OH BE İYİ Kİ DERNEKLERİMİZ VAR

YEMUZ Nevzat Tarakçı

Bu yıl üniversite kazanan yüzbinlerce genç, yabancısı oldukları farklı illerde okumayı, bu diyarlarda hayatlarını sürdürmeyi planlıyor.
Her şeyin ateş pahası olduğu günümüzde bir öğrencinin eğitim hayatını sürdürmesi hiç de kolay değil.
Aileleri ve öğrencileri kara kara düşündüren çok şey var: barınma, ulaşım, okul masrafları, sosyal ortam, güvenlik, uyum, arkadaşlık…
Aslında Türkiye’de okunmaya değer bir okul kazanmak bir dert, okulu bitirip mezun olmak başka bir dert…
Sonrası mı? O daha da uzun bir hikâye!
Aileler için iyiden iyiye çıkmaza giren üniversitede öğrenci okutmak sorunu, günümüz Türkiye’sinde çok daha katmanlı sorun haline gelmiş durumda.
Hal böyleyken biz pozitif düşünelim, Çerkes gençlerinin şanslı olduğunu belirtelim ve şöyle seslenelim:
Siz ey endişeli anne babalar, siz rahat olun, endişeye gerek yok çocuğunuzun gideceği illerde derneklerimiz, duyarlı yöneticilerimiz var.
Siz ey üniversiteli olmuş telaşlı gençler, telaşa gerek yok!
Siz bilesiniz ki gittiğiniz şehirde sıcacık yuvanız, anneniz, babanız, yardımcı olmak için sizi bekleyen arkadaşlarınız, can dostlarınız, kısacası sığınacak limanınız derneklerimiz olacak.
Böylesi bir durum, ne kadar büyük moral olur anne, baba ve öğrencilere, ne kadar rahatlatır onları.
Derneklerimiz ve değerli yöneticilerin ve özverili gençlerin bu duyarlılığı, bu sıcak ilgisi, bu anlamlı katkı elbette üniversiteli gençlerin derneğe sevgisini, ilgisini arttıracaktır.
Derneklerimiz ve gençliğimiz arasında var olduğuna inandığımız “gençlerin derneği sahiplenememe” durumu bu güzelliklerle pozitife dönecektir.

DERNEKLERİMİZ DEVLET DEĞİL AMA YİNE DE…
Derneklerimiz, elbette aktif olmalı, etkili olmalı ancak ne yazık ki bazı derneklerimizin imkânı oldukça sınırlı.
Derneklerden haklı olarak çok şey bekliyoruz ama “derneklerin devlet olmadığını” da unutmamalıyız.
Keşke tüm dernek, vakıf ve diğer kurumlarımız şartlarını zorlasa, projelerinin en realistini, en kapsamlısını, harcamalarının en hacimlisini gençler için yapsa…
Keşke her dernek imkanları ölçüsünde özellikle üniversiteli gençlere burs imkanları sunsa, iş bulamayan gençlere iş bulsa, ihtiyaç sahiplerine katkı sağlasa
Evet, bunları olanakları ölçüsünde yapan derneklerimiz yok değil ama kirasını ödemekte zorlanan derneklerimizin varlığı da bir gerçek.
Kim istemezdi ki kaynaklar yeterli olsa, olanaklar el verse ve bütün derneklerimiz ideal manada kurumlar olsa.
Ama biz yine de hayalimizi konuşturalım.
Hayal etmeden de olmaz ki.
Bari hayalimize yol verelim!
Derneklerimiz bir okul, bir yuva, hayatın tüm renklerini taşıyan cıvıl çıvıl mekânlar olsun.
Enerjisini dernekteki sosyal, sanatsal ve kültürel etkinliklerde harcayan, her defasında yeni enerji, taze ümitle dolan, gözünü yeni ufuklara diken, dostlukların kalıcı olduğu kültür merkezlerimizin sayısı artsın.
Derneklerimiz, yüzü gülen, insan seven, kültürün kıymetini bilen, hayat dolu, şen şakrak insanların ortamı olsun.
Derneklerimiz; güzel sohbetleri, projeleri, tatlı müzikleri, neşeli gençleri, anlayışlı, hoşgörülü, babacan dernek yöneticileriyle sevgi ve kültür atmosferi olsun.
Nabız atışları yavaşlamış, isyanın kıyısında gezintiye başlamış gençlerin huzur limanı olsun.
Hayatın keşmekeşinde yalnız kalan, zihinleri karmakarışık gençlerin, gönül akordunun yapıldığı mekânlar olsun.
Kavganın, kıskançlığın olmadığı, tatlı, doyumsuz sohbetleri, saygın thamadeleri, demli çayları, boy boy delikanlıları, zarif saygılı kızlarıyla kültür, sanat, sohbet mekânları olsun.
Derneklerimiz, ana dille konuşmanın doyumsuz hazzını tatma, tarih ve kültür şuuruna erme, hayatı doğru yaşamayı öğretme merkezi olsun.
Böylesi derneklerimiz yok değil, sayısının artması temennisidir bu!

DUYARLI YÖNETİCİLERİMİZİN AĞIR SORUMLULUĞU
Çaresizlik ve ümitsizlik cenderesinde cılız girişimlerle günü kurtarmakla uğraşmak yerine imkanları zorlayan, projeler üreten, çözüm ortakları arayan yöneticiler teşekkürü çoktan hak etmiyor mu?

İŞTE O ZAMAN KÜLTÜR DEVRİMİ GERÇEKLEŞİR
Ne zaman toplumumuzun sosyal ve kültürel duyarlılığı artar, dayanışma ve iş birliği gelişir, toplum yeni nesle gerekli desteği sağlar, gençler eğitimlerini tamamlar işte o zaman kader sandığımız gerçekler değişecek.
İşte o zaman, tarihiyle kültürüyle bütünleşen idealist aydın gençler, kültür devrimini gerçekleştirecektir.
İşte o gün, bizim mutluluktan başımızın göğe erdiği gün olacaktır.