OMNİ ET SOLİS DEFİNİTUM

KITIJ Cemil Biçer

Çok manidar bulduğum bir özdeyişin Latince ifadesidir, başlıktaki sözcük. Entelektüel görünme kaygısı ile yazmadım bu başlığı, Uygar dünya insanlarının bir yaşam ilkesine dikkat çekmek istedim ya da biraz felsefe yapma özentisi, diyelim.

Başlığın günümüz Türkçesindeki karşılığını da siz araştırın elinizin altında Hazreti Google var. Oradan bulursunuz!

Göreceksiniz size çikolata kaplanmış hamasi sloganlarla neler yutturulduğunu.

Ne vatan size anlatıldığı gibi bir şey,

Ne din diye önünüze konan Emevi-İslam’ı hezeyanları…

Her şey Asr-ı Saadet devrini görmememiz üzerine kurgulanıyor.

Medeniyet binlerce yılda yapılan çalışmaların birikiminden oluşmuş bir değerler bütünüdür.

Bizde okur-yazarlar veya bazı aydınlar medeniyeti kendi ömürleri ile sınırlı görüp geçmişte geliştirilen bilimsel ve felsefi düşünceleri araştırma öğrenme zahmetine katlanmazlar.

Kolaycılığı tercih edenler, bu ve benzeri deyimleri görünce kafa yorup, terlemek yerine ti’ye alırlar.

Zurnanın “zırt” dediği noktaya geldi ülkemiz.

Vatan,
Millet,
Din,
İman,
Bayrakkkk,
Ezannnnnnn…
hamaseti ile artık bu peynir gemisi yürümüyor!

Artık niteliksiz niceliklerin sırtından politika yaparak saltanat sürmenin devri kapandı. Ne olursa olsun artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Kor-Ona, Kor- Buna” pandemisi özelinde bu ülkenin enfekte olmuş temel sorunlarına neşter vurma zamanı gelmiştir…

Ya enfeksiyonu bertaraf edeceğiz ya da enfeksiyon tüm bedeni ele geçirip sebeb-i terk-i hayat hanemize “çoklu organ yetmezliği” gibi tıp literatüründe olmayan bir kavramını yazacaklar.

Amerika kıtasını yeniden keşfetmek gerekmiyor Türkiye’nin sorunlarını çözmek için cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini anlamak ve Mustafa Kemal Atatürk’ü ön yargılardan azade yeniden okumak yeterli.

İşte, yazımın başlığının kerameti burada gizli…

Şimdi eskilerin; “Ağyarını mani, efradını cami” özdeyişi ile ifade ettikleri noktadayız.

Ulu dedem soylu Şapsığ Şpaşigo KITIJ Smayll: ‘’Turpun büyüğünü heybede sakla” derdi…

Sabır ya erenler, sabır “takke düşer kel görülür”!