PUSU KURMA KÜLTÜRÜ

KITIJ Cemil Biçer

Sosyoloji, tüm bilim dalları gibi çok önemlidir. Belki de tüm bilimlerin kaynağı olan insan-toplum ilişkisini konu etmesinden dolayı “en önemlisi”…

Dün ilçemizde silahlı bir saldırı sonucu aynı aileden üç kişi, silahlı bir saldırıda yaşamını yitirdi.

Ajanslar haberi, Çarşamba’da kanlı pusu başlığı ile geçtiler.

Pusu;Türk Dil Kurumu sözlüklerinde, “birine saldırmak için saklanılan yer” olarak tanımlanıyor.

Yani habersizce, alçakça, kalleşçe arkadan saldırmak. Dilimizde pusu ile yüzlerce sözcük ve atasözü var. Bu da Türk sosyolojisinde pusunun bir yaşam şekli olarak yer aldığının somut göstergesidir.

Pusu kurmak ve başarılı bir pusu ile sonuca ulaşmak kurnazlık ve yiğitlik göstergesi olarak ödüllendirilir değer bulur, ahlâki sayılır! Bu nedenle sorunları çoğunca bu yolla çözümlerler.

Son 40 yılda toplumu derinden sarsan cinayetler hep pusu kurularak gerçekleştirilmiştir (Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Gaffar Okkan, Bahriye Üçok, Turan Dursun ve yüzlercesi)…

Pusuda; cesaret, mertlik, adalet, eşitlik gibi erdemler aranmaz! Dinsel inançlarında bu davranışı kutsandığı (kutsal metinlerde ve hadislerde) örneklerle sabittir. Pusu kültürünün coğrafi dağılımı incelendiğinde bunun inançla doğru orantılı olduğu kanıtlanacaktır.

Genelde tarım ve göçebe toplumlarda görülür bu manada üretim ilişkileri ile de yakından bağlantılıdır.

Oysa bazı toplumlarda pusu kurmak, pusu kurarak öç almak ahlaki olarak kabul görmez. Bu şekilde davranış gösterenler toplumdan dışlanırlar. Pusu ilkel bir davranış biçimidir ve ilkel bir doğal savunma mekanizmasıdır. Felsefi olarak bu davranışın haklılığının savunulması elbette mümkün.

Düello ise eşit koşullar altında güç ve silah kullanarak tarafların “öç” duygularının sonuca götürmesidir. Başarı şansı “fifti-fifti”dir! Bu manada pusu kurmak kadar cazip değildir, buna rağmen bazı toplumlarda geleneksel olarak başvurulan bir davranış biçimi olarak görülür.

Düello Kuzey Kafkasya otokton halklarında yaygın bir hesaplaşma biçimi olarak görülür. Düellonun iki tarafı da sonuçları ne olursa olsun toplum tarafından kutsanır ve saygın kabul edilir.

Ben, düelloyu insanoğlunun “eşref-i mahlukat” olarak kabul edilmesinin olmazsa olmaz bir davranışı olarak kabul ederim.

Kısacası, soylu bir davranış biçimidir düello! En azından adil, eşit ve iradi olması açısından etik bulurum.

Sonuç olarak pusu kurmak da düello yapmak da hukukun gelişmediği toplumlarda “adalet” sağlanmasına yöneliktir. Çağdaş demokratik toplumlarda adalet, hukuk aracılığı ile sağlanır ve sonucu ne olursa olsun taraflarca tartışmasız kabul edilir.

Çocuklarınıza pusu kurmak yerine düello yapma ahlakını öğretin ama bundan daha iyisini öğretmek isterseniz, adalet ve hukukun üstünlüğüne saygı duymaları en insani ve en doğru olanıdır.