FELSEFE GÜNLÜĞÜMDEN SEÇKİLER

KITIJ Cemil Biçer

Diyalektik temelde karşıtlıkları analizinin merkezine alır. Modern anlamda diyalektik yönteme göre hiçbir şey durağan ve değişmez değildir, şeyler sürekli hareket ve değişim halindedir.

Deneyimlediğimiz hareketin kaynağı maddenin içsel bağıntıları, çelişkileridir.

Evrenin bir işleyiş sistemi vardır felsefede buna “diyalektik” denir,

Diyalektik sarkacında her şey neden-sonuç ilişkisi bağlamında olması gerektiği şekilde ve olması gereken zamanda olur, erkeni-geçi yoktur.

Buradan hareketle; ilkel tanrısal mantık sarmalına sığınarak kendini ”kurban” görmek, biteviye kendine acımak ve var olan koşulları başkalarını suçlamak yerine öz değerlerine ve özvarlığına her koşulda sahip çıkarak bu kavramları yaralayan, örseleyen, inciten, aşağılayan, kendi kalıplarına göre değiştirmeye, sistemli bir şekilde ezip öğütmeye çalışan her kim ve ne varsa bunlara ”Dur!” demek gerekir.

Echart Tolle, Varolmanın kitabında; ”Acı; bedenden yayılan duygu, kısa süre içinde düşünce sisteminizi etkisi altına alır ve zihniniz acı bedenin kontrolü altına geçtiğinde, düşünce sisteminiz de olumsuz hale gelir…” der.

Vicdanınızı dine ipoteklerseniz kendinizi tamamen o sesin söyledikleriyle tanımlar, bütün bozuk düşüncelerine inanırsınız. İşte o noktada, mutsuzluk bağımlılığı yerleşir…

Tanrının dediğine değil vicdanınızın sesini dinleyin…

Mutlak mutluluk, insanın vicdanını sesidir.

Felsefe; insanın hakikati anlama, bilip öğrenme gereksinimini karşılar, insana eleştirel bakış açısı kazandırır, insanı insan olma bilincine ulaştırır. Sistemli, doğru, önyargısız ve saygı duyarak düşünmeyi öğretir.

Ülke olarak felsefeyi yok saymaktan kaynaklıdır yaşadığımız tüm toplumsal sorunlar. Ülke yönetimine çöreklenen karşı devrimci mültezim artıkları bu nedenlerden dolayı milli eğitim müfredatından felsefe grubu derslerini kaldırıp Arap-Bedevi kültürünü bu derslerin yerine koyma gayretkeşliği ve telaşesi içindeler.

Felsefe, insana her şeyden önce disiplinli düşünmeyi, çevresinde olan bitenlere eleştirel gözle bakabilmeyi öğretir. Bunun yanında; neyin, nasıl, niçin değiştirmesi gerektiği konusunda sistemli çalışma ve araştırma yapma yollarını da gösterir.

Hayatı felsefi disiplin içine anlayıp yaşamak isteyenler, mültezim artıklarının en korktukları insan modelidir.  Felsefe terbiyesi almamış toplumlar hayatlarına ait tüm sorunları karanlıkta, el yordamı ile aramaya çalışırlar… Ne aradıklarını bilirler, ne de bulduklarını!

Felsefede kritik önemi olan sözler ve bilgeler vardır…

Bu basitmiş gibi görünen sözde, sadece tarihin nesnel bilinci değil, sadece somut insan pratiği de değil, epistemolijinin de bütün espirisini özetleyen bir derinlik vardır.

Bu arada sosyal paylaşım sitelerine ergenler Google’den aparttıkları felsefi derinliği olan sözler paylaşarak fındık büyüklüğündeki egolarını şişirdiklerini sanırlar…

Zararlı mı?

Yok canım niye zararlı olsun. Malı, davarı öldürmüyorsa, bilâkis fayda bile sağlar, beis yok paylaşabilirsiniz! Hatta kimin tarafından söylenmiş olduğu da önemli değildir. “Emeğe saygı” bâbında filozofun adını yazmanıza da gerek yok…

Sosyal medyaya düşmüş yazılar komün malı sayılır!