımları yargılama değil, günümüz soykırım suçlarını önleme ve suçluları cezalandırma amacı ile imzalanmış, önemlisi sadece imzacı ülkeleri bağlayan bu sözleşme temelinde ve geçmişte en acımasız soykırım suçlarını işlemiş olan ülkelerin desteği ile sorunların çözebileceğini düşlemek akıllıca olabilir mi? Ne dersiniz?