YENİ BİR DÜNYA KURULUR…

ASANBA Özen Sanbay

Rahmetli İnönü, 1964’te ABD’den Türkiye’ye yönelik ültimatomlar içeren ve Türk dış politikasında soğuk duş etkisi yaratan ‘Johnson Mektubu’na, o ünlü cümlesiyle cevap vermişti: “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye’de bu dünyada yerini alır.” Evet, Abhazya bağımsızlığını ve tanınma problemini aştı, diasporası da örgütleniyor. Abhazlar yeni bir dünya kuruyor. Diasporada yaşayan Abhazlar tek bir çatı altında yerlerini alıyor. Abhazlar adı ne olursa olsun en demokratik hakları olan ulusal kimliklerini öne çıkararak var olan ve olmaya aday dernekleri ile bir üst çatı altında “Abhaz Dernekleri Federasyonu”nu oluşturmak istemesi demokratik haklarıdır ve onlarda bu haklarını kullanıyor.

Ancak ne yazıktır ki, bu örgütlenmeye yeni cepheler oluşturarak örgütlü örgütsüz Abhaz örgütlenmesi yanlış gerekçesiyle itiraz edenler;

– Aman bir araya gelmeyin, birlik oluşturmayın. Var olanla idare edin. Bunun için güç lazım, para lazım, bilgi lazım, tecrübe lazım, yazar-çizer lazım, nerdeyse size çobanda lazım denilecek de açık seçik olmasa da üzeri örtülü o da söyleniyor.

Ve onlarda tarihteki yerlerini alıyor.

Demokratlara düşen görev desteklemek katkı vermek omuz vermektir.

Hendek Derneği’nce kaleme alındığı söylenen deklarasyon incelendiğinde kendi konumlarının bile farkında olmadıkları anlaşılıyor.

Atılan başlıktan başlayalım:

’’Ayrı federasyona, bölünmeye hayır! Ortak federasyon yılların birikimidir, heba etmeyelim.’’

Peki, bu güne kadar hangi federasyon üyesi oldular, hangisine katıldılar, katılmak için bir çabaları oldu mu?

Üyesi olmadıkları örgütlenme biçimine ‘’doğru örgütlenme şeklidir’’ ifadesi ciddiyetten uzaktır.

’’Abhaz-Adige kardeşliğini koruyalım, birliği bozmayalım, bozulmasına izin vermeyelim.’’

Aksini kim söyledi ki, elbette bu kardeşlik kıyamete kadar devam edecektir.

Düzce Abhaz Derneği’miz Bir-Kaf-Der’nden ayrılıp Abhaz Federasyonu oluşumuna katkı vermek için doğru olanı yapmış, kardeş derneklerimize de örnek olmuştur.

Söz konusu metni kaleme alan arkadaşlarımız eğri cetvelle doğru çizgi çizilemeyeceğini görmeleri gerekiyor.

Bağımsız Abhazya’nın diasporadan yegane ve öncelikli isteği nüfus, iş ve sermaye desteği iken, bu yönde hiçbir çaba göstermedikleri gibi caydırıcı rol oynadılar, çeşitli girişimleri engellemeye yeltendiler. Özellikle, Abhazya’ya gidip oraya yerleşmek, orada iş yapmak, oranın vatandaşı olmak isteyen Adigeleri engelleme çabaları, akıl tutulmasının nereye vardığını göstermesi bakımından ibret vericidir. (Deklarasyon metninden.)

Bu ifadeleri deklarasyon diye yazıya döken her kimse, Abhazya’nın konumundan durumundan bi haber olsa gerek. Bu haksızlığı ve iftirayı nasıl ifade edebildiler anlamak mümkün değil. Az merak edip Abhaz Anayasası’nı okusalardı, zaman zaman diaspora ziyaretleri yapan değerli katılımcıları takip etselerdi, Abhaz temsilciliğini dikkate alsalardı, bu haksız mesnetsiz iftira dolu satırları kaleme almazlardı.

Bu meselenin doğrusu;

Konuya Abhazya var olma savaşını kazanıp ‘de facto’ devlet olarak ortaya çıktığında, özellikle Adige entelektüellerinde ve devlet yönetimde bir panik başladı.

Diasporamızdaki Çerkesler Abhazya vatandaşı olursa biz ne oluruz? Bilindiği gibi biz muhacir değiliz. Biz yurtlarından zorla koparılıp sürgün edilmiş bir halkız. Adigey’de ve Kabardey Balkarya’da da nüfus problemimiz var anavatandan daha fazla insanımız diasporada yaşıyor.

Adigey ve Kabardey Balkarya yönetimi ve kanaat önderlerinin bu hissiyatı dikkate alınarak Abhazya yönetimi Adigelere pasaport vermeme kararı almıştır. Elbette bu karar alınırken Rusya Federasyonu faktörü de göz önüne alınmıştır. Özellikle Adige kardeşlerimizin bunun bu şekilde olduğunu bilmeleri gerekir. (KUTALIYA Erol Kılıç)

Abhazya’ya gidip yerleşmek, oradan vatandaşlık almak isteyen Adigelere zorluk çıkarıldığı yönünde bu platformda da sık sık yazılar yer aldı. Kişisel olarak, bu zorlukların Abhazya ile Rusya, Abhazya ile Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri arasındaki ilişki dengesi açısından ya da hukuki sıkıntılardan kaynaklandığını varsayıyorum. Öyle olduğunu düşünüyorum ve gözlemliyorum ya da öyle olduğunu ümit ediyorum. Aksi ise, yani Abhazya’da Adigeleri dışlayıcı bir anlayış gelişiyorsa bunu doğru bulmam. (S.B.)

Bundan sonra söylenecek söz temennidir.

Yarın Hendek’te bir Abhaz Derneği kurulursa hiç kimse şaşırmasın. Bu sadece Hendek’le de kalmaz. Sakarya ve Kocaeli de peşinden gelir. Nerede ihtiyaç varsa orada kurulur.

Kafkas diasporası yeni bir oluşum içerisinde. Yeni bir dünya kuruluyor herkes yerini alıyor

Ben demokratım, aydınım, Abhazya için varım diyenler; ulusal kimlikleri ile örgütleşen Abhazları desteklemek, onlara güç vermek gibi görevleri vardır.

Tarih önünde herkes sorumludur.

6. Kafkas Şurası, Abhazya bayrağı asılsın asılmasın tartışmaları yüzünden iptal edildi, yapılamadı. Bu deklarasyoncular o zaman neredeydiler? Bayrağımıza neden sahip çıkmadılar, çıkamadılar?

Abhaz örgütlenmesi ihtiyaçtır, zorunludur, demokratik haktır.

Bu yazıyı (deklarasyonu) hazırlayanların da üslup konusunda bir sıkıntıları var herhalde.

Bir insan kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapamaz.

Ayrı federasyon kurulması, buna önayak olan üç-beş kişiye ‘kazanç’ sağlayabilir. (Deklarasyon metninden.)

El insaf. Aynı cümle bu yazıyı kaleme alana söylense cümlenin manası değişir mi?

Ne gibi bir kazanç söz konusu olabilir. Eğer iddia edildiği gibi bir kazanç varsa ve bunun ne olduğunu biliyorsa açıklamak mecburiyetindedir. Bu deklarasyonu imzalayanlarda, kaleme alanlarda bu iddianın cevabını vermek zorundalar. Kim ne biliyorsa söylesin. İnsanları töhmet altında bırakmasın. Aksi halde kazanç meselesi kendi üstlerine kalır.

Kurum olarak biz destekliyoruz, diye isim belirtenler isimlerini geri almalılar. Zira kurumlar içinde bu metine imza etmeyecek üyelerine haksızlık etmiş olurlar.

Bu gün Kaf-Fed yönetimi, Abhazya’nın Dostları oluşumu ve diğer isimleri geçen derneklerimiz içerisinde Abhaz örgütlenmesini savunan çok değerli insanlarımız var ve bunların sayısı hiç de küçümsenmeyecek sayıdadır. Sayın Cihan Candemir’in “Mevcut örgütlenme biçimimizi gözden geçirmeliyiz” ifadesi bile buna en güzel örnektir.

Balın olduğu yeri arılar bilir.” Abhaz Atasözü