YA İHANET İSE…

Dr. MEŞFEŞ’Ü Necdet Hatam

Anımsanabileceği gibi KAFFED, “Rusya – Ukrayna Savaşı ve Çerkesler Hakkında” başlıklı açıklamasında, “Silahlı birlik çağrısı tepkiyi hak etmekle birlikte unvanıyla dünyadaki tüm Çerkesleri temsil iddiasındaki bir dernek olarak bu tepkiyi, hiçbir şiddet veya nefret söylemi bulunmayan aktivistleri ihanet ithamıyla…” diyerek hem adını vermeden DÇB’yi eleştirmiş hem de söylem ve eylemlerde şiddet veya nefret yoksa ihanet olmayacağını dile getirmişlerdi. Ben de bunu “Ancak IQ’sü düşük, çok düşük olanların yapabileceği bir tespit.” diye tanımlamış ve “Ey akıllılar, bir söylem ya da eylemin ihanet olarak tanımlanması için mutlaka görünür olması, mutlaka şiddet ve nefret içermesi mi gerekiyor?” diye eleştirmiştim.

Bu yazıda da  konuya daha bir açıklık getirmeye çalışalım ve önce ihanetin ne olduğuna bakalım:

İhanet Nedir? İhanet Ne demek? – Nedir.com

“Sözlükte “ihanet“;

  1. Hıyanet, hainlik; bağlı olduğu, savunduğu düşüncelerden görüşlerden vazgeçerek onlara ters düşme.
  2. Sevgide aldatma, sadakatsizlik; bir topluluğa, ülkesine kötülük etme.
  3. Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme.”

Görüldüğü gibi şiddet ve nefret içermedikleri halde bu söylem ve eylemler ihanet sayılıyor. Dahası bu kapsamlı tanımlama ihanete ilişkin birçok ihtimali akla getiriyor:

Örneğin; Yıllardan beri dönüşü savunmalarına karşın bunu gerçekleştirmeyenler “bağlı olduğu; savunduğu düşüncelerden vaz geçerek onlara ters düşmüş” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; daha dün “devrim yapar ulusal sorunu çözeriz”, diyerek, dönüşe ayak bağı olanlar, bugün devrimin “d”sini bile ağzına almıyorlarsa “bağlı olduğu: savunduğu düşüncelerden vaz geçerek onlara ters düşmüş” ve ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; bugün daha baştan aldatmaca olduğu: Çerkesleri bir harekete yamamak amacı taşıdığı açık, “Türkiye’de eşit vatandaşlık sağlandığında” (ne anlama geliyorsa), “ileri demokrasi gerçekleştiğinde” sorunların çözüleceğini yazıp çizenler,  İleride “aldatmış”, “halkımıza ve ülkemize kötülük etmiş”, yani ihanet etmiş sayılmayacaklar mı?

Örneğin; anavatanı uğruna ölümü göze alacak kadar çok sevdiğini durmadan yineleyip, tatillerinde bir Avrupa ülkesini, bir deniz kenarını anavatan ziyaretine tercih edenler “sevgide aldatmış, sadakatsizlik” yapmış yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; Abhazya Bağımsızlık savaşında şehit düşenlerin çocuklarına yıllık 120 dolar eğitim yardımını esirgeyenler, “gerektiğinde yardımda bulunmamış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin;  Anavatanın bağımsızlığını savunup bağımsızlık savaşı veren anavatanın çağrısına uyacak yerde saklananlar “güveni yok etmiş” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; olamayacağını bile bile dahası Çerkeslerin yok oluşu ile eş anlamlı “Bağımsız Birleşik Kafkasya’yı”, “cumhuriyetlerimizin birleştirilmesi gerektiğini” yineleyip duranlar, “bir topluluğa, ülkesine kötülük etmiş”, yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; kayıkla bile olsa Soçi’ye gidip kış olimpiyatlarına karşı çıkacağı çığırtkanlığını yapıp, kayığın dümenini Bodruma kıranlar “aldatmış”, “halkımıza ve ülkemize kötülük etmiş”, yani ihanet etmiş sayılmayacaklar mı?

Örneğin; derneklerimizde verdikleri konferanslarda haritalar eşliğinde halkımızın yok oluşu ile sonuçlanacak önerilerde bulunan güya  doktoralı akademisyenler, güya oktoralı akademisyenlere bu olanağı sağlayan yöneticiler, destekleyen “aktivistler”, “bir topluluğa ülkesine kötülük etmiş”, yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; Çerkesya’nın ve Çerkeslerin tarihten silinmesi anlamına gelebileceğini bile bile “Çerkesya’yı yeniden inşa edeceklerini” söyleyip duranlar, “bir topluluğa, ülkesine kötülük etmiş”, yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; Tüm halkaların eşit sayıldığı bir Türkiye’de sorunlarımızın çözüleceğini, halkımızın geleceğe kalabileceğini yineleyip duranlar, bu amaçla parti kuranlar “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” diyen anayasa maddesini doğal bulup, “tüm halkları eşit sayan” RF anayasasına “hayır oyu” verilmesi gerektiği çağrısında bulunan, oylamadan hemen sonra da konuyu unutanlar “aldatmış”, “halkımıza ve ülkemize kötülük etmiş”, yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; 9 yıl yürürlükte kalan, koşulsuz çifte vatandaşlık sunan RF federal yasasını halkımıza anlatmayanlar, milyonlarca insandan bir kişinin bile yasaya uygun başvurusunu sağlamayanlar “aldatmış, gerektiğinde yardımda bulunmamış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; üyesi olduğu başkanı olduğu örgütün web sayfasında çifte vatandaşlık hakkı olduğu bilgisi dururken, genel kurulda çifte vatandaşlık hakkı elde etmek için çalışılacağı söyleminde bulunanlar “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; ödentileri toplayamayan zavallı bir STK olduklarının bilincinde oldukları halde, anavatan bekçilerine, devlet yöneticilerine akıl verir söylemlerde bulunanlar “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; anavatana dönüş yapanlar için anavatanda tek bir konut bile inşa etmemişken, Kosovalı kardeşlerimizin dönüşünü sağlayan, Adığey’de, Mefehable köyünün kuruluşuna, her ülkeden gelen dönüşçüye arsa verilmesine, anavatana dönen Suriyeliler için bir mahalle kurulmasına, Qeberdey’de yüz konut alınmasına yardımcı olan Rusya Federasyonunu, dönüşü zorlaştırmakla itham edenler, “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; DÇB üyeliği konusunda paçavra değerindeki kağıtları, tüm uyarılarımıza karşın güvenilir belgelermiş gibi sunmaktan usanmayanlar, “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; Rusya Federasyonu Adalet Bakanlığı belgesindeki “Bugünkü DÇB 1991’de kurulanın bire bir aynıdır” cümlesini, “Bugünkü DÇB 1991’de kurulanın devamıdır” şeklinde tahrif edenler “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; “aktivisti”, yararına çalıştığı küresel güce göre değil de Çerkes olup olmadıklarına göre tanımlayanlar “aldatmış” yani ihanet etmiş olmuyorlar mı?

Örneğin; “intikam değil adalet istiyoruz”  sözünün beklentilerimiz karşılanmazsa intikam alacağız yalanını söyleyenler, “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; aylarca her platformda genel kurul kararına uyacaklarını dile getiren, tüm çabalarına karşın diledikleri kararı aldıramayanlar, genel kurulun “DÇB üyeliği konusunda eksiklik varsa giderilsin” kararına uymayanlar “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; Örgüt yönetiminde bulunduğu sürece bir STK yöneticisi gibi değil de bir politik örgüt,  dahası silahlı bir politik örgüt yöneticisi imiş gibi demeçler verip, yaşadığı sürece ülküsünün peşinde olacağı görüntüsü verip, yönetimden ayrıldıklarında görünmez olanlar “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; hiç şeffaf olmadıkları halde hep şeffaf olduklarını, gerçekleri sıkça ters-yüz ettikleri halde her koşulda doğruları savunduklarını, yineleyip duranlar “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; anavatandaki gelişmeleri izlemedikleri halde: genel kurullarda, etkinliklerde çok yakından izliyormuş gibi konuşanlar, eksik yanlış bilgi verenler “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Örneğin; Çerkes Haklarını, her platformda savunacaklarını söyleyip durdukları halde, sadece Rusya Federasyonu ile ilişkili olduğu ölçüde dile getirenler, “aldatmış” yani ihanet etmiş sayılmazlar mı?

Bu kadarını yeterli görelim ve bir de “vatana ihanet” neymiş ona bakalım:

Vatana ihanet – Vatandaşlık  Vize (uzaq.org)

“Türk Ceza Kanununda “vatana ihanet” diye bir suçun bulunmaması vatana ihanetin suç olmadığını göstermez (…) Bu duruma örnek göstermek istersek de en basitiyle TCK’nın üçüncü bölümündeki suçları, yani “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçları” örnek gösterebiliriz.

Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçların başlıcaları:

– Devletin egemenlik alametlerini aşağılama;
– Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama;
-Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak;
-Düşmanla işbirliği yapmak;
-Devlete karşı savaşa tahrik;
-Temel millî yararlara karşı hareket;
-Yabancı devlet aleyhine asker toplama;
-Askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma;
-Düşman devlete maddî ve malî yardım;
-Anayasayı ihlâl;
-Yasama organına karşı suç;
-Hükûmete karşı suç;
-Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan;
-Suç için anlaşma;
-Askerî komutanlıkların gasbı;
-Halkı askerlikten soğutma;
-Askerleri itaatsizliğe teşvik;
-Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma;
-Savaşta yalan haber yayma;
-Seferberlikle ilgili görevin ihmali;
-Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü;
-Siyasal veya askerî casusluk;
-Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama;
-Gizli kalması gereken bilgileri açıklama;
-Uluslararası casusluk;
-Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik;
-Yasaklanan bilgileri temin;
-Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini;
-Yasaklanan bilgileri açıklama;
-Yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklama;
-Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurmadır.”

Evet, çok açık olarak görüldüğü gibi, söylemleri şiddet ve nefret içermese de sayılan söylem ve eylemlerde bulunanlar ihanetle itham edilebilirmiş. Değerli arkadaşlar hemen her ülkede de benzer suçların olabileceğini ve ülkelerin en büyük suç kabul ettikleri eylemlerin dış destekli olanları bilmezden gelmezsiniz umarım.

Dolayısı ile siz, siz olun, ve tarihin sizi ihanetle anımsaması ihtimalini önlemek için söylem ve eylemlerinizde çok dikkatli olun, kılı kırk yarın.

Yani, anavatan sevmezken sever görünmeyin. Anavatan için halkımız için büyük özverilerde bulunacağınız görüntüsü vermeyin. Yapabileceğiniz kadarını dillendirin ve onu da gerçekleştirin. Bilincinde olduğunuz zavallılığınızla anavatana vizyon çizmeye kalkmayın. Anavatan bekçilerine olası kötü sonuçlarından etkilenmeyeceğiniz önerilerde bulunmayın, size kanacakların “vatana ihanet” ile suçlanmasına neden olmayın.

Bunun ahlaki olmamasından öte halkımıza ihanet olduğunun bilincinde olun.

Özetle siz de ülkeleriniz politikalarına karışmayan anavatan bekçileri gibi yapın ve Rusya Federasyonunun politikasına karışmayın.