ÖLÜM MÜ DAHA ACI SÜRGÜN MÜ?

YEMUZ Nevzat Tarakçı
03.02.2018

Malum, sıcak gündem Afrin- Münbiç.

Hani hep deriz ya “Çerkesler, dünyanın dört bir yanına savrulmuş bir halk.

İşte Münbiç Çerkesleri canlı örnek.

“Halep Sancağı Münbiç kasabasının halkı genel olarak muhacir Çerkezlerden oluşmaktadır. H. 1295 (M.1878) yılında padişah II. Abdulhamid’in buyruğu doğrultusunda muhacir Çerkezler burada iskân ettirilmiş ve masrafları da Hazine-i Hassa tarafından karşılanmıştır.” (www.circassiancenter.com/cc-turkiye/tarih/267_avrupadacerkes.htm )

“Suriye’de kesin olmasa da 30000 civarında Çerkes olduğu tahmin ediliyor.” (www.kaffed.org/bilgi-belge/soylesiler/item/284-suriye-cerkesleri.html)

“Menbic, Kürtlerin azınlıkta olduğu bir yer. IŞİD’den sonra bölgenin savunmasını deruhte eden Menbic Askeri Meclisi de yerel güçlerden oluşuyor. İçinde Arap da var, Çerkes de.(Fehim Taştekin/Gazete Duvar/03 Mart 2017)

“Savaş öncesinde 100 bin kişilik nüfusuyla görece küçük sayılabilecek Halep’e bağlı bu şehirde Araplar başta olmak üzere Kürtler, Türkmenler ve Çerkesler yaşıyordu.” (www.bbc.com/turkce/haberler/2016/06/160603_menbic_analiz)

Kardeşler, akrabalar dünyanın dört bir yanında darmadağınık, grup grup, öbek öbek…

Bu, ne acı bir gerçek!

 

KADERSİZ ÇERKESLER

TV’lerde ve sosyal medyada Münbiç denildikçe burada yaşayan kadersiz Çerkesler gözümde canlanıyor.

Sanırım dünyanın en kadersiz Çerkesleri, bu bölgenin Çerkesleri.

Geçmişteki acılar yetmiyormuş gibi kapıda yine gözyaşı, yine acı var, yine kan kokuyor etraf.

“Savaş” ne korkunç bir kavram, “Barış” sevgi dolu.

 

SÜRİYE’DE YAŞANANLAR İÇİMİZİ PARÇALIYOR

Suriye’de yaşananlar bir kez daha duyarlı kesimin yüreğini acıtıyor.

Üzücü olan sadece Çerkeslerin durumu mu?

Burada yaşayan, teröre bulaşmamış Arapların, Kürtlerin,       durumu çok mu farklı sanki?

Gönül arzu ediyor ki yörede yaşanan bu acılar artık son bulsun, kimseler ölmesin!

Yeter artık, analar gözyaşına boğulmasın!

Temennim, “Bu bölgede yaşayan Çerkes, Türkmen, Kürt, Arap… herkesin huzur içinde, kardeşçe yaşaması.

Keşke bu temenni bir hayal gibi algılanmasa!

Hayal bile olsa bunu gerçekleştirmenin bir yolu bulunsa.

 

SÜRGÜN, ÖLÜMDEN DAHA MI İYİ?

Eminim çoğumuz, son günlerde bu coğrafyada yaşananlar konusunda merak içinde.

Eminim, “Kardeşlerimin acısı acımdır!” diyenlerin sayısı hiç de az değil.

Aslında, bölgeden gelen kardeşlerimizi dinlediğimizde şu kanaat oluşuyor:

Münbiç Çerkesleri, hep barıştan yana olmuş.

Hep insan haklarını savunmuş.

Her tutum ve davranışla ülkenin menfaati kollanmış.

Münbiç Çerkesleri, olabildiğince sosyal ve bir o kadar da demokrat yaşamış.

Komşuluk ilişkileri, iş ahlâkı hep alkışlanmış!

Dünyanın her yerindeki Çerkesler böyle değil mi?

Zira hamuru böyledir Çerkesin.

Hamuru yoğuran böyle yoğurmuş!

 

MÜNBİÇ ÇERKESLERİNİ YENİ BİR SÜRGÜN MÜ BEKLİYOR

Yoksa siz “Dostum, barış çok uzaklarda, Suriye Çerkesleri çoktan barışı unuttu, kana ve gözyaşına alıştı bile!” mi diyorsunuz!

Aslında, söyleyemediğimiz hatta aklımıza geldikçe ürperdiğimiz bir soru var zihinlerde.

“Acaba Münbiç Çerkesleri bir sürgün daha yaşar mı?”

“Sürgün” ne acı bir gerçek!

Bilmem ki ölüm mü daha acı sürgün mü?

 

BARIŞ NE ZAMAN?

Ey Suriye Çerkesleri, ey Münbiç Çerkesleri,

Ey güzel insanlar, siz hep sürgün, hep sürgün yaşadınız.

Size çok büyük haksızlıklar yapıldı farkındayız.

Buna rağmen siz, her gittiğiniz yere huzur taşıma gayretiyle yaşadınız.

Bilmem ki ne kadar anlaşıldınız, ne kadar ciddiye alındınız?

 

SONUÇ

Suriye Çerkesleri, sürgün üstüne sürgün, acı üstüne acı, katmerleşmiş sancı yaşamış bir halk.

Şimdilerde, savaşın, yokluğun, kanın, kinin, nefretin pençesinde kıvranıyor.

Kardeşlerin yaşadığı en yakın diyarda, “Kızıl Elmalar” havada uçuşuyor.

En yakın diyardaki kardeşlerin ne yazı ki savaşı durdurma, acıyı dindirme gibi bir gücü yok!

Hatta “Barış” tan bahsetmekten bile korkuyor kardeşleriniz.

Biz bu vahim duruma sadece üzülüyoruz.

“Üzülmek” yeter mi size?

Üzülüyoruz!